Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
368 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
61 günde okudu
KAYIP HATIRALAR MÜZESİ Yazar: Alya Barutoğlu "İnsanın dokunduğu her şeyin bir hikâyesi vardır. Hatıralar üzerine kurulur. Ama önemli olan bu hatıraları unutmamaktır." HATIRALAR UNUTULMAZ.. ♡ Herkese Merhaba Bugün sizlere geçmiş hatıralarla dolu, nostaljik esintilerle ve tozlu eski eşya kokuları ile çıktığım bu yolculukta büyük bir
Kayıp Hatıralar Müzesi
Kayıp Hatıralar MüzesiAlya Barutoğlu · Doğan Kitap Yayınları · 20239 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu; otobiyografik özellikler gösteren, belki de bu sebeple ana karakterinin bir adının olmadığı, yazar tarafından değil direkt roman kahramanı tarafından gözlemler ve duygular aktarılarak yazılan Peyami Safa romanıdır. Eser, henüz on beş yaşında olan ana kahramanın yaşadığı kemik veremi hastalığı ve bu hastalığın tehlikelerinin bireyde uyandırdığı bunalımları konu almaktadır. Şiddetli ağrıları sebebiyle sürekli doktor tedavisine ihtiyacı olan kahraman, uzak akrabası olan Paşa’nın Erenköy’deki köşküne davet edilir. Kahraman burada çocukluktan beri birlikte vakit geçirdiği, kendisinden dört yaş büyük olan Paşa’nın kızı Nüzhet ile yakınlaşır. Fakat bu sırada Nüzhet, Ragıp Bey adlı bir doktor tarafından istenmiş ve aile bir karar vermenin eşiğindedir. Bu ilgi Nüzhet’in hoşuna gitse de kahramana karşı olan ilgisi halen devam etmektedir. Fakat kahramanın iyileşmek için gittiği Erenköy’de yaşadığı birtakım olumsuz durumlar sebebiyle hastalığı iyice artmış ve birçok doktor tarafından bacağının kesilmesine karar verilmiştir. Bu süreçte oldukça yıpranan karakter, nihayet bir başka doktorun yardımıyla Dokuzuncu Hariciye Koğuşunda kalarak birçok ameliyat geçirir ve bacağı kesilmekten kurtulur. Bu süreçte Paşa felç geçirmiş, Doktor Ragıp ile Nüzhet ise yakın bir zamanda evlenme kararı almıştır. Roman, kahramanın tedavi olup hastaneden ayrılmasıyla son bulur.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2023101,7bin okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
Hariciye Koğuşunda Peyami Safa
44 kısa bölümden oluşan roman otobiyografik niteliklere sahip. Karakterin adı hiç geçmiyor ancak biz onun
Peyami Safa
Peyami Safa
olduğunu yaşadığı kemik rahatsızlığından, çektiği yoksulluktan tanıyoruz. Hastalık konusunda yaptığı psikolojik tahliller detaylı, içten ve gerçekçi. Hastane ortamları ve hastalığın ıstırabı hakkında yazdığı betimlemelerin ustalığına
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,7bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
allahın bana bu oğlu vatanı kurtarmak için gönderdiğine inanıyorum.
