Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Kütahya-Eskişehir
Kabul edelim ki tarihle fazla ilgilenen bir millet değiliz. Tarihi merak etmiyoruz demiyorum zira hemen hemen herkesin dilinde bir tarihi söylem dolaşmakta son zamanlarda. Tarih üzerine konuşmalarımız genellikle siyasi söylemlerden, ideolojik nutuklardan ve kahve muhabbetlerinden öteye gitmiyor. Gidemiyor, çünkü merak ettiğimiz konular üzerine
Ayrılık tüm üzüntülerin kaynağıdır zaten Hekim Bey. Ölüm bir ayrılıktır mesela. Hastalık, sağlıktan ayrılıştır aslında. Tüm kötülükler iyi şeylerin yokluğudur. Gurbetlik, hasretlik hep ayrılıktır zaten. Bütün üzüntülerin kaynağı ayrılıktır, tüm hüzünlerin…
Filozof Abdi
Her şeye isyandır, delilik. Tüm olanlara başkaldırıdır. Aklı olduğunu
Rahmet, minnet, saygı ve özlemle…
Mustafa Kemal Atatürk’ün en az bilinen yanlarından birisi, onun yazarlığı ve gazeteciliğidir. O, 14 ayrı kitap yazmış bir yazardır. Bu düzeye gelinceye dek Atatürk, büyük bir okuma tutkusuna kapıldı. Öğrencilik yıllarından sonra sosyoloji, kültür, eğitim, tarih, edebiyat üzerine yazılmış pek çok kitabı okuyarak, düşünce dünyasını besledi. O’nun yazdığı kitaplar arasında, askeri nitelikli kitaplar olduğu gibi, çağdaş demokrasi için çok önemli olan kavramları anlattığı kitabı son derece önemlidir. Geometri terimlerini Türkçeleştiren bir kitap yazmış, pek çok anısını kaleme almıştır. Bunun yanı sıra Minber, İrade-i Milliye ve Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinin çıkmasında etkili olmuştur. Minber de değişik isimlerle yazılar da yazmıştır.
Kaynak: isteataturk.com/g/icerik/Atatur...
Eserlerin, Çiçeklerin Büyümesine Can Suyu Olacak #EmineIşınsu
#KitapŞuuru #KitapŞuuruİnsanlıkŞuurudur
Emine Işınsu Hanımefendiye hürmet ve dualarımla, inceleme yazısı değil sadece bir teşekkür mahiyetinde bir kaç satır....
Son zamanlarda okuduğum ve beni (ruhumu) tamamen etki altına alan nadide eserlerden oldu.
Eser 'otobiyografi' kategorisinde olmasına rağmen alışılmışın tamamen dışında diyebilirim, bu
Sizlere buram buram tarih kokan bir kitap ile geldim.
Koca Seyit Çanakkale Savaşında 215 kilogram ağırlığında ki mermiyi kaldırarak, bir Millet'in kurtuluşunu sağlayarak, kaderini değiştirerek KAHRAMAN olmuştur.
Çocukluğunu, gençliği, savaştaki zamanlarını, savaş sonrası yaşadıklarını okuduk kitapta.
Kesinlikle herkesin tekrar tekrar okuması, unutmaması gereken bir KAHRAMAN Seyit Onbaşı.
Kendiaini, sevgi, saygı, minnet, ve Rahmet ile anıyoruz.
Üstüne gelen top mermilerinden kıskanmıyordu bedenini Seyit. Gözünü karartmış top mermisini sırtlanmıştı:
"YA ALLAH.."
Ali şaşkınlık içerisinde, daha ne olduğunun farkına varmamıştı.
Aklı almıyordu ki, Seyit'in bu işine.
132 syf.
10/10 puan verdi
MEB Tarafında 1961-1964 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’de personeli yetiştirme amcıya görevlendirilen Sayın Bedia Tuncer’in çalışması sırasında, kişisel gözlem ve şahsi kararı ile hastalardan derlediği bir şiir kitabı....
Büyük bir farkındalık eserinin ürünü olan bu kitabı bize kazandırıdığı için kendisine ne kadar minnet duysak, teşekkür etsek az kalır.
Bügün Bediha hanım ölümsüzdür artık, o hastalar ölümsüzleşmiştir benim gözümde. Özellikle "günde 16 paket sigara içen hasta." Keşke daha çok anılar, şiirler okusaydık ama bu kadarını bile düşünüp, bu farkındalık eserini ortaya çıkarmak bile büyük bir övgüyü hak ediyor...
