Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cansu

Cansu
@portatifev
Öğrenmeye ve öğretmeye sevdalı... Biyografi: Kitaplarda altını çizdiğim cümleler...
42 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
264 syf.
·
Puan vermedi
Bulantı adlı eseri onun ilk ve en ses getiren romanıdır. Eser Roqentin adlı bir karakterin dünya ve kendisi ile ilgili hissettiklerini ve bu bağlamda aklından geçen tüm düşüncelerini yazması üzerine kuruludur, aslında karakterin günlüğünü okuruz. Sartre romanın başında Fransız bir yazar olan Luis Ferdinand Celine’in Kilise adlı oyun metninden bir alıntı vardır. Alıntıda şöyle yazar; ‘’Toplumsal önemi olmayan bir adam bu, sadece bir birey.’’ Aslında bu alıntı kitabın içeriği konusunda bize oldukça önemli bir ipucu verir. Çünkü eserde birey ve dünya arasındaki ilişkiyi ve topluma duyulan öfkeyle karışık tiksinme duygusunun bireydeki yansımalarını görürüz. Kendisinden ve karşılaştığı insan manzaralarından tiksinen bir bireyi görürüz burada. Sartre bu romanında değindiği konuları daha sonra felsefesinin temel problemleri olarak sunar.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,9bin okunma
Reklam
68 syf.
7/10 puan verdi
Zweig denizinde yüzüyorum uzunca bir süredir. Her Zweig eseri okuduğumda Zweig'i anlamaya, tanımaya yönelik isteğim katlanarak artıyor. Her seferinde daha derine iniyormuş gibi hissediyorum. Bir kadının iç dünyasını bu kadar derinlemesine analiz edebilmesine mi hayret etmeli yoksa bunu okuyucuya bu denli sert darbelerle yansıtmasına mı ?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,5bin okunma
266 syf.
9/10 puan verdi
İlginç, düşündürücü ve hakkında yorumda bulunmanın zor olduğu bir eserle karşınızdayım. Zorluğu ise okuyucunun bakış açısına göre değişen mesajlar veriyor olmasından kaynaklanıyor. Eser gerek yaratıcılığı, gerek göndermeleriyle beni benden aldı. Fakat püf nokta şu ki; içerisindeki detaylar hakkında bilgi sahibi olduğunuz takdirde eser daha
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
56 syf.
8/10 puan verdi
Samed Behrengi'yi bilenleriniz vardır muhakkak. "Küçük Kara Balık" masalı onun başyapıtıdır. Küçük Kara Balık yaşadığı derenin dışına çıkıp, uçsuz bucaksız okyanuslarla tanışmak ister. "Benim dışımda neler var, neler oluyor, benim bir amacım olmalı, ömrümün sonuna geldiğimde pişmanlık duymayacağım bir yaşamım olmalı" diye düşünür. Tüm yargılara, baskılara ve korkularına rağmen o sığ dereden çıkıp açık denizlere doğru yol alır. Başına gelmeyen kalmaz, yine de pişman olmaz. Sonuçta özgürlüğünün, hayallerinin, merak dürtüsünün peşinden koşmuştur. Karşısına çıkan engelleri aşamayacak gibi olur aşar, ölecek gibi olur yaşar. Ne olursa olsun, okyanusa kavuşmuştur. Bu hikayeyi böyle dinleyince insanın içine umut doluyor. Ben de aşacağım, ben de yapacağım diyorum. Ölür gibi oluyorum ama yaşıyorum. Sonra yazarın kendi hayat hikayesine bakıyorum; Samed Behrengi genç sayılabilecek bir yaşta, nehirde can veriyor. İşte tam burada korkularım, öfkelerim, telaşlarım artıyor... İnancım, çabam azalıyor. Yapmak istediklerimi yapamadan ölmek, aklımdakilerin peşinde koşarken yorulup pes etmek, sığ derelere mahkum olmayı tercih etmek... İşte hepimiz bir Küçük Kara Balık... Kimimiz güvenli sularda yüzmeyi tercih ediyor, kimimiz güvenli suları terk edip bilmediği, gitmediği yerlere kulaç atıyor. Ben mi ? Güvenli sular ile aklımdakiler arasında savrulup duruyorum. Mabel Matiz de diyor ya hani: "Yine yaşım çocuk Yine hangi düşün kumarı bu yırtılan Delik deşik" "Eğilip alıver yüzümü Bu sular acımaz, kanatır dizimi"... Cansu Arslan
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331,2bin okunma
59 syf.
4/10 puan verdi
Olay örgüsü hakkında tüyo vermeden yorum yapmak istiyorum. Kitap gerek kapak tasarımı gerekse ismi nedeniyle uzun süredir ilgimi çekmesine rağmen ancak bu ara okuyup yorumlayabildim. Öncelikle kitap bende beklediğim etkiyi yaratmadı. Çok merak ederek aldım, çok keyifli bir biçimde de okudum. Ancak “okumamış olsam ne kaybederdim” diye sorduğumda kitap bende değerini yitiriyor. Çünkü unutamayacağım izler bırakmadı zihnimde. Gelelim kitabı sevmeme neden olan noktalara; kitabın dili resmen sizinle konuşuyor. Oldukça dobra bir anlatım ile adeta her cümlede okkalı laflara yer veriyor. Yer yer argo kelimeler olmasına rağmen bu hiç rahatsız etmedi. Kitabın ortalarına doğru okuyucu ile hikaye arasında duygusal bir bağ kuruluyor, bir samimiyet ortaya çıkıyor. Ama bazen anlatıcı karaktere, yani baş karaktere içten içe bir gıcık olma hissi geliyor. Bu hissin nedenini sanırım ikinci kez okursam daha iyi anlayacağım. Kitabin içeriği hakkında tüyo vermek istemiyorum ama okurken yer yer meczup bir gülümsemenin yüzünüze uğrayacağından eminim. Bu kısacık romanda tutku ile komikliğin buluşması yansıdı bana. Aşkın traji-komik halini sevenler için harika bir eser olabilir. Ama okunmaya değer, zaten kısa bir kitap, bir çırpıda bitiyor. O yüzden harikulade bulmasam da okumanizi öneririm. Kısa bir zaman sonra size kitaptan hosuma giden alıntılar postu sunacağım. Kitapla, sevgiyle kalın.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,3bin okunma
Reklam
133 syf.
