Menderes, 1946'dan sonra kendisine karşı bir silah olarak kullanılan MAH'ı, iktidara geldikten sonra, kendi istihbarat örgütü durumuna getirmekte hiçbir sakınca görmemişti.
Bizim bu ayrılmayı kabul etmemiz kolay değildi. Ama başka bir yol yoktu. Bizim karşı gelmemiz durumunda Güney Kafkasya Federasyonu dağılacak; Gürcüler ile Tatarlar anlaşarak Türklerle barışacak ve biz yalnız kalacaktık; karşımızda da Türk ordusu olacaktı.
İşbölümünün cinsiyete göre belirdiği toplumlarda kadınlar için vakitsizlik can alıcı bir kısıtlama, toplantılar ise ek bir külfet haline gelir.Ktılımın yo
ğunluğu ile katılımcıların sayısı arasındaki ters orantıyı,kadın hareke
tinde etkin alanlar çok iyi bilirler ve
çocuğun ya da büyüğün bakımının sözkonusu olduğu dönemlerde kadınları politika dışına iten döngü hiçbir zaman dikkatten kaçmamıştır.
Seçilmiş halk düşüncesi «tarih açısından çocukçadır...» Zira kitaplarını kendileri yazan bütün halklar aynı şeyi söylemişlerdir. Kendileri üstün görmüşler ve seçildiklerini öne sürerek işi sona erdirmişlerdir. Ancak neden bazılarının yazıları gerçeğin ta kendisi olsun?...
Seçilmiş halk düşüncesi, siyasi bir cinayettir. Zira bu düşünce tarihte her zaman saldırıyı kutsallaştırmış, yayılma ve egemenlik tutkularına yaramıştır.
Seçilmiş halk düşüncesi «teorik açıdan dayanılmaz bir düşüncədir, zira bir «seçilmiş» varsa bir de «kovulmuş»olacaktır.
Bu efsanenin üzerinde kurulduğunu iddia eden her politika, dolayısıyle olumsuzluğa ve başkalarını reddetmeye doğru bir gidiştir. Tek insan yoktur... Dinsel açıdan da yoktur. Kendi kendisine yeten insan Tanrı'nın amacı değildir..
Siyonist sömürgecilik bu kuralın dışına çıkamaz. Bir halkı nasıl yok saydıklarını ve Golde Meir'in Filistinlileri nasıl tanımadığını ve dağıttığını gördük... Begin'in Deir Yassin'den Beyrut'a kadar nasıl ulaştığını da gördük...
Feministler politika ile yaşamımızın
geri kalanı arasındaki sınırları araştırmak için güçlerini katılımcı okulun güçleriyle birleştirilirler.Bu demokrasinin çerçevesini ve ilgili
sayıldığı durumları gündelik yaşamı
muzun her köşesine uyacak şekilde genişletir.Bunun sonuçlarını ele alırken,cumhuriyetçi kamptan demokratların bu yaklaşımı yöneltecekler eleştirilerle özellikle ilgilendim.Çağdaş feministlerin çoğu gibi,kamusal ve özel alanlar arasında
ki ayrımın basitçe yok edilmesine karşı çıkıyorum
Kadınlar ve politika üzerine literatür de,politik eşitliğin ne ölçüde önemli toplumsal ve ekonomik koşullara dayandığını araştırmak için verimli bir zemin hazırlar ve bu ele aldığım ikinci sorudur.Son yirmi yıl,az sayıda ülke için,kadınların temsilinde büyük deği
şiklikler getirmiştir,diğerleri için aynı şeyin biraz daha artarak devam olmuştur.