kitabın hangi güzel köşesinden bahsetmeye başlasam diye düşünüyorum... her kısmı ayrı güzel, her bölümü ayrı tatlı. bir çok çeşit ile beslenmiş. geniş bir yelpazeyi içine alıp her mevzunun hakkını veren, üstelik sıkmayan bir kitap. yakın zamanda (Türk yazarlardan) böyle bir kitap okumamıştım.
Osmanlı döneminde geçen, her çeşit olayın döndüğü, kimyasından simyasına bir çok mevzuyu ele alan, kendinizi kimi zaman er meydanında, kimi zaman mutfakta bulacağınız, ara sıra bilinmez diyarlara yolculuk yapacağınız eşsiz bir roman.
yazar, konuyu öyle güzel baharatlamış ki, öyle güzel harmanlanmış ki; takdir etmemek elde değil! kitap bittiğinde o dönemde yaşamış, olayların içindeymiş gibi hissedeceksiniz.
sık sık gaza gelip bir insanı eski hatıralarını yaşatacak leziz bir yemek yapmak isteyecek, bazen kişisel gelişim kitabı okuyormuşçasına kendi iç dünyanızda yolculuk edecek, bazen de gökyüzünün ne demeye çalıştığını çözme merakıyla yanıp tutuşacaksınız.
seherin sesi, tan yerinin ışığı, denizlerin köpüğü, baharatların ilmi, yemeğin derdi, insanın hırsı, intikam duygusu ve daima taze kalan, yüreğe güç veren tertemiz, sapsade bir aşk... hepsi bir arada! gerisini siz düşünün.
osmanlı dönemini özleyenler, astronomiye meraklılar, gastronomiyle ilgilenenler, hafiften kişisel gelişim olsun diyenler, üzerine aşk da kondurulsun isteyenler; tam sizlik bir kitap. tavsiyemdir, mutlaka okuyun.
kitabın bir çok dile çevrilmiş olması yok yere değil. nicelerine! =)) Sevgili Saygın Ersin, yüreğine bereket! ilhamı bol olsun ki yeni eserlerini de tadalım.
sevgiler