Bediha hanım hayatta ise en güzel dileklerimi iletmek isterim, değilse Allah ondan razı olsun rahmet etsin, toplumun "deli" yakıştırması bu insanların, zamanında bizim gibi insalar olduğunu, hayatları olduğunu, sevdiklerini, sevildiklerini bize gösterdiği-hatırlattığı için...
Milli mücadele döneminde Anadolu'nun bir köyünden yazılmış, her ne kadar tarihler atılmamış olsa da günlük tarzında yazılmış bir kitap.
İyi eğitim almış, şehirli, varlıklı bir ailenin çocuğu olan Ahmet Celal Çanakkale Savaş'nda bir kolunu kaybeder. Sonrasında ne yapacağını bilemeyen, kendini yalnız ve biçare gören Ahmet Celâl emireri Anadolu insanı Mehmet Ali' nin davetini kabul ederek onun köyünde yaşamaya başlar.
Köyde yaşadıklarını, insanların kendisine olan bakışlarını, Anadolu köylüsünün hayat hâllerini, düştüğü aşkı, 8bsan ilişkilerini, vatan sevgisini anı olarak, gözlem yazıları ve duygusal ifadeleri ile bir deftere yazar.
Ahmet Celâl'in ulaştığı gazetelerden okuduğu, dışarıdan gelen insanlardan dinlediği milli mücadele heyecanını okumak bana da heyecan verdi.
Okumak için geç kaldığım ama iyiki okudum dediğim güzel bir kitap.
Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu topraklarda onların akan kanları sayesinde hür bir şekilde yaşayabiliyoruz. Minnet ve rahmetle
Sonu hazin biten kırık bir ümit.
Açlığa rağmen dur demeden kat edilen mesafeler.
Çarıksız, kaputsuz, yiyeceksiz bir şekilde savaşan askerler.
Askerlerin tabiata karşı gösterdikleri insanüstü bir mücadelenin öyküsü.
Ulu Türk Osman Pamukoğlu Paşa!
Esenlikler! Kitabımızın adı “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok”. Aslında kitabı okursanız adının manasını daha iyi anlarsınız. Yazarı Osman Pamukoğlu Paşa. Bu kitabı okuyunca kendisine saygı ve sevgim kat kat arttı. Benim okuduğum kitabın kapağında 623 şehidimizin adı ve memleketleri var. Kitabın sonunda yani ekler kısmında daha detaylı olarak
Bu ülke-cemil meriç
Türk-İslam davasının fikir hazinesi, fikir harcını yıllarca mazi ile ati arasında kement kurarak tekrar inşa etmeye çalışarak kullanmış abide, "Bu Ülke" kitabını okuduğumda kelimelerini düşünce atlasında nasıl raks ettirdiğini görünce hayran kaldığım, sonra hayatını araştırıp gözlerinden biz gelecek nesillerin, Türk-İslam davasının irfanı ve milli şuurunu kaybetmememiz adına adayarak feragat eden dava adamı, en sevdiğim Türk-Edebiyat yazarlarından Hüseyin Cemil MERİÇ'i Allah 'tan rahmet dileyerek ve şahsımca minnet ve saygı ile yad ediyorum. "Düşünmek savaşmaktır,
Bir nesil uğruna,
Bir millet uğruna ,
Bir medeniyet uğruna savaşmak."
