Çok kez kulakları sağır eden sessizliklere tanık oldum. Islatmayan yağmurlara, yıkadıkça temizlenmeyen kirlere ama saflaşan sulara, ayakları yere basarken de uçabilen canlılara. Gözleri olduğu halde göremeyenlere, duydukları halde duymayanlara, kalbi olduğu halde sevmeyenlere...
Çok kez kulakları sağır eden sessizliklere tanık oldum. Islatmayan yağmurlara, yıkadıkça temizlenmeyen kirlere ama saflaşan sulara, ayakları yere basarken de uçabilen canlılara. Gözleri olduğu halde göremeyenlere, duydukları halde duymayanlara, kalbi olduğu halde sevmeyenlere...
Reklam
kendini hatırlayınca seni mezopotamya’ya götüreceğim/ ellerini tutmayacağım belki koparız aniden/ göğsümde varsa bir ev kerpiçten/ devlet ve apolet ve allaha yer açmadım/ saklan diye ellerin ve sen seninle çocuklara kızkaçıran dağıtalım ve/ onlar öpsün bizi kana kana/ adında bir öykü yazacağım/ sana okutmayacağım belki inanmazsın/ gözlerinin daha
Piçlerin geçmişleri, onları hayatta tutacak kadar gösterişlidir. Sıradan bir insanın Gandhi'nin pasif direnişini, kendisi dışında her şeye uyarladığı anda acımasızca derisini yüzen hayat, piçlere daha şefkatli davranır. Çünkü piçlerin geçmişlerinde doğum günü hediyeleri, yüksek aidatlı özel okullar ve içinde konuşmayı öğrendikleri doğru gramerli Türkçe'ye sahip aileler vardır. Piçlerin hayat tarafından ezilip çamur haline getirilmesi, sıradan insanların püreleşmesiyle karşılaştırıldığında, daha uzun sürer. Ancak sonuç değişmez. Yaşamayı bırakmış her insan gibi piçler de diğer insanların ayakları altında er ya da geç çiğnenirler. Çünkü hayat tek taraflı sözleşme iptallerinin cezasını tereddütsüz verir. Ceza, yaşıyormuş taklidi yapmaya mahkûm olmaktır. Bir insanın tanıyabileceği en şiddetli acının kaynağıdır. Müebbet hayat mahkûmiyeti. Tek kaçışı ölüm olan bir hapishane. Piçler kaçmaktan korkanlardır. Ne evlerinden, ne de mahkum edildikleri hayatlardan kaçabilirler. Zamanın gardiyan olduğu hapishanede diğerlerinden hızlı davranıp kendilerine tecavüz eder ve çürürler. Çürüğe çıkmış insanlar olarak, piçler sadece korkar ve konuşurlar. Dünya üzerinde sağır, dilsiz, kör, sakat piç yoktur. Çünkü piç olmak için sağlıklı gözlere sahip olup görmemek, sağlıklı kulaklara sahip olup duymamak, sağlıklı bir bedene sahip olup yaşamamak gerekir. Sadece mükemmel insan adayları piçe dönüşebilir. Çünkü çok mutsuz sonların birinci şartı çok mutlu başlangıçlardır.
İnsanlar olağanüstü şeyleri söylemek için herkesin kullandığı dili kullanmalılar, fakat tam tersini yapıyorlar. Hiçbir kıymeti olmayan fikirleri muhteşem, görkemli sözcüklere büründürmeye çalıştıklarına ve çok sıradan düşüncelerine en acayip, en işitilmedik, en yapmacık, en nadir ifadeleri giydirdiklerine tanık oluyoruz. Cümleleri sürekli olarak yerden bir metre yüksekte cambaz ayakları üzerinde dolaşır durur. Tumturaklı ifadelerden hoşlanmalarına ve genellikle görkemli, mübalağalı, kibirli-kurumlu, hakikatsiz ve cambazane üslupla yazmalarına gelince, bu konuda onların pirleri, (Shakespeare'in Henry IV, Bölüm II, Sahne v, Perde 3'deki) dostu Falstaff tarafından bir keresinde en sonunda dayanamayıp "Yalvarırım ne söyleyeceksen bu dünyadan bir adam gibi söyle" diye kendisinden ricada bulunulan Pistol'dür. Misallere düşkün olanlara aşağıdaki ilanı tavsiye ediyorum: "Kısa bir süre sonra gaz birikmesi adıyla bilinen fenomenlerin teorik bakımdan pratik bir bilimsel fizyoloji, patoloji ve terapisini yayınlıyoruz ki burada bu fenomenler organik ve nedensel bağlamları içinde, varlık ve özlerine göre, keza onları görünüşlerinin ve etkinliklerinin tamlığı içinde, hem bilimsel hem de genel olarak insan bilgisi cihetinden koşullandıran, dahili ve harici bütün genetik etkenleri bakımından da sistematik biçimde tanımlanıp açıklanmaktadır. 'L'art de peter'* isimli Fransızca eserin notlar, düzeltmeler ve açıklayıcı yorumlarla birlikte serbest bir çevirisi." * (Yellenme Sanatı.)
Sayfa 109 - Yazarlık ve Üslup ÜzerineKitabı okudu
Piçlerin geçmişleri, onları hayatta tutacak kadar gösterişlidir. Sıradan bir insanın Gandhi'nin pasif direnişini, kendisi dışında her şeye uyarladığı anda acımasızca derisini yüzen hayat, piçlere daha şefkatli davranır. Çünkü piçlerin geçmişlerinde doğum günü hediyeleri, yüksek aidatlı özel okullar ve içinde konuşmayı öğrendikleri doğru gramerli Türkçe'ye sahip aileler vardır. Piçlerin hayat tarafından ezilip çamur haline getirilmesi, sıradan insanların püreleşmesiyle karşılaştırıldığında, daha uzun sürer. Ancak sonuç değişmez. Yaşamayı bırakmış her insan gibi piçler de diğer insanların ayakları altında er ya da geç çiğnenirler. Çünkü hayat tek taraflı sözleşme iptallerinin cezasını tereddütsüz verir. Ceza, yaşıyormuş taklidi yapmaya mahkum olmaktır. Bir insanın tanıyabileceği en şiddetli acının kaynağıdır. Müebbet hayat mahkumiyeti. Tek kaçışı ölüm olan bir hapishane. Piçler kaçmaktan korkanlardır. Ne evlerinden ne de mahkum edildikleri hayatlardan kaçabilirler. Zamanın gardiyan olduğu hapishanede diğerlerinden hızlı davranıp kendilerine tecavüz eder ve çürürler. Çürüğe çıkmış insanlar olarak, piçler sadece korkar ve konuşurlar. Dünya üzerinde sağır, dilsiz, kör, sakat piç yoktur. Çünkü piç olmak için sağlıklı gözlere sahip olup görmemek, sağlıklı kulaklara sahip olup duymamak, sağlıklı bir bedene sahip olup yaşamamak gerekir. Sadece mükemmel insan adayları piçe dönüşebilir. Çünkü çok mutsuz sonların birinci şartı çok mutlu başlangıçlardır.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.