"Nurani alemlere giden yol kabirden geçer ve en büyük saadetler büyük ve acı felaketlerin neticesidir. Mesela: Hazret-i Yusuf, Mısır azizliği gibi bir saadete, ancak kardeşleri tarafından atıldığı kuyu ve Zeliha'nın iftirası üzerine konulduğu hapis yoluyla nail olmuştur."
Kıymetli kardeşlerim! Said Nursî kırk sene evvel İstanbul'da iken, "Kim ne isterse sorsun." diye, hârikulâde bir ilânat yapmıştır. Bunun üzerine o zamanın meşhur âlim ve allâmeleri, Bediüzzaman'ın hücresine kafile kafile gidip, her nev'i ilimlere ve muhtelif mevzulara dâir sordukları en müşkil, en muğlak sualleri, Bediüzzaman duraklamadan, doğru olarak cevaplandırmıştır. Böyle hadd ve hududu tâyin edilmeyen, yani "Şu veya bu ilimde veya mevzuda, kim ne isterse sorsun." diye bir kayıt konulmadan ilânat yapmak ve neticede daima muvaffak olmak; beşer tarihinde görülmemiş ve böyle ihatalı ve yüksek bir ilme sahip böyle bir İslâm dâhîsi, şimdiye kadar zuhur etmemiştir (Asr-ı Saadet müstesna.).
Sayfa 17
Reklam
Halifelik Sırrı
"Evet mâzi, istikbalin âyinesidir; istikbalde vücuda gelecek icadlar, mâzide kurulan esas ve temeller üzerine bina edilir."
Sayfa 180Kitabı okudu
İnsan, cismen küçük, zayıf ve âciz olmakla beraber, hayvanâttan [hayvanlardan] addedildiği [sayıldığı] hâlde, pek yüksek bir ruhu taşı- yor. Ve pek büyük bir istidada mâliktir. Ve hasredilmeyecek derecede meyilleri vardır. Ve gayr-i mütenahi [sonsuz] emeller sahibidir ve addedilemez [sayılamayacak] fikirleri vardır. Ve gayr-i mahdut [sınırsız] şeheviye ve gadabiye gibi kuvveleri [şehvet ve öfke duyguları] vardır. Ve öyle acaip bir yaratılışı vardır ki, sanki bütün envâ [nevilere] ve âlemlere fihriste olarak yaratılmıştır.
Risale-i Nur, bu talihsiz duyarsızlığın, bu derin anestezinin ortasında hepimize keskin bir sancı aşılıyor. Risale-i Nur, bir insan teki olarak, var oluşumuzdaki derin çelişkileri uyandırıyor, üzerine kül bastığımız temel acılarımızı tazeliyor. Her birimizi ‘doğuştan Müslüman’ kabul eden tarafgirlik kalıplarını hiç ciddiye almadan, ‘elimizde hazır bulduğumuz’ imanımızı dayanak yapmadan, sıfır noktasından hareketle, tüm insanları aynı kumaştan dokunmuş bilerek konuşuyor. Bizi tam da düştüğümüz yerden kaldırıyor.
10. İlim istemek, bilhassa iman ilmini tahsil etmek, her Müslümanın üzerine farzdır. İşte bu ilmi en mükemmel şekilde, avamdan havassa kadar her sınıf halkın anlayabileceği şekilde ders veren eser; Risale-i Nur'dur.
Reklam
133 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.