"Pusula: şuur. Tarih şuuru, milliyet şuuru, kişilik şuuru." Hüseyin Cemil Meriç/Bu Ülke
Abdülhamid Yıldız Hatıraları
Okuduğum, mezun olduğum bölüm Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi. Tarihe, siyasete ilgim Türk ve İslâm nüfusuna sahip olmam dolayısıyla zaruret. Bu yüzden okuyorum. Tarihimizde okuyup, üzüldüğüm en büyük hadiselerden biride 2. Abdülhamid'in üzüldüğü gibi Hal edilme şekli. Hal edenlerin içlerinde bir tane Türk asıllı yok. (Darbe kararını 2. Abdülhamid 'e tebliğ etmek üzere seçilen heyet, âyandan Ermeni Aram, Rum kökenli Ârif Hikmet, Selânik mebusu Yahudi Karasu ve Draç mebusu Arnavut Esad Toptani.) "Beni Siyonistler indirdi Filistin'i vermek istemediğim için. 31 Mart Vakası'nı ben tertip etmedim." diyor defaatle hatıralarında. Birçok eser araştırması yapmıştım 2. Abdülhamid hakkında fakat Yakın Plan yayınlarından aldığım bu kitabı bugün tek celsede üzülerek okudum ve bu saatlerde bitirebildim. Tarihimizi anlamak ve aynı üzücü hadiselerin tekerrür etmesini istemiyorsak daha çok okumalı ve geçmişimizi daha iyi anlayabilmeliyiz ki geleceğimize yön verebilelim. İngiliz Amirali Woods'un tarihi sözünü, sözlerime son verirken paylaşıyorum. "2. Abdülhamid olmasaydı, Ankara Hükümeti (Türkiye Cumhuriyeti) olmazdı." Sultan Abdülhamid Yıldız Hatıraları-Yakın Plan Yayınları-Syf: 195
Bu vesileyle vefatının yıl dönümünde Ulu Hakan 2. Abdülhamid Han'ı rahmet, minnet ile yad ediyorum.
Unutamam unutmam.
Ozan Arif'in tek şiir kitabı Almanya'da çok zor şartlar altında basıldı. Bütün şiirleri bu kitapta toplanmasada Sürgünde kaldığı süre içinde yazmış olduğu şiirlerinin tamamı mevcut diye biliriz
Ozan Arif Alparslan Türkeş'in ifadesi ile bu yüzyılın Dede Korkut'u. 12 Eylül zulmüne herkesin sustuğu bir dönemde o eserleri ile sazı ile sözü ile inanmış olduğu davanın yükselen sesi oldu. Fetret dönemi diyeceğimiz bir devirde bir neslin Lkücü yetişmesine nefes oldu kaynak oldu.
Saygı minnet ve Özlem ile Sonsuz rahmet olsun.
Bugün kıymeti bilinmesede yapmış olduğu hizmetlerin şahidi olanlar hakkını her zaman teslim edecektir.
Ne Mutlu Türküm Diyene
Yer yüzü Milletler mücadelesinden ibarettir.
Bu mücadelede Türk milleti hak ettiği yere gelecektir.
9 ışık Türk milletinin her ferdinin okuması gereken bir kitap olsada öncelikle Devlet aklına ,Devlete kadro olanlara ,siyasilere ,Üniversite gençliğinin özellikle okuması gerektiğine inanıyorum.
Dünyaya yön veren üreten gelişmiş ülkelerin yapısı incelenerek kaleme alınmış 9 ışık Türk milletinin bünyesine uygun milli hassasiyetler içeren buhrandan ve geri kalmışlığın pençesinden kurtulmak için önerilen bir reçete kılavuzdur. Türk milletinin özüne dönmesi için önce hastalıklar sonra çözüm önerileri belirtilmiş olup Çağlar üzerinden sıçrayarak modern medeniyetin nasıl yakala bileceği gelişmiş toplumlar ile aramızdaki mesafenin nasıl kapatıla bileceği çok güzel izah edilmiştir.
Bu güzide eseri Türk milletine armağan eden Alparslan Türkeş'e sonsuz teşekkür ederim. Saygı Özlem ve minnet ile Sonsuz rahmet olsun.
Gençler hepiniz bir bayraksınız bu bayrağı yere düşürmeyin kirletmeyin lekelemeyin yüceltin !
127 syf.
9/10 puan verdi
Tutku, aşk, kıskançlık, özveri, zafer, üzüntü, derin acılar...
Aşk, bir çerçevenin arkasına gizlenmiş bir evlenme teklifiydi. Aşk, güzellik aramayıp bir ulusun geleceği için iki kafa yapısının birleşmesiydi. Aşk, bir komutan için emr-i vaki olarak verilmiş bir fermandı. Aşk, bekleyişti...
Soylu ve zengin bir ailenin kızı olan Latife Hanım,
Risale-i Nur okuyup anlayan aldığı dini lezzetleri isterki herkese ulaştırsin. Evvela kendi nefsini terbiye etmesi ve sonra tüm sevdiklerine yardımcı olmak ister.
Ben fazla yorum yapmadan kitaptan alıntılar ile izah edeyim.
Risale-i Nur'un Kur'andan aldığı dersin en birinci esası: Benlik, enaniyet, hodfüruşluğu terk etmek lüzumudur.
Tâ ihlas-ı
