Önünç
"Uzun yıllardan beri Türk için, mukaddes Türklük için canımın içinde bir naz ve sevgi ile beslediğim, gönlümün en kıymetli köşesinde aklı, fikri alan ve bütün varlığı kaplayıp tutan çoşgun bir aşkın tatlı, altın kanatlı sırrı gibi sakladığım bu hizmeti de görünceye kadar ölüm bana aman versin." - Dr. Rıza Nur, Uğuz Kağan Destanı
Sevgili Dost,
Kâmil Mü'minin en mühim vasıflarından birisi de fâni elemi ve saadeti, hâkikâti duyup yaşamanın meşguliyetine ve lezzetine erişemeyecek nisbette bir tevâzuyla karşılamalarıdır. Biz geçmişin ağrısını ve geleceğin düşünü ve kaygısını öyle dehşetengiz boyutlarda yaşıyor ve derinleştiriyoruz ki, kalbimizde ne hüznü alıcak takât, ne de ubudiyete
Reklam
Türkiye İsmi Nereden Geliyor?
Cumhuriyetten sonra “Osmanlı Devleti" ya da "Osmanlı Cumhuriyeti" gibi isimle yola devam edilemezdi, çünkü Osmanlı Devleti'ni kuran “Osmanlı Hanedanı" ortadan kaldırılmış, hepsi yurtdışına sürülmüştü... Doğal olarak yeni bir isim arandı... “Türkler" ve "Türkiye" ismi, yabancılar tarafından öteden beri telaffuz
Sayfa 223Kitabı okudu
EHL-İ  SÜNNET ALİMLERCE  EHLİ BİD'AT OLARAK İLAN EDİLEN  YAZARLAR…. 1- Mihr Ali İskender Evrenesoğlu; kendisi Mehdi ve peygamber olduğunu söyleyen bir sahtekardır... 2- Harun Yahya(Adnan Oktar); kendisinin Mehdi olduğunu söyleyen bir sahtekardır, ayrıca dansöz oynatıp, yarı çıplak kadınların üzerinden dinle dalga geçmektedir.... 3- Prof.
904 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
KOZMİK APTALLIK
Toplumsal komplo kuramı... Tanrı'yı bırakıp sonra da, "Tanrı'nın yerinde kim var şimdi?" diye sormaktan kaynaklanır. KARL POPPER (s.817) ______ Foucault Sarkacı, Umberto Eco’nun 1988 yılında yayınlanan romanıdır. Sekiz yıllık çalışmanın, derin bir araştırmanın ve iki bin ciltlik uzman bir kitaplığın ürünü olan bu dev eserde Eco,
Foucault Sarkacı
Foucault SarkacıUmberto Eco · Can Yayınları · 20211,587 okunma
Gönlün beşeri sıfatlardan arınınca, Hak katından ilahi nur parlamaya başlar. O nur gönülde aşikar olarak görününce, gönlündeki Hakk'a varma isteği kat kat artar. Hakk'a vâsıl olmak isteyen kimsenin yoluna ateş de çıksa, yüzlerce hoş olmayan vadiye de rast gelse, Ona olan aşkından, pervane gibi delicesine kendini ateşe atar. İştiyakından sır aramaya başlar, sâkisinden bir yudum aşk şarabı ister. O şaraptan bir yudum içtiğinde, her iki alemi büsbütün unutur gider. Deniz içinde olmasına rağmen, dudağı kupkuru kalır. Can u gönülden cananın sırrını talep eder. Sırrı bilen Yaratan'a kavuşmak arzusuyla, can alıcı ejderhadan bile korkup, çekinmez. Küfür ve lânet birlikte üzerine gelse de, bir kapı açar düşüncesiyle o bunlara rıza gösterir.
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.