Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Araştırmamızda gördük ki müzik her iki mahallenin gençleri için de olmazsa olmaz bir öğe. Sadece aldıkları tatlar farklı. Arka mahallenin Z kuşağının dinlemekten en keyif aldığı tür rap ve arabeskken, yüksek gelir grubu Z kuşağı rock ve pop müzik dinlemeyi tercih ediyor. Her iki mahallede de sanat müziği, halk müziği ve klasik müzik en az tercih edilen türler. Belli ki müzik her iki grupta da isyanın dili; sadece tonlar farklı. Arka mahallede en sevilen isimler Müslüm Gürses, Gazapizm. Ezhel ve Yıldız Tilbe. Yüksek gelir grubu Z kuşağı için ise müziğin yıldızları Duman, Sezen Aksu ve Teoman. İlginçtir ki bu grupta da Ezhel kayda değer seviyede seviliyor..
Sayfa 46 - Mundi KitapKitabı okuyor
Lerna teyze dışarıda olan bitene dair, "Sizin sağcılarla solcular çarpışıyor yine..." demişti bir keresinde. "Sağcı ne demek Adalet annem?" "..." "Solcu ne demek?" "..." Biliyordum, ellerimden biliyordum. Sağ elim dedem, sol elim babam. Sağ ayağım babaannem, sol ayağım annem. "Sağ ve sol elimin avuç içleri birbiriyle hızla ve sürekli çarpışınca ne olur Adalet annem?" "Alkış." Yukarıdakiler, yani bu savaşı çıkaranlar alkışlıyorlardı; zevkle, şehvetle, ağızlarından tükürükler saça saça, , daha hızlı daha hızlı... Yetmiyordu alkışlamaları. O kadar hızlı alkışlıyorlardı ki kan akıyordu birbiriyle çarpışan ellerinden. Sonra o kanlı sokaklarda ayaklarıyla da rap rap, rap rap yürüyorlardı.
Reklam
Minerva Mirabal
Böyle, bu kadar kolay oluyormuş demek ki. Küçük küçük şeylere boyun eğiyorsun; sonra bir bakıyorsun ki onun hükümetine hizmet ediyorsun, bir bakıyorsun ki onun törenlerinde rap rap yürüyorsun, bir bakıyorsun ki yatağındasın.
Seyid Rıza'nın Asılması
İdamı hızlandıran İhsan Sabri anlatıyor: " Seyit Rıza'yı meydana çıkardık, hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu, ama Seyit Rıza meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti: 'Evladı Kerbelayıh, bihatayıh, ayıptır, zulümdür, cinayettir' dedi. Benim tüylerim diken diken oldu, bu yaşlı adam rap rap yürüdü, çingeneyi itti, ipi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu. İnfazını gerçekleştirdi.
Sayfa 267 - Mekânın cennet olsun!Kitabı okuyor
Özellikle İsrail'in son saldırısını anlattıkları ''23''ü mutlaka dinleyin. Bombayla yıkılmış harabelerin arasında çekmişler klibi. Nike yazan tişörtün üzerine sardığı kefiyeyle ''Arapça rap'' söyleyen bu genç bakalım neler anlatacak size.
Sayfa 68
Kendi Sarhoşluğunu Görmeyen
Aklı başından gitmiş bir sarhoş vardı. O kadar şa rap içmişti ki sarhoşluktan izzetini kaybetmişti. Bir ayık adam onun haline acıdı ve bir çuval bulup onu içine koydu. Onu evine götürmek için sırtladı ve yürümeye başladı. Yolda başka bir sarhoşa rastladılar. O sarhoş önüne gelene sataşıyordu. Çuvaldaki, onun bu halini görünce dayanamadı ve dedi ki: "Ey evi yıkılası! Bir iki kadeh az içseydin de yolda benim gibi rahat gitseydin." Sarhoş, kendi sarhoşluğunu görmedi de başkasının sarhoşluğunu gördü. Bizim halimiz de bundan ibaret işte. Sen ayıbı görüyorsun, çünkü âşık değilsin. Aşıklığa da liyakatin yok. Eğer bir parça aşktan nasiplenseydin bütün ayıpları hüner görürdün.
Sayfa 197
Reklam
Arınmanın ve günahlardan temizlenmenin yolu, Rap olarak Allah'ı, din olarak İslam'ı, peygamber olarak da Hz. Muhammed'i kabul edip İslam fıtratı üzere yaşamaktan geçmektedir
Farzedelim: Bir çocuk hasta, ölmek üzere... Hemen ameliyat lâzım... Annesi avaz avaz bağırıyor. Komşular, yakınlar, filân... Onların merhameti mi daha değerlidir? Hiçbir ses çıkarmadan, rap rap, beyaz gömleğiyle yürüyen, hastayı masaya yatıran ve acıtarak vücudunu kesen doktorun merhameti mi?.. İslâmın kılıcı, ucunda merhameti götüren şifalı âlettir. Ve bu merhamet, mevcut bütün merhametlerin üstündedir.
Heijan Candır.
Koskoca Sony, Bağcılar'dan on sekiz yaşındaki bir Türkçe Rapçinin önüne kontrat koyuyor.
Sayfa 174 - Karakarga & 2. BaskıKitabı okudu
Ankara’ya geldiğimin ikinci günü, eski ordu genel karargâhinin karşısındaki yolda yürüyüşe çıkmıştım. Ankara tarafından, hakiler giyinmiş on kadar çocuk gelmekteydi. Çocuklara asker elbisesi giydirmenin aleyhinde olmama rağmen, bu çocukların hâli dikkatimi çekti. Bunlar, asker adımıyla rap rap yürüyen, makineleşmiş çocuklar degillerdi. İkişer üçerlik gruplar hâlinde, konuşa oynaşa yürüyorlar, en küçüklerine göz kulak oluyorlardı. Hepsi, içlerinde, pembe yanaklı, tombalak çocuğa büyük bir itina gösteriyor, karargâha giden dik yokusu çıkmasına yardım ediyorlardi. Dr. Adan'a bu çocuklardan bahsettiğim zaman, güldü ve: -Bunlar, Kâzım Karabekir Paşa’nın çocuklarıdır. Onunla birlikte karargâhta oturuyorlar. Bu çocukların kırk tanesini mektepte okutuyor, dedi. Kâzım Karabekir Paşa, ana babaları Erzurum ve Erzincan bölgelerinde öldürülen iki bin kadar yetim Türk çocuğunu evlat edinmişti.
Reklam
À coups de métaphores, le rap nous ouvrait un chemin vers le pays de mots, de la langue, du rythme, peu importe le jugement de nos aînés et la violence contenue dans les textes. Les voix criaient une colère à mi-chemin entre le journalisme, la littérature et la poésie, des voix qui chantaient une détresse et éclairaient les zones d’ombre du monde.
Sayfa 136 - Refuge de la colère
Babaannesi, “Bana sevdiğin müziği dinlesene biraz.” diyor Sofi’ye. Sofi kulaklıkları, topuzunu bozmamaya özen göstererek babaannesinin kulaklarına takıyor. Babaannesi, kıpırdamadan iki şarkı dinledikten sonra, Sofi’ye dönüyor, “Bu müzikte neyi sevdiğini anlatabilir misin bana?” Sofi de uzun bir söyleve başlıyor, artık kimse durduramaz onu! Bu ikilinin birbiriyle konuşmaktan, birbirini görmekten hoşlandığı ilk bakışta belli. Torununun neyi güzel bulduğunu anlamaya çalışarak, babaannegili aşıyor ve Sofi’nin dünyasına giriyor. Rap, yaşlı kadının ilgisini özel olarak çekmiyor, ne çuval gibi pantolon modasını seviyor, ne de Johnny Depp’in tipini. Ama Sofi onu ilgilendiriyor, torununu seviyor, bu yüzden de, onun zevklerini, mutluluklarını, duygularını, hoşlandığı şeyleri daha iyi anlamak istiyor. Başkalarının güzel bulduğu şeylerle ilgilenmek, başkalarıyla ilgilenmektir, onlara doğru bir adım atmak, onlarla tanışmaktır. İlle de onların zevklerini benimsemek ve kendimizinkileri terk etmek için değil. Engelleri aşmak, kapıları açmak, onların evrenlerine girmek için.
Sayfa 23 - Günışığı Kitaplığı
görünmez duvar
Sofi’nin odasına astığı, Johnny Depp posterini keşfeden teyzesi, “Hayır, tipi güzel bulman imkansız, salak gibi görünüyor.” Diyet devam ediyor. Sofi ve teyzesi arasında büyük bir sevgi olmadığı ilk bakışta anlaşılıyor! Aralarında görünmez bir duvar var sanki. Teyzenin, rap müziğini, Johnny Depp’i ya da yeğeninin giyim tarzını beğenmeme hakkı var elbette.Sofi’nin de, teyzesi ile aynı zevkleri paylaşmama hakkı bulunduğu gibi. Aslında, onları ayıran zevklerinin farklılığı değil, -iyi ki de öyle, çünkü yalnızca bizimle ortak zevklerdeki insanlarla anlaşabilmemiz üzücü olurdu. Hayır, onlara ayran, teyzesinin Sofi’nin zevklerine tamamen ilgisiz olması. Bir de, yargılama biçimi: Katı ve kesin.
Sayfa 21 - Günışığı Kitaplığı
"İnsan ne istediğini bilmezse, belirsiz düşüncelerle ve boş isteklerle ömrünü geçirir." Rap Waldo Emerson
529 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.