Aşağıda bir cevapta verdiğiniz iletiyi de okudum lakin gerek o ileti gerekse bu alıntıdaki sözler, gerçekten oldukça zorlama ve modern dünyada artık denizin yarilmasi, ata binip göğe çıkma gibi eskiler için kafi gelen 'kanit'lar günümüz/modern insana yetmediği için, ayetlerdeki kelimelere mevcut bilimsel gelişmelere göre zorlama yorumlar ve anlamlar verilerek türetilmeye çalışılan durumlardir. Sadece bir örnek vermek gerekirse; evrenin genişlemesi ile ilgili verilen âyet vardır meşhur, bu ayeti Elmalılı'nin çevirisinde ve ondan öncekilerin âyetten anladiklari manalarla günümüze yakın insanların verdiği manalar ve çeviriler farklılık gösterir. Nedeni de yukaridadir. Eğer yarın bilim dünyası "Afedersiniz, evren genişlemiyormus, yeni cihazlarla yaptigimiz ölçümlerle bu sonuca vardık," dese bu evrenin genişledigi iddia edilen âyete hemen Elmalılı'nin ve ondan öncekilerin verdiği anlama geri döneceklerdir. Sözün özü Kuran'dan bilimsel mucize aramak, inanca kanit arama çabasıdir lakin bu dine fayda değil bilakis zarar verir.
Ve son olarak madem Kuran'da bilimin bulduğu ve bulacağı her şey var, öyleyse uzun zamandır insanların gündeminde olan uzaylıların varlığı, nerede oldukları, nasıl olduklarını da işin uzmanları, başta da Nouman Ali Khan, bir zahmet bulup insanlığı bu konuda aydinlatarak bilime de büyük katkı verirlerse bilim dünyası ve insanlık minnettar kalırız. Ama muğlak ifadeler değil, uzaylılar tam olarak nasıllar ve tam olarak neredeler, versinler koordinatlari, NASA da gidip bulsun.
Bunu lisedeyken din dersinde tartışmıştık. Ben Kuran ayetlerinde bilimsel gerçeklerin yattığını söyleyenlerin sırf inançlarını kendilerince sağlamlaştırmak için bilimin ortaya çıkardıklarını dine giydirmeye çalıştıklarını söylemiştim de, dinleyene...
Almanca öğretmenimde gördüğümde almayı kafaya koyduğum kitap. Okuyalı birkaç ay oldu ama tam şu an içimden kitap hakkında birkaç şey yazmak geldi.
O kadar yalın, tane tane anlatıyor ki anlamamak mümkün değil. Verdiği örnekler ve sayfalardaki çizimler çok hoştu. Aslında bir saatte bile bitecek bir kitap ama hemen bitmesin diye iki güne
Emma Bovary'nin göz rengi, Flaubert'in romanı Madam Bovary boyunca ( meşhur bir şekilde ) değişip durur. Mavi, kahverengi, simsiyah... Bunun bir önemi var mı?
Varmış gibi görünmüyor.
Kitabı birkaç ay önce okudum ve aklımda pek bir şey kalmadı ama hatırladığım kadarıyla Emma'nın gözlerinin ne renk "olduğundan" değil, "nasıl gözüktüğünden" bahsediyordu. Bu ikisi arasındaki ayrımı biliyorum çünkü benim saçlarım da orta tonlu kahverengi olmasına rağmen bazen siyah, bazen açık kahverengi gibi gözükebiliyor. Flaubert'in burada ince bir sinematografik oyun yaptığını düşünüyorum. Yanlışsam düzeltin lütfen.
Söyleyeceğim ilk şey, eğer aklınızda bu kitabı okumak varsa hiç durmayın ve hemen bir tane edinip okuyun. Sakın ha ödünç almayın; bu kitap mutlaka sahip olmanız gereken bir kitap.
Başta okumakta biraz zorlandım. Bunun nedenini bilmiyorum, şu an keşke daha kalın olsaydı diyorum. Keşke daha çok şey anlatsa ve ben de okuyup işaretlesem. Kafamda