Rojda

"Ölüme bu kadar takılıp kalma oğul! İnsanlar ölmek için doğuyor. Zaman bir bezirgân, ölüm alır, ölüm satar. Gecede ve gündüzde, gençte ve yaşlıda, iyide ve kötüde hep budur yaptığı. İnsan gaflete kapılıp zamanı öldürdüğü için yapar bunu. Bir intikam alır gibi. Ve zamanlar öldükçe ölümün zamanı gelir. Kaçışı olmayan, kurtuluşu bulunmayan andır o. Bir yerde susmak gibi; bir yerde konuşmak kadar... Ebedî hakikatin ta kendisidir ölüm. Her başa gelecek ve tek başına olacak." "Ayrılışın ıztırabıdır beni düşündüren babacığım, yaşlılığın verdiği sıkıntıdır. Yoksa bilmez miyim ölümün yalan dünyada gerçek teselli olduğunu. Ayrılık, hasret ve hicran... İşte ölümden zor olan."
Sayfa 141 - Kapı Yayınları, -Ebû Eyyûb, -EyyûbKitabı okudu
Reklam
Duha Sûresi
Surede Peygamberimize verilecek bir hediyeden bahsediliyor. Bu hediye ne olabilir, bir düşün istersen. Peygamberimizin dünyada en çok istediği şey neydi? Her şeyden çok istediği, her namazda onun için dua ettiği, ağladığı şey neydi? Biziz tabii ki. Sensin, benim, bütün insanlar. Peygamberimiz, ümmetinin cenneti hak edebilmesi için yalvarırdı devamlı. Allah da bu surede bir müjde verdi. "Rabbin sana verecek, sen de hoşnut olacaksın," (Duha Suresi 5. ayet) dedi.
Hemen söyleyeyim, vahşi benliğin dünyasına açılan kapılar az, ama değerlidir. Derin bir yara iziniz varsa, o bir kapıdır; eski, çok eski bir öykünüz varsa, o da bir kapıdır. Gökyüzünü ve suyu tahammül edemeyecek kadar çok seviyorsanız, o bir kapıdır. Daha derin bir hayatı, eksiksiz bir hayatı, makul bir hayatı özlüyorsanız, o da bir kapıdır.
Sayfa 35 - Ayrıntı Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğanın içinde büyümüş olduğum için şanslıydım. Orada, yıldırım çarpmaları bana ani ölümü ve hayatın geçiciliğini öğretti. Fare yavruları, yeni yaşamların, ölümü bir parça hafiflettiğini gösterdi. Topraktan "Yerli boncukları", fosiller çıkardığımda, insanların uzun ama çok uzun bir zamandır burada bulunduklarını anladım. Kafamın üstüne konan kral kelebekleri, gece takılarım olan ateşböcekleri ve bileziklerim olan zümrüt yeşili kurbağalar sayesinde, süslenmenin kutsal sanatını öğrendim. Bir anne kurt, ölümcül şekilde yaralanmış yavrularından birini öldürdü; bu bana, haşin bir şefkati ve ölümün nihayete ulaşmasına izin verme gereğini öğretti. Daldan düşen ve tekrar yukarı tırmanmaya çalışan tüylü tırtıllar, bir amaca yönelik çalışmayı öğretti. Kolumu gıdıklayan yürüyüşleri, cildin nasıl canlanabileceğini öğretti. Ağaçların tepesine tırmanmak, günü geldiğinde cinselliğin nasıl hisler uyandırabileceğini öğretti.
Sayfa 17 - Ayrıntı Yayınları
başladığınız her kitabı bitirmeyin
Eğer bir kitabın ilk üç bölümünü okuduktan sonra, kayda değer hiçbir bilgi edinmediğinizi düşünüyorsanız ya da kitap ilginizi çekmeyi başaramadıysa, kendinize bir iyilik yapın, kitabı bir kenara koyun ve (kitaplarınızın içinden başka bir tane seçerek) zamanınızı daha iyi değerlendirin.
Sayfa 167 - GOA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
84 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.