okumuş olduğum
Ana Türk
Ana Türk
adlı kitapta yazar zübeyde hanımın hayatına, geçirdiği hastalıklara, aile yaşamına detaylı olarak eğilmez. bunun yerine kitabın yazarı
Ümit Doğan
Ümit Doğan
zübeyde hanımın soyuna, ali rıza efendi ile evliliği ve çocuklarına, ali rıza beyin vefatına, zübeyde hanımın ikinci evliliğine ikişer üçer cümle ile değinip kitapta anlattıkları
Ana Türk
Ana TürkÜmit Doğan · Kripto Basım Yayıncılık · 202036 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Kitap özeti
Sekiz yaşından beridir gittiği bütün doktarlar ona hep aynı şeyi söylüyorlardı. Şimdiği kadar geçirdiği ameliyatların sayısını kendisi bile unutmuştu. Doktor ile randevusundan sonra uzun bir zamandır yanlarında kaldığı yengesinin köşküne döndü. Köşkün genç kızına karşı hissettikleri onda bir saplantı haline gelmeye başlamıştı. Doktor Ragıp Bey ile Ahmet Efendi arasındaki sohbetlerden birine daha kulak misafiri oluyordu. Tartıştıkları konu dil hakkındaydı. İlk defa düşüncelerini biraz sert bir üslubla dile getirmişti. O dilin korunması gerektiğini savunuyordu.Savunduğu fikirlerin doğruluğundan emindi. Çocukluğundan beri ilgi duyduğu kız Doktor Ragıp Beye bir yakınlık besliyordu. Bu onu son zamanlarda çok hırçın bir hale getirmişti. Artık köşkten ayrılması gerektiğini düşünüyordu.Sevdiği kızın başkasına ilgi duyması onu hastalığından daha fazla çökertiyordu. Aslında kızın bazı tavırları karşısında şaşırmıyor değildi. Yine doktorla olan bir randevusuna gittiğinde doktoru ona artık inat etmemesini, ayağının kesilmesinden başka şansının olmadığını söyledi. Ancak o yıllardır yaptığı gibi ümidini hiç yitirmedi ve bu öneriyi reddetti. Ameliyat için hastahaneye yattı.Sevdiği kızın Doktor Ragıp Bey ile evlendiği haberini aldı.Sandığı kadar üzlmemişti aslında. Ameliyat olmak için yattığı dokuzuncu hariciye koğuşunda hayatın gerçekten vaz geçilemeyecek kadar güzel olduğunu anladı. Ameliyatı başarıyla geçmişti ve birkıaç pasumandan sonra tekrar yine eskisi gibi yürüyebilecekti.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,7bin okunma
496 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Spoiler içerir
Birbirlerine bakışlarından, birbirlerinin cümlelerini tamamlama alışkanlığı edinmiş olmalarını görmekten, aralarındaki bağın sandığından daha manalı olduğunu sezmişti. Evet inceleme yazıma bu cümleyle başlamak istedim çünkü son söyleceğimi en başta yazmak istedim. Ahmet Altan ; dilini, olay örgüsünü, tasvirlerini çok beğendiğim bir yazar. Kendisiyle alakalı bir kaç şey söylemeden geçmek istemedim. Kitaba gelirsem eğer ; savaş, isyan, ihanet, aşk, şehvet, ölüm gibi bütün duyguların olduğu karışık diyebileceğim bir olay örgüsü var. Hikmet Beyin; Hediye’yi değilde Dilevseri seçmesi … Aşkı değil mantığı seçmişti. Ragıp Beyin tam kazandım derken Dilara Hanımı kaybetmesi… Bilemezsin bazen ne zaman kazanıp ne zaman kaybettiğini. En etkilendiğim yer ise elbette Hediye’nin ölümü. Ne kadar iyi ve dürüst olursan ol kaydedebiliyorsun işte. Hediye bunun en büyük örneği. Hikmet Bey; edebiyatla tutunmuştu Dilevser’e , Balzac konuşup üstüne evlilik teklif edip hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam edebiliyorlardı. Bu o kadar muhteşem bir şey ki… İncelememin başında yazmıştım ya birbirlerinin sözlerini tamamlıyorlardı diye, işte bence bütün mesele bu. Söylediğin sözün devamını getirebilmeli sevdiğin kadın.
İsyan Günlerinde Aşk
İsyan Günlerinde AşkAhmet Altan · Everest Yayınları · 20172,998 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Genç,Nüzhet,Dr.Ragıp,Dr.Mithat,Paşa Bey çevresinde dönen ve Peyami Safa'nın da dediği gibi her roman muhayyel karakterler vasıtasıyla muharririn(yazarın) hayatını sembolize eden otobiyografik özellikler taşıyan bir eserdir.Genç Peyami Safa'yı temsil eder ve onun gençliğinde ilk aşkı olan Nüzhetle olan hikayesini anlatır.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,7bin okunma
409 syf.
