Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bayram Serin

Bayram Serin
@r0bespierre
Bir kitap doğru ellerde bir kılıç kadar keskin olabilir.
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Antalya
6 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
"Her ne kadar pek azımız bir politika üretme ve uygulama durumundaysa da, hepimiz o politikayı yargılama durumundayız." (Perikles)
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
"Çöl bedevilerinin altın ve kıymetli taştan başka dinleri yoktu. Sınır boylarındaki şeyhlerin göğsünde İngiliz ve Alman nişanları yanyanaydı. Şeyh size kim olduğunuzu sorar, İngiliz misiniz? Yaşa İngiliz! Türk müsünüz? Yaşa Türk!"
"1913'de bir Mustafa Kemal, yüzyıl sonrası için bile hayaldi, fantezi romanlarda bile yeri yoktu."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İdeolojiler siyaset dünyasının haritaları. Haritasız denize açılınır mı? Ama harita tehlikeli bir yolculukta tek kılavuz olamaz. Pusulaya da ihtiyaç var. Pusula: Şuur. Tarih şuuru, milliyet şuuru, kişilik şuuru. İdeolojilerin peşine takılanlar pusulasızdırlar."
"Cemiyetle beraber hakikatler de gelişir. Tek tehlike kavramamak, kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve düşünene saldırmak: Bu canım memleket bu yüzden bir cüzzamlılar ülkesidir."
Reklam
"Avrupa'yı Ortaçağ'ın kabuslu gecesinden kurtaran mucizenin adı: Yabancı dildir. Aydınlarımız, bu 'medeniyet anahtarı'ndan mahrum kaldıkça inkılaplarımız bir ucube olarak kalmaya mahkumdur."
"Ben, düşünen, okuyan ve temsil ettiği, temsil ettiğini sandığı beşeri değerleri lekelememek için aç kalmaya, açlıktan kıvranmaya razı olan adam..."
Mustafa Kemal Paşa'ya, neden Doğu Trakya'ya taarruz etmediğini sordum. Mustafa Kemal Paşa, "Mudanya Ateşkes Anlaşması Ankara için stratejik bakımdan olduğu kadar politik bakımdan da bir başarıdır" dedi. "Gerçekten de İstanbul'u ve Doğu Trakya'yı alabilir orduları oraya geçirebilirdik. Ama bu durumda İngiltere, Fransa ve İtalya'nın bize savaş açmasını da göze almak gerekirdi. Türkiye belirsiz bir süre için bütün Avrupa ile savaş halinde kalacaktı. Dolayısıyla memleket her geçen gün biraz daha takattan düşecekti. Lloyd George'un istediği de buydu. Ayrıca orduyu Trakya'ya geçirmek çılgınlık olurdu. Çünkü Anadolu'yu ordusuz bırakmak doğru olmazdı. Biz ihtiyatlı manevralarımızla Fransa ile İtalya'yı İngiltere'den koparmış bulunuyoruz; aksi halde onları birleştirirdik." Mustafa Kemal, açıklamasında devam ederek, "İstanbul ve Trakya'yı işgal etmemiz müttefiklerin ekmeğine yağ sürmek olurdu şimdi ise durum tamamıyla Türkiye'den yanadır. Biz şimdi Trakya'yı savaşsız ele geçiriyoruz ve oraya 8000 jandarma gönderiyoruz. Bunlar kurulabilecek olan Trakya ordumuzun çekirdeğini oluşturacaktır. Böylece, Boğaz'ın her iki yakasında da ordusu bulunan Türkiye, konferans durumu zora sokarsa hemen İstanbul'u ve Boğaz'ı işgal edebilir."
Sayfa 145Kitabı okudu
"Mustafa Kemal Paşa tabii ki bir sosyalist değildir." diyordu Lenin, "ama görülüyor ki, iyi bir örgütçü, yetenekli bir komutan, burjuva-ulusal devrimini yürütüyor, ilerici bir insan, akıllı bir devlet adamı."
"Ölümcül gerçeği üzülerek dile getiriyorum. Cumhuriyetin yaşaması için kral ölmeli."
Reklam
"Açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!"
"Atatürk döneminde Almanya'da Hitler, İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franco, Rusya'da Stalin vardı. Hitler asker değildi, Mussolini askerlikten kaçmak için ülkesini terk etmiş, uzun süre Lozan'da bulunduktan sonra er olarak askerlik yapmıştı. Stalin ise başçavuştu. O dönemde büyü zaferler kazanmış tek gerçek asker Mustafa Kemal'di. Asker olmayan diktatörlerin hepsi askerin üniforma kullanırken, Mustafa Kemal "mareşal" üniformasını çıkarıp parlamenter sisteme hayat kazandırdı. Bu Atatürk ile döneminin liderleri arasındaki en büyük farkı gösterir. Atatürk cepheden gelip sivil bir rejimi, bir demokrasiyi kuruyor. Savaşmaktan çok diplomasiye önem veriyor. Bu onun ne müthiş bir devlet adamı olduğunu gösteriyor. "
"Dogma, ilk defa ortaya atanlar tarafından düşünülmüş fakat sonra onu kabul edenlerin çoğu tarafından düşünmeden alınmış inanma klişeleridir."
"Büyük insan devrini kendi iradesine mahkum kılar; sıradan insan ise devrinin iradesine mahkum olur. Hasan Ali Yücel gibi bir dev, normal boylu insanlar ve hatta cüceler arasında bakanlık yapmak zorunda kalmıştır."
"Tarihi büyük ölçüde kişiler yapar. Birincisi, o bir örgütlenme dehasıydı. Kendini çok iyi kontrol etmesini biliyor, çok iyi gizlemesini biliyor, zamansız ileriye atılmıyor. Bu özellik 20. yüzyıl liderlerinin ekserisinde yoktur. İkincisi, fevkalade bir zamanlama tekniği yanında bilinecek şeyleri çok iyi biliyor, tecrübelerini çok iyi kullanabiliyordu. Bütün subay takımının sınırsız tecrübesi ve dünya görgüsü vardı. Onların içinde bu eğitimi kullanmasını en iyi o biliyordu ve üzerinde durmamız gereken husus, Mustafa Kemal'in hiçbir zaman ve zeminin olumsuzluklarına teslim olmamış olmasıdır. İstiklal Savaşı başladığı zaman I. Dünya Savaşı'nın hatalarının da etkisiyle bir daha harbe girmeyelim diyenler vardır. Bence onların hepsine hain denemez çünkü ileriyi görememişlerdir. Batı Anadolu' nun kurtarılacağına hiçbir şekilde inanmayan İstiklal Savaşı kumandanı bile var. Eğer hedefi ileriye koyuyorsan o bir dehadır ve deha dahilere has bir inattır."
Sayfa 310Kitabı okudu