Kader

Kader
@qaderr
Ege üniversitesi
Van
33 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Ne yazık ki, ” mutluluk kemiğini “ korumak için, “ yalan söylemek, yüzlere gülmek, kendini satmak “ gerekir.
Reklam
#daha adaletli geldi Ezidilikte, yapılan kötülüklerin ve işlenen günahların affedilmeyeceğine ve insanın mutlaka işlediği günahların bedelini ödeyeceğine inanılıyor.
Çağımız çocuğun öncelikle duygusal bir tüketim nesnesi ol­ duğu bir çağdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başka insanları tüketim nesneleri olarak ele almayı ve on­ları, söz konusu nesneleri yargılar gibi, sunabilecekleri zevk miktarıyla ve “paran kadar konuş!” terimleriyle yargılamayı benimseyen ve tüketimci egemen yaşam tarzından esinlenen eğilim, sosyallik kapasitelerinin azalmasını iyice hızlandır­mıştır. En iyi durumda, ötekiler, “esasen-yalnız-bir-faaliyet- olan-tüketim-çerçevesinde-yoldaş” olarak değerlendirir; mev­cudiyetleri ve aktif katılımları tüketim zevklerini yoğunlaştı­rabilecek olan tüketim zevki yoldaşları. Bu süreçte, ötekilerin insan varlığı olarak (tıpkı ötekilere karşı, biricik oldukları için duyulan ilgi gibi) içsel değerleri tamamen gözden yitmiştir. İnsan dayanışması tüketim pazarının kazandığı zaferlerin ilk kurbanıdır.
Düzen tesisine, genel olarak, kaosa karşı mücadele adına girişilir. Oysa, en başta düzen niyeti olmasaydı ve teşviki ger­çekten de başlayabilsin diye “düzen durumu” önceden tasar­lanmış olmasaydı, kaos diye bir şey zaten olmazdı. Kaos, ol- mayan-değer olarak doğar. Düzenin keşmekeşi onun doğum yeridir -başka meşru akrabası ya da aile ocağı yoktur.
Reklam
Egemenlik, değer ile değer-olmayan ara­sındaki, kural ile istisna arasındaki ayrımı yaratır; ama bu işlemin öncesinde egemen alanın içerisi ile dışarısı arasındaki ayrım gelir, bu olmadan egemene özgü ayrıcalıklar talep edi­lemez ya da kazanılamaz.
Bugün birey sadece emek gücü satıcısı olarak sermayeye bağımlı değildir, diğer toplumsal ilişkiler çokluğuyla bütünleşerek de bağımlı olur: Kültür, boş zaman, hastalık, eğitim, seks ve hatta ölüm. Pratik olarak, kapitalist ilişkilerden kaçan hiçbir bireysel ya da kolektif yaşam alanı yoktur.
Örneğin bir şeye karşılık bir ödeme gibi görünen ücret biçimi, gerçekte, satın alınan şeyin bir üründen çok emek zamanı olduğu bir sözleşmenin parçası olması olgusunu maskeler.
Platon hem kökeni ve ereği arar hem de aslında zemindeki salınımla temas içinde kalır. Hem değerler, kavramlar yaratarak bu salınımı durdurmaya çalışır; hem de bunun nihai olarak mümkün olmadığını bilir. Kendini kandırmaya çalışır ama kendine kanmaz. Bu durum, neden "platon’un Eczanesi “ nin bir dekonstrüksiyon olarak okunabileceğini de anlamak açısından önemli.
Reklam
İktidar her halükârda bir yanılgıdır. Hakikat her halükârda bir yanılgıdır. Her şey belli bir biriktirme, bir iktidar ya da bir hakikat döneminin şimşek kadar kısa süren bir özeti içine yerleştirilmiştir. Bu dönem kesinlikle tersine çevrilme ya da yıkıcılığa başvurulmadan sona ermek durumundadır. Oysa bütün bunlar bir anlık şeylerdir ve işin özeti hiç düşünmeden, zorlanmadan ölmekten ibarettir.
Biz insanlara, birçok hayvanın cinsel yaşamı garip görünür. Oysa cinsel yaşamı garip olan asıl bizleriz. Neden mi? Gözden uzak çiftleşen tek tür biziz. Dahası, istediğimiz zaman, hatta döllenmenin olanaksız olduğu dönemlerde bile çiftleşiriz.
Dünyadaki pek çok insan toplumunda cinsel tavır konusunda yapılan incelemeler, bir gecelik seks ve kısa ilişkileri de içeren cinsel çeşitlilikle kadınlardan cok erkeklerin ilgilendiğini göstermiştir. Bu tavır kolaylıkla anlaşılabilir; çünkü kadının değil, erkeğin genlerinin aktarılmasını azami düzeye çıkartmaktadır. Oysa kadınlar evlilik dışı cinsel ilişkiye girmelerinin nedenini daha çok, evliliklerinin kendilerini tatmin etmemesi olarak göstermektedirler.
Tür olarak en ayırıcı özelliğimiz belki de, tüm hayvanlar arasında yalnızca bizim evrime karşı seçenekler üretme yeteneğine sahip olmamızdır.
İnsansılardan (hominidler) ayrıldıktan sonraki ilk 5-6 milyon yıl bo­yunca atalarımız Avrupa'ya girmediler. insansı sülalemizden sadece üç ya da dört tür -bunlara homininiler diyoruz- orada yaşadı. Neander­taller ise, bizim soyumuzda tespit edilmiş yirmi civarı tür içinde, ora­da evrildiğinden oldukça emin olduğumuz tek türdür. Tarih öncesinin derinliklerinden bakıldığında Homo sapiens Neandertallerin doğdu­ğu ve uzun süre evleri olan bu kıtaya oldukça geç gelmişlerdi. Fakat Neandertallerin ataları Avrupa'da ne kadar zamandır yaşadığını bil­miyoruz. 1 milyon yıldan biraz daha önce ilk insan yerleşimleriyle be­raber mi geldiler; yoksa sadece 600.000 yıl önce, Avrupalı öncülleri yok etmiş olabilecek aşırı soğuk bir dönemin ardından mı? Modern insanlar olarak bu mesele bizi ilgilendiriyor çünkü hem Neandertallerden evrim­sel olarak ayrılışımızın hem de Avrupa ile Afrika arasındaki olası antik gen akışının zamanlaması hakkında sonuçlar doğuruyor.
134 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.