7/10 puan verdi
" Ama her zaman olduğu gibi daha karanlık olan ruh, Daha aydınlık olanı esir alacaktı, Esaret aydınlık için kaçınılmazdı; Kader, karanlığı sonsuza dek Efendi ilan etmişti ve onlar bu kadere kaçınılmaz olarak uyacaklardı. o sırada bunu bilmiyorlardı ama bu böyle olacaktı" " bilir misin doktor, hayatın sırrı bu cinayet kitaplarında saklı; Ben başka kitap okumam, niye okumam, çünkü bir adam bir memleketi yönetecekse, önce insanlar niye cinayet işler onu öğrenecek, nasıl birbirlerini öldürüyorlar onu öğrenecek; Hayat bir entrikadır doktor, cinayet ve Entrika, Bunlar da polis romanlarında var." osmanli devletinin son dönemlerini konu almış olan roman, ittihat ve Terakki perver hareketinin kuruluşunu ve meşruiyetin ilanını başarılı bir şekilde olay örgüsü ile anlatmış. yazar tarihsel döneme ışık tutarken cinsel güduleri yüksek farklı fanteziler arayan gelin Mehpare hanım, kendine aşık, kendini üstün gören padişahın doktorunun karisi olan Mihrisah Sultan, Mehpareye aşık, ve aşkından dolayı zavallıya dönen sonradan da intihar edecek olan mehparenin kocası Hikmet bey, hiç kimseye güvenmeyen ve vesveseli yapısıyla koca devleti polis romanlarindaki gibi hafiyelerle yönetmeye çalışan Sultan Abdülhamit, Ragıp efendi, şeyh efendi gibi birçok karakterden faydalanmis. romanı okurken osmanli döneminin son dönemlerde yaşadıkları zorlukları, halkın perisanlığını ve saray ahalisinin lüks yaşamını kendi gözünüzde çok iyi canlandirabiliyorsunuz
Kılıç Yarası Gibi
Kılıç Yarası GibiAhmet Altan · Everest Yayınları · 20132,392 okunma
180 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Felatun Bey bolluk içinde doğmuş babasının ona sunduğu güzel hayatı yaşamakla meşgul olan kendisi bir arpa boyu yol alamayan günümüz tabiriyle baba parası yiyen bir adam. Ragıp Efendi ise tam tersi yokluktan gelen genç yaşta önce babasını daha sonra annesini kaybetmiş kendi başına ayakta durmaya çalışan bir adam. bu iki zıt karakterin hayatları belli bir noktada kesişecektir. Emek vererek bir yerlere gelenle hazırı har vurup savurunın içler acısı hikayesine misafir olacaksınız. ben keyifle okudum sizlerde inşallah beğenerek okursunuz..
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,7bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Hem bedenen hem de ruhen sancı içinde kıvranan hasta bir genç çocuğun hikayesi... Yaşına nispeten epeyi ağır ve düşünceli ;kasvetli, evhamlı, hassas bir fıtrata sahip. Eğlenmeyi, gülmeyi bilmiyor yahut tercih etmiyor. Roman boyunca bir kez dahi kahkahasına şahit olmuyoruz ya da bir esprisine rastlamıyoruz. Etrafındaki kişiler ;Paşa, Mithat Bey,
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,7bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Eser hasta çocuğun( ismi romanda geçmiyor) dizindeki verem hastalığı, geçirdiği ameliyatlar ve bu süreçte yaşadığı psikolojik durumları çerçevesinde şekillenmiştir. Eserde geçen bir alıntıda “kendimde kaybettiğim şeyleri onda buluyorum” sözü çocukluklarının birlikte geçtiği ve zamanla aslında hislerinin olacağı kendinden 4 yaş büyük olan Nüzhet’e karşı söylemiştir. Küçük yaşlardan itibaren sağlık sorunları yüzünden çocukluğunu yaşayamaması ve Nüzhet’in çocuksu halleri kendinde eksik olan yönünü tamamlar nitelikte olarak değerlendirmiştir. Nüzhet’le köşkte kaldığı evrede yakınlaştıkça aslında bunun bir uzaklaşmaya döneceğini bilmeden o evrelere gelmişlerdir. Kahramanımızın Nüzhet’e dair duygularının oluşması açıkça görülürken