Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
264 syf.
9/10 puan verdi
Uzağı Yakınlaştıran
Dursun Ali Tökel bu kitabın önsözünde "Kendilerini savunamayacak olanları yargılamak çok kolaydır." diyor Divan edebiyatını kast ederek. Çoğumuzun lise derslerinden aklında kalan şeye işaret ediyor aslında, Divan edebiyatının sabit kalıplar kullanarak bir güzeli anlatmaktan başka bir şey yapmadığı yargısına. Çoğumuz için bu yargı ve dil
Nereden başlasam elimde kalır sanırım. Aşırı devrik cümleler beni oldukça rahatsız etti. Böyle edebi eser olmaz. Konu çok iyi ama olmamış. Nasıl desem 500 sayfalık kitabın 150 sayfası ben Zeus'um, kudretti baştanrı, yerlerin göklerin hakimi, bilmemnenin torunu, bilmemnenin babası. Abartmıyorum her Zeus sayfalarında 10 sayfa boyunca böyle
Merhabalar ,yazarla tanışma kitabıyla geldim.
Nihan Kaya ,hem edebiyat hem psikoloji üzerine eğitim almış bir akademisyen aynı zamanda.
Aslında #çatıkatı kitabını araştırırken Kar ve İnci dikkatimi çekti.
Psikolojiye yakın olan yazarımızın kitabında elbette ki psikolojik öğeleri görüyoruz.
Hikaye kadar hatta daha çok hisler üzerine yoğunlaştığını söyleyebilirim.
Metoforlarla başlangıç yaptığınız sayfalar daha sonra merakınızı kamçılıyor ve adeta çakılıp kalıyorsunuz sayfalara.
Hata sona geldiğinizde ters köşe oluptekrar okuma isteği de duyuyorsunuz.
Yazarın kelimelerin, manalarının derinine inip kelimeleri irdelemesi çok hoşuma gitti.
Başlangıçtaki metoforlara rağmen devam edenler sonundaki İnci'ye kavuşabilecekler ,bu yüzden bu kitaba bir şans vermelisiniz.
Merak edenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.
...
Herkes duyulmak ister, diyor.Herkes.
..
Aslında birinin birini kandırması diye bir şey yok. İnanmayı fazla istemek diye bir şey var.
..
Doğduğumuzda başlıyoruz ölmeye. Yavaş yavaş ölmek üzere programlanmıştır tabiatımız.
..
Mutlulugumla gururum arasında bir tercih yapmam gerekirse tabii ki gururumu seçerim.
..
Hangi adamı içindeki çocuğa ideal baba görüyorsa onu seviyordur kadın en çok.
..
Taniyamadiğim bir adamdı bu karşımdaki; daha önce hiç görmemiştim onu.insanin en yakını bir anda nasıl en uzağı olur,o zaman anladım.
..
İnsan bebeğini doğururken değil, doğarken,kendisini doğururkende acı çekiyor.
Macbeth - William Shakespeare
Ah Macbeth,
Olmasaydı sonun böyle!
Şunu söyleyerek başlamak istiyorum. Eseri İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikleri Dizisinden okudum. Sabahattin Eyüboğlu'nun çevirisi. Oldukça başarılı bir çalışma olmuş. Yaklaşık elli sayfalık bir giriş ve önsöz yer alıyor eserde. Burada Shakespeare döneminde tiyatro, oyunlarının yayımlanması,
Tek kelime ile harika bir kitap okudum. Çok sürükleyici ve dolu dolu bir kitaptı.
Öncelikle kitabın kahramanının adı Frederick Clegg. Birçok yorumda farklı bir isim olarak tanıtımı yapılmış. Frederick bir kelebek koleksiyoncusu. Nasıl ki bir kelebeği, bir özgürlüğü hayattan koparıp cam bir kavanozda saklıyorsa aynı şekilde aşk diye adlandırdığı
Prof. Dr. Vamık D. Volkan psikanalitik öyküler serisinin bu ll. kitabında, başhekim olarak görev yaptığı hastaneye “senin hastan olmaya geldim” diyen Pattie ile 6-7 yıllık tedavi sürecini kaleme almış. Kendisini ‘kocaman bir leke’ olarak tanımlayan Pattie bir çiftlikte atlarla ve diğer hayvanlarla uyuyan, para bulduğunda uyuşturucu satın alan ve tek gecelik ilişki için rastgele seçtiği adamlarla birlikte olan genellikle saldırgan davranışları olan bir kadın. Geçmişte kendisine başka hekimler tarafından şizofreni tanısı konan Pattie’ye Volkan tarafından sınırda kişilik bozukluğu teşhisi konulmuştur. ( Burada parantez açıp sevgili Psikolog Emre Yılmaz’ın değindiği önemli bir konuyu hatırlatmak isterim; Hekimler bile teşhis koymada zorlanırken insanların kendilerine veyahut başka insanlara bunu yapması doğru değildir!)
Vamık D. Volkan şöyle diyor; çocuğun dünyaya geldikten sonra ilk 36 ayın kendi zihinsel temsilini başkalarının zihinsel temsilinden ayırması ve kendi bireyselliğini keşfetmesi açısından önemli. Dolayısıyla anne ya da bakım veren kişinin zihinsel temsilinden tam olarak ayrılması önemlidir. Zihinsel temsil; dış dünyanın kişinin zihnindeki temsilidir.
6 aşamalık tedavi sürecinin anlatıldığı bu kitabı, psikoloji ile ilgisi olmayan biri bile rahatlıkla okuyabilir ki bence bu oldukça önemli. Tavsiye ediyorum ;)
