Yılmaz Zafer O dönemlerde Türk sinemasının en genç, en yetenekli, en gelecek vaad eden jönüyken çok ağır bir kalp krizi geçirdi ve kalbi uzun süre durduğu için beyin hücrelerinin önemli bir bölümü zarar gördü. Bu talihsiz adam, ömrünün son yıllarını tıpkı bir çocuk gibi geçirdi. O dönemde Perihan Savaş ile evliydi ve Perihan Savaş gerçekten de çok emek verdi kendisine. Yılmaz Zafer, yapacağı çok iş varken ve ortalığı kabiliyetsiz onlarca adamın doldurduğu bir zamanda, çok genç yaşta aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin.
Sayfa 149 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Mehmet Akif, Ağzı meyhaneye rahmet okuturken hele bak Bana gelmiş de şeriatçı kesilmiş avanak diye yakınırken, deyimi pek güzel kullanmış. Türkçede bu deyimin nasıl türetildiğine dair, şöyle bir hikâye mevcuttur: Hırsızın biri hastalanmış ve sekerat-ı mevt halinde iken Allah'a şu yolda dualar edermiş: — Yüce Allah'ım!.. Dünyada nasibim hırsızlıktan imiş. Ne kazandı isem bu yolla kazandım. Çoluk çocuğumun kursağına helâl lokma girmedi. O kadar insanın ahım aldım, hakkını yedim. Bu kadar günah ile Senin yüce huzuruna nasıl çıkayım! Arkamdan beni hayırla anacak kimse de yok. Bilâkis herkes beni lanetle anacak. Affet Allah'ım!... Hırsızın delikanlı oğlu, bu hâle bakıp babasına demiş ki: — Baba, sen hiç merak etme. Ben seni her gün rahmetle andırırım, için rahat olsun. Hırsız ölmüş. Evin geçim yükü oğlana geçmiş. Delikanlı babasının mesleğini sürdürmeye kararlı. Başlamış hırsızlığa. Ancak babasının aksine, girdiği her evi âdeta kuruturmuş. İğneden ipliğe ne var ne yoksa alır, ev sahibine çıplak odalar bırakırmış. Öyle bir zaman gelmiş ki, evleri soyulanlar, eski hırsızı, yani delikanlının babasını arar olmuşlar. Diyorlarmış ki: 58 — Babası da hırsızdı ama, Allah rahmet eylesin ihtiyacı kadar çalardı. Bunun gibi açgözlü ve arsız değildi. Bir hırsıza da rahmet ancak bu kadar okunur!
Reklam
Dün gece Gizlice tıklatan kapılarınızı Kol saatlerinizde akrebi ürküten Tedirgin eden yatakta kedinizi Ve uzatan gölgeleri.. Dün gece
ÇÖLDE BİTEN RAHMET AĞACI M. NİHAT MALKOÇ Adı pek bilinmeyen kıymetli yazarlarımızdan biridir Safiye Erol. Yeni nesil, ne yazık ki, bu ismi pek hatırlamaz. Aslında o, kaleme aldığı birbirinden değerli romanlarıyla ve hikâyeleriyle edebiyatta yer edinmeye layık bir isimdir. Merhume Samiha Ayverdi’nin deyimiyle Safiye Erol “dürüst, hamiyetli,
394 syf.
·
Puan vermedi
Vefatıyla birlikte kıymetini daha da anladığımız değerli insan, alperen ve hepimizin Muhsin Başkanı ile ilgili bir derleme. Ölümünün ardından yazılmış olan pek çok köşe yazısı ile daha evvel yayımlanmış bazı röportajların olduğu bir kitap hazırlamış Yavuz Bülent Bakiler. Muhsin Başkan'ın politik serüveni kadar insani yönlerini de görüyoruz bu kitapta ve ne kadar büyük bir adamı, bir Türk sevdalısını, bir demokratı ve bir mümini kaybettiğimizi daha da iyi anlıyoruz. Allah'ın rahmet onunla olsun.
Muhsin Başkan
Muhsin BaşkanYavuz Bülent Bakiler · Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları · 2009180 okunma
HULÂSATÜ’L-HAKÂYIK VE MEKTÛBÂT-I HÂCE MUHAMMED LUTFÎ M. NİHAT MALKOÇ “Hulâsatü’l Hakâyık” Erzurumlu Hâce Muhammed Lutfî(Alvarlı Efe Hazretleri)’nin en önemli eseridir. Bu kitapta Efe Hazretlerinin birbirinden derin mânâlı âşıkâne, ârifâne, âlimâne, mürşidâne şiirleri bir araya getirilmiştir. Bu şiirlere baktığımızda çoğunun Divan
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.