Muhsin Yazıcıoğlu için bir geçit töreni gibi adeta. Çok özenle hazırlanmış bir kitap....
Muhsin Yazıcıoğlu on binlerce insanın yüreklerini kavuran hüzün, acı ve gözyaşlarıyla, dualarla, tekbirlerle ebedi aleme uğurlanmıştı ve ben çok ağlamıştım babam ölmüş gibi sağsalim bulunması için çokca dua etmiştim... O her nefsin tadacağı ölümle, karlı dağların tepelerinde bir helikopterin içinde buluşmuştu. Başka bir yerde mesela sıcak yatağında yatarken yahut masasında çalışırken değil de evinden barkından yüzlerce km. ötelerde, seferi durumda, garip bir dağ başında, hizmetlerini sürdürmeye çalışırken bu vuslatın oluşması, onu şehitlik mertebesine ulaştırdı. İnandığı gibi yaşadı ....Mekanın cennet olsun Reis Ruhuna El-Fatiha ....sevdiğim bir şiiriyle noktalamak istiyorum....
Saygı ve Rahmetle...
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum...