asena

Şimdi artık biliyorum ki, bütün yaşantımız içinde ancak bir/kaç kişiye böyle bir hak tanırız. Onu şımartır, yüz verir, alttan alır ve hatta ona teslim bile oluruz. O da bunu, zaten taa en başından bilmektedir. Eğer çok şanslı değilseniz, karşınızdaki şımarır, ipin ucunu kaçırır. Bin pişman olur, incinir, düş kırıklıklarıyla yaralanır ve acı çekersiniz sonunda. Bazen, çok ender de olsa şanslısınızdır ve bir mucize yaşarsınız. Çünkü, karşınıza dilinize akraba biri çıkmıştır. ‘
Reklam
Wong (2020) operationally defined the resilient mindset in terms of six attributes; •Be tough mentally in order to face a competitive and difficult world (Scarfe & Baxter, n.d.) We need control, commitment, challenge, and confidence to face adversity (Gucciardi, 2020). •Be responsible for adapting to each difficult situation with ethics and flexibility (Arslan & Wong, 2022). •Appreciate what you still have in spite of the losses. Appreciate the gift of being alive and the goodness in the world (Jans-Beken & Wong, 2019). •Practice mindfulness by accepting life at it is and embracing life with openness without judgement in order to have the clarity of mind to do the right thing (Moore, 2022).•Practice the meaning mindset (Wong, 2012) by looking for what is beautiful, good, and meaningful even in difficult situations. •Believein a better future through faith, hope, and love (Wong, 2023a. 2023b). According to Hanson (2020), a resilient mind is defined as "constructing a conscious, deliberate alignment of our physical, emotional, mental, and spiritual resources to effectively engage with a specific situation."
"narsistler derinlerde kendilerini kusursuz hissettiklerinden, dünyayla çatıştıklarında, çatışmayı her zaman dünyanın hatası olarak algılamaları kaçınılmazdır."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Topluluğun düşünce ve inanç birliğiyle davranışta ahenk talebini benimseriz. Grup bizi içine alır, bize kolektif bir kimlik sağlar; aidiyet dürtümüze seslenirken bizi kendimizi arama derdinden kurtarır. Aynı topluluk kendimizi ihtiyaç duyulan biri olarak görmemizi sağlarken bize güvenlik ve yaşama rahatlığı temin eder. Ama bunu yaptığımız zaman, ait olduğumuz grup ya da topluluğu insanlığın merkezi olarak görmeye başlarız. Bu gruba dâhil olmayanları, farklı düşünenleri kendimize düşman olarak görme durumuna geliriz. Çünkü dünyayı “biz” ve “onlar”, yani kendimiz ve diğerleri, inananlar ve kâfirler, vatanseverler ve satılmışlar olarak ikiye ayırmışızdır. “Biz”in “onlar”dan her zaman ve her yerde üstün olduğunu söylemeye gerek yoktur. Bunun gerçekte böyle olmadığını, bize sadece felsefi bir tutum gösterebilir.
Yani, bu dünyaya gelmişsek eğer, gelmemiş olmak elimizde değildir. Anamızı babamızı, doğduğumuz coğrafyayı, mensubu olduğumuz dini, üyesi bulunduğumuz millet ya da etnik grubu seçmek elimizde olmadı. Boyumuzu, cinsiyetimizi, başkaca biyolojik özelliklerimizi seçmek de elimizde değildi. Bütün bunlar biz insanlar için verili olan, değiştirmenin mümkün olmadığı şeylerdir. Ama karakterimizi ve insanlığımızı geliştirmek, daha iyi ve daha erdemli insan olmak için çalışmak, bizim elimizde olan bir şeydir. Sartre bu yüzden “İnsan kendisinden ne yaratırsa ondan ibarettir” diyordu
Reklam
Reklam
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.