"Recep Peker Hapı Yuttu", "Kazıklı Resmi Tazim" başlıklı yazılardan başka "Hakkınızı Helal Edin Dostlar" başlığıyla Markopaşa'nın birinci sayısında "Şakalar" köşesinde yazılanlar yeniden verilmiş. Bir başka yazı da "Nasıl Girer" başlığını taşıyor. Okuyalım. 1947 yılında yazıldığını düşünerek son
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
Reklam
Kızılelma
Bir milletin yürütücü kuvvetine “ülkü” denir. Toplumlardaki kisileri birbirine bağlayan nesne, sadece kök birliği, çıkar ve ihtiyaç değil, bunlarla birlikte ve aynı zamanda ülküdür. Ülküsüz topluluk yerinde sayan, ülkülü topluluk yürüyen bir yığındır. Sözlük anlamı “and” ve “uzak hedef” demek olan “ülkü”, topluluğu aynı yolda yürüten bir
Ülküler Saldırıcıdır
Biyoloji bakımından canlıların, yani hayvanlarla bitkilerin gayesi kendi soyunun bütün dünyayı bürümesidir. Hiçbir hayvan veya bitki cinsi dünyayı kaplayamıyorsa bunun sebebi aynı gayeyi güden baska cinslerin mukavemetine maruz kalmasıdır. Cinslerin aynı gaye için yaptıkları bu tesir ve maruz kaldıkları tepkiden "hayat kavgası"
Türk Birliği
Dünya Türklüğü yalnız Türkiye’dekilerden ibâret değildir. Rusya, İran, Çin, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Rodos, Kıbrıs, Suriye, Irak ve Afganistan’daki Türklerin sayısı Türkiye’dekilerden daha çoktur. Mısır’da, Libya’da, Avrupa’da, Kuzey ve Güney Afrika’da, Uzakdoğu’da yasayan ve herhalde birkaç on bin tutarında olan Türkleri de, kadroyu
Evet biz, hepimiz ve bütün bizden sonra gelecekler, ırklar, milletler, boylar, oymaklar adına insan uygarlığı ve insanlığın tarihi denilen ehramın, sadece birer zerresi, birer unsuruyuz. Hiç kimse, hiçbir nesil, hiçbir millet, hiçbir parti ve hiçbir rejim bu ehramın hepsi demek değildir. Ne peygamberler, ne kahramanlar, ne önderler. Ne Çin, ne Hint, ne eski Yunan, ne Ortaçap, ne Sonçağ bu ehramın hepsi demek olamaz. Hatta ne bugünkü Amerika, ne yarınki Rusya, dünyada her şey demek değildir. Herkes, her medeniyet, her millet, kendi taşını getirecek ve bu taşı, çıkarabildiği yüksekliklere çıkaracak ve orada kalacaktır. Hepimizin, her neslin ve her fikrin bu ehramda yeri vardır. Her millet kendi toprağının ocağından çıkan mermeri kendi omuzunda taşıyacak ve insan uygarlığının, kimsenin malı olmayan çok cepheli ehramına koyacaktır. Medeniyet, bir milletin değil, hür ve özgür bütün milletlerin hakkıdır. Dünyanın yapısında hepimize iş vardır. İnsanın, yani taş üstüne taş koyanların ehramı böylece meydana gelecektir.
Sayfa 252
Reklam
88 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.