Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
472 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bir kaza, düşen bir kaya ile karanlığın derinliklerine sürüklenmiş hayatlar.. Baba eksik kalmış bedeninin mutsuzluğunu; sucuk kokuları içinde bir evin içki masasında teselli ederken, henüz ilkokul 4.sınıfta olan çok ama çok güzel küçük bir kız hayatın dibine doğru inmekte. Ne babaannesi, ne kuzenleri, ne arkadaşlarının arasında bir
Yeşil Peri Gecesi
Yeşil Peri GecesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20147,3bin okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Suat Derviş okumak da bir tür bağımlılık yaratıyor. Sade anlatımı, toplumsal konulara eğilimi ve bunu yaparken de sıradan insanlar üzerinden hikayesi aktarımı eserlerine ayrı bir akıcılık katıyor. Bu kitabında üç ana karakter üzerinden olay örgüsü yaratılmış. Nedir aslında bu olay? Türkiye’de aristokrasinin yerini burjuvaziye bırakması ekseninde
Aksaray'dan Bir Perihan
Aksaray'dan Bir PerihanSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2022186 okunma
Reklam
504 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"O dünyanın en pis kokan yerinde kokusuz olarak doğmuş olan, çöpün, çamurun, kokuşmanın içinden gelen, sevgisiz büyümüş, sıcak bir insan ruhu olmadan sırf inatçılığından ve iğrentisinin verdiği güçle yaşayan, ufak, kamburu çıkmış, topallayan, çirkin, herkesin sırt çevirdiği, içi de dışı da mendebur Jean-Baptiste Grenouille kendini dünyaya sevdirmeyi başarmıştı. Sevdirmek de ne demek! Aşık olmuşlardı ona! Hayrandılar! Tapıyorlardı!" Önce filmini izlemiş olmamdan mı bilemedim kitap boyunca içimdeki tok erkek sesini bir türlü susturamadığımama harika bir kitap önerisi ile herkese merhaba. #koku #birkatilinhikayesi 1700 lü yıllarda, Paris' in belki de en pis koktuğu dönemlerde, annesinin bir balıkçıda kılçıkların , pisliklerin içine doğurup attığı, babası zaten belli olmayan kimsesiz bir çocuğun kokular üzerine kurulu hayat hikayesi... Hayatı boyunca farkedilmeyen, (belki de kokusu olmadığından ) yok sayılan, hikaye boyunca da hâlâ ölmediğine şaşırdığımız Grenouille' in çok önemli bir yeteneği var. Tüm kokuları her bir zerresine kadar ayırt edebiliyor, birbirinden ayırabiliyor ve istediği kokuyu üretebiliyor. Görmek için gözlerini değil burnunu kullanıyor! Duygudan yoksun, dünyadan kopuk bu genç insanları sevmese de tesadüfen birkaç insanın hayatına giriyor ve büyük değişimlere sebep oluyor. Ama yaptıklarının kimse farkında değil! En güzel kokuyu elde etmek için öldürmekten çekinmeyen bir cani haline gelen bu koku dehâsının ilginç hikayesini ve şaşırtıcı sonunu hayretle okudum. Filmini de mutlaka izlemelisiniz , ama kitaptan sonra ! Ben izleyeli çok uzun zaman olmuştu, tekrar izlemeyi düşünüyorum.
Koku (Mini Kitap)
Koku (Mini Kitap)Patrick Süskind · Can Yayınları · 201622bin okunma
Uyandın mı?
Pandemi: Ne kadar da alışık olduğumuz ya da zorunda kaldığımız bir kelime değil mi? Birçoğumuzun bihaber olduğu ya da duyunca “Aman bana ne!” , “Ne işime yarayacak ki bunu bilmek?” gibi entelektüel yanıtlar verdiği bir kelimeyken nasıl da hayatımızda yer ediniverdi… Üzerimize gelen duvarlardı, evde beraber yaşadığımız insanların; ıssız bir
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Cıs Hakan Sarıpolat’ın namı diğer
Hakan Sülün
Hakan Sülün
’nin ilk kitabı. 3-4 yıldır bu platformdaysanız illa ki Hakan’ın bir öyküsüne rast gelmiş, yaratıcılığına ve diline hayran kalmışsınızdır. Ben, ama, İshak Edebiyat grubu/sitesi sayesinde öykülerini yazım tarzına, çalışma şekline, yeteneğine, işte bir çok şeye tanık oldum. İşte
Cıs
CısHakan Sarıpolat · İthaki Yayınları · 2021370 okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
“Tekme yemiş köpek haysiyetsizliğiyle dehlizin köşesi dönülüp de 72. Koğuş’a gelindi mi, her şey unutulur.” (sf. 24) 72. Koğuş, Orhan Kemal’in kısacık romanı. Kısa dendiğine bakmayın. Zira uzun uzun düşündüren bir hikâye! Âdembabaların koğuşu, 72. Koğuş. Cezaevinin en pis, en yoksul yeri. İhanetin, alçaklığın, kumarın, dalkavukluğun döndüğü bir yer. Kaya Ali’ler, Berbat’lar, Beton Ahmet’ler… Ve daha niceleri. Bir de Kaptan Ahmet var bu âdemababaların arasında. O farklıdır diğerlerinden. “Ahmet Kaptan bunlardan değildi, olmamıştı da.”(sf. 24) diyor Orhan Kemal, Ahmet Kaptan için. Ve ekliyor: “Sessizliği seviyordu o. Sessizliği, yalnızlığı…” Peki, seviyor muydu yalnızlığı? Sevmek, sevilmek, sevgiye inanmak istemiyor muydu? Orhan Kemal’in, 1940 yılında Bursa Cezaevi’nde tanıştığı ve sanat yaşamında önemli dönüm noktalarından birisi olan Nazım’ın dizeleriyle son verelim sözlerimize; … pamuk gibiydi, bembeyazdı ekmek ben içeri düştüğüm sene. sonra vesikaya bindi, bizim burada, içerde, birbirini vurdu millet yumruk kadar, simsiyah bir tayın için. … Bir koğuşun karanlığında şahit oluyoruz Kaptan’ın yükselişine. Ve yeniden alçalışına! Buyurunuz!
72. Koğuş
72. KoğuşOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,5bin okunma
853 öğeden 561 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.