Ebû Eyyub'a şu ayeti okuyup hatırlat:
De ki: 'Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız sarfetmekle tükenir korkusuyla onu tutar, kimseye birşey vermezdiniz. Hakikaten insan çok cimridir'. (İsrâ/100)
A'râf Sûresi(7) 187. Âyet
Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
Rauf Denktaş' ın nakline bakılınca; Şerif Hüseyin' in pişmanlığı gözler önündedir. Fakat şunu unutmamalıyız ki, Peygamber Efendimizin soyundan bile olsanız, normal olarak insan olmanız dolayısıyla "Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder." ayeti düsturunca unutmamalıyız ki "Üstünlük takvadadır".
İyilik ve güzellik istiyorsak bunun için ilk biz iyi ve güzel olalım.
Biz her türlü fiili ve kavli dua etmeye gayret edelim Rabbimin yardımı bize ulaşacaktır. Bu durum bir ayeti aklıma getirdi: Beni yaratan elbet bana yolumu gösterecektir. Yeter ki biz faydalı ilimle en güzel şekilde kul olabilelim iyilikte öncü olalım hayırlarda yarışalım...
Kitabın yöntemi:
“İslam’ da eğitimin yeri nedir?” sorusuna karşılık; genel olarak “Oku!” cevabını dikkate alan yazar, Alak suresinin ilk beş ayetini gündemine almıştır. Ardından gelen sorulara cevap bulabilmek için nitel araştırma deseninde gerekli kaynakları incelemiş ve Kur’an’ı anlamaya yönelik yapılan eserlere değinmiştir. Temel