Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İnceleme, Atilla Özkırımlı'nın 1979 yılında kitap hakkında yazmış olduğu "Bir Sürgün Üzerine" adlı incelemesi esas alınarak hazırlanmıştır. Bir Sürgün gerek tek başına, gerekse Yakup Kadri'nin romanlarını oluşturduğu bütün İçinde önemli bir yer tutar. Meşrutiyetin gerçekleşmesinde önemlice payları olan Jön Türkler, bunların Paris'teki
Bir Sürgün
Bir SürgünYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 2017377 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Post-modern romana geçiş ilk defa denenmesine rağmen gerçekten de güzel bir roman olmuş. Romanda ki betimlemeler ve tasvirler gerçekten de çok iyi, zihninizde o sahneler canlanabiliyor. Kitabın içinde kendinizi hissediyorsunuz. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 1929 yılında Cumhuriyet gazatesinde yayımlanmış, 1930 yılında ise kitap olarak basılmıştır.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,3bin okunma
Reklam
504 syf.
·
Puan vermedi
İsyan Günlerinde Aşk Bugün bu kitabı ele almak istedim...Buna daha önce kitaptan yazdığım şu alıntı sebep oldu; Ahmet Altan demiş ki: "Ölüm herkese adım adım yaklaşıyordu ve kimi alıp götüreceği belirsizdi." Tıpkı bugünlerdeki halimiz gibi..aslında bu durum sadece bugünler için geçerli değil. ölüm yaşamın belki de en gerçek olgusu,
İsyan Günlerinde Aşk
İsyan Günlerinde AşkAhmet Altan · Can Yayınları · 20013,009 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Peyami Safa /Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Peyami Safa okumaya ilk olarak Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ile başlamak gerekiyor çünkü kendi hayatını anlattığı otobiyografik bir romandır.Bu romanı Türk klasiklerinin ilk psikolojik eserleri arasında yer alır ve Peyami Safa bu romanında, insan ruhuyla bedeni arasındaki ilişkiyi anlatır. Romanın ilk kez 1930 yılında basılmış.Peyami Safa’nın otobiyografisi olma özelliği taşıyan bu roman henüz 15 yaşında iken hastahane odalarında kemik hastalığı tedavisi için aylarca yatmak zorunda olan Peyami Safa’nın 15 yaşındaki günlerini anlatmaktadır. Romandaki çocuk da tıpkı Peyami Safa gibi 15 yaşındadır ve hastanede tedavi görmekte, bunalımlara girmekte, hayaller kurmaktadır. Romandaki diğer karakter Nüzhet ise 19 yasında şımarık ve havai bir genç kızdır. Aralarında 4 yaş olmasına rağmen, Hasta Çocuk olgun bir karaktere sahiptir. Nüzhet'in ise Doktor Ragip adında bir talibi vardır. Çocuk ise Nüzhet'e aşık ve bu aşk üçgeniyle hem fiziki hemde ruhsal acılar yaşamaktadır. Romanın sonunda yaşanan olumsuz bir olay dolayısıyla Nüzhet ve Ragip Bey evlenememiştir. Hasta çocuk ise hastaneden tedavisini olarak çıkmıştır. Kitaptan ufak bir alıntı: "Bazan etrafımızda o kadar esrarlı bir hadise olur ki ince teferuatına kadar bunu sezeriz,fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar,fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar."
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,3bin okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Baht Meselesi
Süleyman Ragıp beyle okulumuza davet edilmesi üzerine bir konferansta tanıştım. Okul başkanımız sunarken şöyle demişti ve bu kitabın içinden de bir cümleydi aynı zamanda. "İslam yeryüzündeki eşsiz güzelliktir, yeryüzündeki en büyük bahttır. En güzel nimettir," bahtımız açık olsun diyerek konuşmasını sonlandırmıştı.süleyman Ragıp bey, bu kitabında en büyük baht olan İslam'ın bir takım telkinlerini yaşadığı olaylar ışığında, deneme tarzında hatırlat, hatırlatmak inananlara fayda verir düsturu gereği yazmış ve okurlarına telkinlerde bulunmuş diyebilirim.aslında konferansta konuştuğu meseleleri de burada gördüm. Konferansın özeti aslında baht meselesini özetledi bana. Biraz merak etmeniz için daha fazla yazmak istemiyorum. Süleyman Ragıp beyle tanıştığım için çok mutluyum. .