ben karşı taraftan bunun öyle olmadığını düşünüyorum, bariz bir şekilde görülür bir aşk yok Nüzhet tarafından. Eserin sonunda bacağı kesilme tehlikesinden kurtuluyor o süreçte Nüzhet’in Ragıp Bey ile nişanı olacak, paşa ölüme yakın ve kahramanımız ile görüşmek istiyor… Hastaneden ayrılırken ardında bırakacağı hastaları anlıyor olarak ayrılıyor kahramanımız… En sevdiğim alıntılardan biri: “İçimde hep ne olduklarını bilmediğim gizli ve meçhul ümitlere sarılmıştım” Yorum: Çok fazla anlamını bilmediğimiz kavramlar vardı not alarak okudum onun dışında gayet akıcı bir eserdi. Ancak sonunda bir belirsizlik olması olmadı sanki. Nüzhet evlendi mi, Paşanın kahramanımızı görmek istemesinde neler olacaktı birer soru işareti olarak kaldı :))
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Alkım Kitabevi Yayınları · 2012101,7bin okunma
576 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Ahmet Altan'ın 576 sayfalık, sürükleyici, insani okurken sıkmayan, kendini okutturan, anlaşılması kolay romanı. Roman hem tarihi hem de aşkı harmanlayan bir yapıya sahip. Balkan Savaşlarını kendisine konu edinen romanda, Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu vahim durum okuyucuya aktarılmış. Özellikle Balkan Savaşlarını konu edinen bölümler, tarihe ışık tutması yönüyle tarihe ilgisi olan okuyucuların ilgisini çekecektir eminim. Koca imparatorluğun Bulgarlar karşısında düştüğü aciz durum, başarıyla hissettirilmis. Dedim ya tarih ve aşkı harmanlayan yapıya sahip bir roman diye. Balkan Savaşları cereyan ederken ve de istenilmeyen mütarekeler imzalanilmasi gerekmekteyken, imparatorluğun içine düştüğü durumu kabul etmeyen Ittihatçıların yaptığı Bab-i Ali baskını da yine romanda yer edinmiş. Aşk ise her savaş bölümünden sonraki bölümde kendisini gösteriyor. Özellikle Dilara Hanım ile savaş komutanlarindan Ragıp bey arasındaki birbirine bir türlü kavuşamayan aşkın anlatıldığı bölümler, aşkın en zalim yönünü gösteriyor biz okuyucuya. Bunun yanısıra, oluşumu ve gelişmesi çok farklı şekilde seyreden Anya ve Nizam arasındaki aşk da sayfalar ilerledikçe okuyucunun dikkatini çeker nitelikte bir hüviyete bürünüyor. Ve son olarak sessiz şekilde seyreden bir Seyh Efendi , Mihrişah Sultan askı da kitapta kendine yer bulmus. Aşk mı tarihin içinde yoğrulmuş yoksa tarih mi aşkın içinde yoğrulmuş onu okuyup siz karar verin. Bir çırpıda okunabilecek bir roman aslında. Vurucu yerleri olsa da genel anlamda büyük beklentiler olmadan okunması gereken bir kitap diyebilirim.
Ölmek Kolaydır Sevmekten
Ölmek Kolaydır SevmektenAhmet Altan · Everest Yayınları · 20151,189 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Yazarın hastalığı onu normal yaşından daha olgun hale getirmiştir ve birçok hastane ziyaretinden sonra, annesi ile birlikte yaşadıkları bir eve döner. Yazar, annesinin hastalığı hakkında yalan söyler ve daha sonra doktora gitmeye karar verir. Paşanın ziyareti sırasında, yazar, doktor Ragıp Bey’den bahsetmesi üzerine Nüzhet’in ilgisinin farkına varır, ancak daha sonra yazarın kendine olan güveni sarsılır. İkili, birbirlerine ilgi duyarlar ve cinsel yakınlaşmalar yaşarlar. Bu arada, doktor Ragıp Bey hakkında konuşulur ve yazar, Ragıp’ı Nüzhet’e uygun bulmadığını belirtir. Hayallere peşinden koşmamalı ve bize verilen öğütleri dikkate almalıyız. Aksi takdirde kaybeden yine biz oluruz.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,7bin okunma
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.