415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
57 günde okudu
Hayalet Gemi
Mümtaz ile Nuran'ın aşkının arka planında toplumun içinde yaşadığı zamanı muhteşem üslubu ile anlatan Ahmet Hamdi' ye hayran olmamak mümkün değil.Mümtaz'ın yaşadığı ayrılık sonrası hâleti ruhiyesinin betimlemesi beni benden aldı." Genç adam cennet ve cehennemini beraberinde gezdiriyordu.Bu iki haddin arasında,uçurum kenarlarında şiddetli uyanışlarla dolu bir somnambül hayatı vardı.Bu iki zıt ruh hâletinin arasında etraflarında konuşur,dersini verir,talebelerini dinler,yapacaklarını tarif eder,hülasa kendi hayatını yaşardı.Zaman olurdu ki bütün hayatı sadece kaçışlardan ibaret kalırdı.Zavallı Mümtaz,İstanbul sokaklarında bir nevi hayalet gemi gibi yaşıyordu.Her özlediği yerden biraz sonra kendi içindeki rüzgar onu kovuyor,haberi olmadan lengerler alınıyor,yelkenler şişiyor ve uzaklaşıyordu." Gerçekten herkesin içinde yaşadığı ama kelimelere dökemediği harika bir iç hikaye.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,7bin okunma
234 syf.
·
Puan vermedi
Çim bir yastığın üzerinde yolculuğumun konaklama yeri geceden geceye değişiyor. Köyümün hayalleri kaldı. --- Bu köye vardığımızda şeftali çiçekleri açmış. Kırmızı yapraklar nehre yansıyor. --- Bu dünyanın kalıcı olmadığını görün ve anlayın.. Ne geç ne de erken çiçekler kalmayacak. --- Geçmiş vefat etti. Gelecek gelmedi. Mevcut kalmıyor. Hiçbir şey güvenilir değildir; her şey değişmeli. Harflere ve isimlere boşuna tutunup, kendinizi onlara inanmaya zorluyorsunuz. Yeni bilginin peşinde koşmayı bırakın. Eski görüşleri geride bırakın. Esas olanı inceleyin ve sonra onun içini görün. Görülecek hiçbir şey kalmadığında, hatalı görüşlerinizi anlayacaksınız. --- Bir sonbahar tarlasında yüzlerce ot çiçek açtı. Diz çökmüş bir erkek geyik ağlıyor. --- Evden çıkmanın yansıması Dalga sesini duymamak için dağa geldim . Artık başka bir şekilde yalnızız; çam ormanında esen rüzgar. --- Karşında oturuyorum ama sen tek kelime etmiyorsun. Kelimeler olmasa da duygular çoktur. Kitaplar ve kutuları yatağın yanına dağılmış durumda. Bambu perdenin dışındaki erik çiçeklerinin üzerinde yağmur damlaları. --- Başından beri dünyanın geçici olduğunu bilsem de, kollarımın kuru olduğu bir an bile geçmiyor . --- Dağın gölgesinde kayaların arasından yosunların içindeki su damlıyor. Bir netlik parıltısı hissediyorum . --- "Yazın ortasında Ryokan şunu duyurdu: "Beş Kaşık Kulübesinde Budist kanonunun tamamını yayınlayacağım. Lütfen gelin ve görün." Köylüler kulübeye gittiler ama hiçbir dini kitap yoktu; yalnızca Ryokan davul gibi karnının üzerinde "Tüm kanon" yazıyordu. Köylüler şaşkına döndü."
The Zen Poems of Ryokan
The Zen Poems of RyokanNobuyuki Yuasa · Princeton Legacy Library · 20141 okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
TRAK ( Serkan Türk) "Geçmiş, arkamızdan ihtiyar bir at gibi yavaş yavaş gelir." Serkan Türk'ün ikinci romanı da birinci romanı gibi ilginç bir isme sahip:"Trak" Oyuncunun sözünü unutması anlamına gelir. Söyleyeceği sözü unutanın kesik kesik konuşması gibi kesik kesik bölümlerden oluşuyor kitap. Matruşka gibi öykü
Trak
TrakSerkan Türk · Everest Yayınları · 021 okunma
148 syf.
8/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Şu dağlarda kar olsaydım, Bir asi rüzgar olsaydım, Arar bulur muydun beni, Sahipsiz mezar olsaydım?.. Yazdığım dörtlük bu kitapta yok fakat Müslüm Gürses’le efsane olmuş bu şarkının sözü ve müziği Hayaloğlu’na ait. Bu kitapta Ahmet Kaya’yı ünleyen Nerden Bileceksiniz, Ağlama Diyarbakır, Beni Vur, Burdan Öte Ayrılık, Giderim gibi birçok şiir mevcut. Yusuf Hayaloğlu’nu şairliğinin ve müzisyenliğinin yanısıra Merhaba Nalan, Ah Ulan Rıza gibi video klipleriyle, kendi seslendirmeleriyle de tanıyoruz. Güzeldi.
Dur...Ağlama Gözlerim
Dur...Ağlama GözlerimYusuf Hayaloğlu · Ağaç Yayınları · 2010560 okunma
184 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kendini dinliyor musun?
Her şeyin zamanı vardır aynı kitaplarda da olduğu gibi. Üniversite yıllarında okuduğumu sandığım kitabı okumamışım. (daha doğrusu okumuşum ama anlamamışım.) Şimdi bir şans daha verdim kendisine. Coelho kitabını, Mevlana’nın Mesnevi’sinde geçen “Define Arayan Adam” öyküsünden yola çıkarak yazdığını söyler bir yerde. Kitabın başında okuyacağınız hikayeye bir bakış açısını sunuyorum alıntı yaparak >> "Çoğumuz hayatta narsist tavırlar takınıp sadece kendimizle ilgili şeylere önem veririz, sadece bizimle ilgili olan şeyler değerli gelir. Halbuki hayatta birçok güzellik vardır ve önemli olan kafamızı çevirip bu güzellikleri görebilmektir. Narkissos ve göl birlikte geçirdikleri vakit boyunca birbirlerinin güzelliğini fark edemeyecek kadar körlerdir başka güzelliklere. Ve bu birinin sonunu getirmiş, diğerini de kederler içinde bırakmıştır." Kitap 1988 de 2 haftalık bir süreçte yazılmış. Bize çevrilmesi de 1996 Mayıs ayını buluyor. 88 dünyasında ki toplum için neden çığır açıcı olduğunu anlıyorum ancak 2024 modern toplumunda özellikle sosyal medyanın gücünü dezavantaj olarak görürsek gerekli etkiyi sağladığını düşünmüyorum. Aynı Narkissos ve göl gibi; Aynada ki yüzlerimize, telefon ekranlarında ki kameralara bakmaktan içimize bakmayı ve onu dinlemeyi unutmuşuz. Savruluyoruz aynı çölde ki Rüzgar gibi...
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 200932 okunma
984 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
169 günde okudu
Tolstoy, hayatı boyunca fikirlerini ifade edeceği en uygun biçimi aradı. Öykü ve roman yazmak, dergi çıkarmak ve askeri düzenden tarıma dek her konuda makaleler yazmak bu biçim araçlarının ürünüydü. Tolstoy'un sanatına fikirlerin hakim olmasının ve karakterlerin hep bir toplumsal durumu çözmek ya da göstermek üzere var olan canlılar gibi
Bilgelik Günlüğü
Bilgelik GünlüğüLev Tolstoy · Alfa Yayınları · 2022294 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.