Baht Meselesi
Baht MeselesiSüleyman Ragıp Yazıcılar · Aşina Yayınları · 2018134 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Küçüklüğümde hariciyenin ne demek olduğunu bilmez ve koğuş yazdığı için hapishane ile ilgili olduğunu sanırdım. Sonradan öğrendim ki hapisaneden farksız bir hastane odasında yaşanan hayatta kalma savaşı imiş. Okumadan önce bir şeyi daha öğrendim ki bu kitap Peyami Safa'nın kendi biyografisi imiş aslında... Okumak nasip oldu... Yazarın
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,3bin okunma
Reklam
520 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Ahmet Ümit yine Ahmet Ümit'liğini yapıp güzel bir kitap hazırlamış.Çok uzun süredir elimde olup da elimin hiç gitmediği bir kitaptı Bab-ı Esrar.Konusu sigorta ekspresi olan Karen Kimya'nın otel yangınının raporunu hazırlamak üzere Konya'ya gelir. Aynı zamanda baba memleketi olan Konya'da hiç hesaba katmadığı olaylar zincirinin halkası olur. Daha Konya'ya indiği ilk dakikada aracın lastiğinin patlaması üzerine, karşısına çıkan tuhaf bir adamın kendisine verdiği esrarengiz yüzükle zincire dahil olur. Buna mukabil şoförü Mennan'nın meraklı tavırlarıyla da baş etmek zorunda kalır. Bilindiği üzere Mevlana şehri olan Konya'da, Mevlana ve Şems Tebrizi'nin aralarındaki bağı da inceleyecektir. Akabinde hamile olan Karen doğurup doğurmama konusunda muallaktadır.Yangınla ilgili konuştuğu kişilerle bağlantı kurmaya çalışan Karen parmağına taktığı parlak taşlı yüzüğün kanamasıyla içinde olduğu durum bambaşka bir boyut kazanır.Şems Tebrizi ve de Mevlana'nın da içinde olduğu kabuslar görür. Bu kabuslardan birinde bir hastanede uyanır ve kapkaça uğradığı ve de bunu yapanın öldürülmesiyle soru işaretleri büyümeye başlar.Zeynep ve de Ragıp'ın sorguya gelmesiyle cinayet, gizem birbiri ardına sıralanır. Şüpheli şahıslar Serhat ve Cavit olunca yolun sonu elbet Karen'e çıkacaktır.Tabii bir de Ziya bey vardır, kayıp olan babasının aynı dergahtan olan arkadaşı Ziya. Dolu doluydu benim için özellikle de Mevlana ve Şems Tebrizi'den bir şeyler öğrenmek başkaydı.
Bab-ı Esrar
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201736,3bin okunma
576 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Tarih hep aynı
Kitabın serisinin olduğunu bilmeyerek sondan başladım... galiba sonradan başlayarak başa doğru gideceğim... Osmanın geçmiş akrabaları ile konuşarak o dönemin anlatıldığı kitapta en güzel şu cümleler özetliyor aslında; Cephede iken insan bütün dünyanın değiştiğini zannediyor, dedi Ragıp bey , sanki herkes çamurların içinde yatıyor, bombalanıyor, vuruluyor, koleradan kırılıyor. Sonra şehre geldiğinde cephede vurulanın sadece sen olduğunu, kimsenin de umursamadığını görüyorsun. Düşman işgalinde bir ülke onu müdafaa etmek isteyen Anadolu insanın bunun yanı sıra iktidar hırsı ile birbirini öldüren insanlar, zevk-i Sefa’da bulunan zenginler... Yıllar geçmiş ama hiç birşey değişmemiş, vatan müdafaası hep gariban Anadolu insanına kalmış. Zenginler yine zevk-i Sefa’da , beyzadeler yine eğlencede ... Bu ülkenin kaderi....
Ölmek Kolaydır Sevmekten
Ölmek Kolaydır SevmektenAhmet Altan · Everest Yayınları · 20151,195 okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
İzmire sürgün edilmiş doktor Hikmet ... Çokça kitap okuyup kültürlü bir kişi olan doktor hikmet çok yer hakkında bilgisi olan fakat bir türlü seyhata çıkamayan biridir. Günün birinde cesaretlenip biletsiz bir vapura biner bu hali herkesin ağzında farklı yorumlanır ve doğu batı tartışmasına yol açılır. Vapur paris limanına vardığında Doktor Hikmet için artık yolculuk son bulmuş ve yeni Paris hayatı başlamıştır.. Burda Ragıp beyle tanışır ve Ragıp bey onun gönüllü rehberi olur. Fakat Doktor Hikmet pariste umduğumu bulamamış ve hüsrana uğramıştır. İnsanların başlarına her zaman herşey gelebilir konusu ele alınmıştır ne oldum dememeli ne olacağım demeli insan .. Bu açıdan bakılırsa bu kitabın kesinlikle okunması gereken bir kitap olarak hissettim...
Bir Sürgün
Bir SürgünYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 2017377 okunma
84 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.