7/10 puan verdi
Üniversite yıllarımda entelektüel birikimine güvendiğim bir hocam sayesinde tanıştığım Milan Kundera ile karşınızdayım. Yazar ilk olarak Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği eseriyle gönlümde taht kurdu. Hep hissettiğimiz ama doğru kelimeleri seçip dile getiremediğimiz hislere, soramadığımız sorulara yer veriyor eserlerinde. Karakterler arasında geçen
Bilmemek
BilmemekMilan Kundera · Can Yayınları · 20141,592 okunma
·
Puan vermedi
Bu kitap neden bitmiyor, nedenn.... Bazı yerlerini çok sevsem de tat alamıyorum. Devam edemiyorum. Çocuklar, iyilik, kötülük çok ilgimi çeken konular fakat kitabı ancak yarıya kadar okuyabildim. Belki başka bir zamanda, başka bir yaşta tekrar okumak ister ve daha çok severim... Yine de bu sizi okumaktan alı koymasın, belki benim göremediğimi görürsünüz.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,6bin okunma
87 syf.
·
Puan vermedi
Zweig ile tanıştığım ilk eser. Kendisini anlamadan, tanımadan eserlerini okuduğunuzda o tadı alamazsınız. Çünkü hikayelerinde kendi zihinsel süreçlerinden pek çok kesit aktarmış, psikolojik çözümlemelere yer vermiştir. Hikaye gemide, karakterin bir yabancıya kendini dökmesiyle başlıyor. Kitabın ismi uzakdoğu ülkelerinde bir tür cinnet halini
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · İndigo Kitap · 2018112bin okunma
90 syf.
6/10 puan verdi
Merhaba dostlarım İlk defa bir tiyatro eseri yorumu ile geldim. Bu eseri bende özel kılan öğrencilik yıllarımda eserdeki Sonya karakterine sahnede can vermiş olmamdır. Oyunu izledikten sonra eseri okumak daha anlaşılır olmasını sağlıyor. Eğer oyunu izlememişseniz, Rus edebiyatına da yabancıysanız eseri tam anlamak için iki defa okumanızda fayda
Vanya Dayı
Vanya DayıAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,8bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
Merhaba arkadaşlar Bu eseri sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum dersem hiç abartmış olmam. Eseri okurken yazarın kaleminden öpesim geldi. Yazar ve eser birbiri ile o kadar bütün ki ayrı ayrı değerlendirmek mümkün olmuyor. O bize olay örgüleri sunmuyor, aklından geçenleri aktarıyor. Buna bilinç akışı tekniği deniyor. O, yaşamı sansasyonlarla dolu ilk feminist yazarlarımızdan. Bir çok ünlü sima gibi o da yaşamını intiharla sonlandırıyor. Bu durum aklıma yine aynı soruyu getiriyor; Mutlu hayatlardan ölümsüz edebi eserler çıkmıyor muydu? Acı ve edebiyat birbiri ile doğrudan ilişkili miydi? * Kendine Ait Bir Oda 1928 yılından tarihin tüm kadınlarına sesleniyor. Kendinden önceki yüzyıllarda ve yaşadığı yüzyılda kadının yerinden, daha doğrusu yersizliğinden bahsediyor. Ne paranız ne de kendinize ait bir odanızın olmaması eski dönemler için geçerli bir sebepti ama artık elinizdeki güçle parayı da, kendinize ait odayı da elde edebilirsiniz diyor. Para ve kendine ait bir oda derken hem gerçek anlamda hem de sembol olarak kullanıyor bu sözcükleri. Kadının bu yersizliğinin artık son bulması için kadınların harekete geçmesini istiyor. Özetle kadınlara "eril cümbüşe rağmen yazın" diyor.Eserin başları sabırsız okuyucuyu biraz sıkabilir, fakat sonlara doğru hayran bırakır. Ancak sabırlı bir okuyucu için eser baştan ayağa mükemmel... Beni hayata karşı hırslandırdığın için teşekkürler Virginia Wolf...
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İndigo Kitap · 201738,1bin okunma
Reklam
88 syf.
5/10 puan verdi
Merhaba kitap dostum Eser adından da anlaşılacağı üzere F. Kafka'nın babasına yazdığı bir mektup. (Bu mektup babasına hiç ulaşamamıştır, bu da işin duygusal kısmı) Bu eser mektup olması yönüyle kurmacadan uzak ve otobiyografik yanlar taşıyor. Yani diğer eserlerindeki kurmaca ve üstü kapalı dilden uzaktır burada. Fakat yine de edebidir.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · İndigo Kitap · 201740,6bin okunma