En uzun ve yoğun REM dönemleri uyku döngüsünün yedinci ve sekizinci saatlerine doğru meydana geliyor. Yani uykunuzu 5-6 saatle sınırlıyorsanız o uzun yoğun RAM dönemlerini yaşamıyor olmanız kuvvetle muhtemel. Bir toplumu ve kültürün rüya görmeye zaman ayıramayacak kadar çılgın bir koşuşturmaca içinde olmasının nasıl bir anlamı olduğunu düşündüm.
İstiklâl şâirimiz ne güzel söyler:
Allah'a dayan, sa'ye sarıl hükmüne râm ol
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol
Sayfa 58 - Erkam Yayınları, Genç Kitaplığı, 1. Basım: Şubat 2010Kitabı okudu
Gel, beni râm et!
Sayfa 139Kitabı okudu
"Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler ...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından,
Alınır kala mı, göğsündeki kat kat iman!
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü tesis-i naht o metin istihkam."
Sayfa 184Kitabı okudu
Yoruluyorum. Ram Dass gibi "bedenimin sınırları içinde yaşamayı" öğrenmek istiyorum. Tek istediğim insanca yaşamak. Deli gibi koşturmadan. Kendimi hissederek. Bölünmüşlük hissi ile değil. Kendimle bütünleşik.
Karamsarlığın biyolojik birtakım nedenleri olabilir ama karamsarlık, yaşama olumsuz bakış tarzı, bir açıdan çevreden öğrenebilen bir şeydir. Birey, kendini fazla zorlamadan, kısmen de olsa yaşama olumlu gözlerle bakacak şekilde kendini eğitebilir. İnsanın RAM'i buna müsaittir.
Allah'a dayan sa'ye sarıl, hikmete ram ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. (M.Akif)
Ey her bakışta bir daha ilhâmı râm eden!
