Senin bu dostça, tatlı tatlı gülümsemen, diye seslendim içimden beni selamlayan arkadaşıma, sizden biriymişim gibi gülümseyerek selamlıyorsun ya şimdi ama gerçekte ne olduğumu bilseydin o gülümseme dudaklarının kıyısında donup kalırdı! O zaman da o selamı sanki paçana yapışmış bir hayvan pisliğini silkeler gibi aşağılayan bir öfkeyle fırlatıp atardın.