96 syf.
8/10 puan verdi
Olgunlaştırıcı Yönüyle Aşk Acısı
Ayrılıklar da aşka dahildir. Aşkın bütünlüğü içinde yer alır. Sevdiğiniz birinden ayrılmanın acısı oldukça sancılı olacaktır çünkü içinde bir ayrılık vardır aslında bu acının sebebi o kişiden ayrılmakta mı yatar yoksa o kişinin size hissettirdiği değer duygusunun kaybolmuş olmasından mı veya o kişinin hissettirdiği ilginin artık olmayışından mı?
Olgunlaştırıcı Yönüyle Aşk Acısı
Olgunlaştırıcı Yönüyle Aşk AcısıPeter Lauster · Doruk Yayınları · 200012 okunma
508 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İlk kitaba göre ayaklarını çok daha sağlam yere basıyor Kızıl Sefer'in. Tamas'ın düşman hatlarından kurtulabilmek için Kez topraklarının içinden geçerek sürdürdüğü kaçış oldukça gerçekçi işlenmiş. Askerlerin müthiş disiplinlerine rağmen giderek saygılarını yitiren halleri bitkinlikten çok açlıkla bağ kurularak işlenmiş. Daha yeni bitirdiğim Dünyalar Savaşı'nda da aynı şekilde dostane sürüp giden medeni yaşamların açlık söz konusu olunca ne kadar amansız olduğunu görmüştüm. Bir başka hoşuma giden nokta Taniel'in ne kadar iyi bir barut büyücüsü olursa olsun babasının yokluğunda kendisini çekemeyenlerin ya da soyluluktan gelen ödüllerle orduda yükselen generallerin karşısındaki dik duruşu. Her ne kadar ülkesine olan sevgisi kendisinden ödün vermesi için Taniel'i kamçılasa da serinin en sevdiğim karakteri Ka-Poel'e edilen hakaretlere dayanamayıp üstlerine karşı gelişi oldukça onurlu ve eğlenceliydi. Adamat ve Bo ikinci kitapta rüzgarda savrulan yapraklar gibiydiler tahminen üçüncü kitap öncesi hazırlık yapıldı. Tüm bunların ışığında bu yıl içinde en çok beğendiğim kitaplar arasında yer aldı Kızıl Sefer. Yazarın her ne kadar ilk kitap serisi olursa olsun fantastiğe en iyi başlayan yazar ödülünü kazandığını unutmayalım(2014). Son olarak kapak tasarımı benim en beğendiğim tasarımlar arasında yer aldı. Okuduğunuz için teşekkürler.
Kızıl Sefer
Kızıl SeferBrian McClellan · İthaki Yayınları · 2017129 okunma
Reklam
192 syf.
6/10 puan verdi
“Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız...” Öylesine kıyıda duran bir kitabı bitirdikten sonra Feza ve Mehmet için zihnimden geçen ilk cümle bu oldu. Hayatın ne denli ani bir şekilde gel gitlerle dolu olduğunu, her hamlemizin bir bedeli olduğunu, hayallerimizin; zamanın ve birkaç küçük yanlışın karşısında rüzgarda yön değiştiren yapraklar misali ne denli çaresiz olduğunu hatırlattı bana. Yaşamın var oluşunu sürdürebilmesi için verdiği savaşa ayak uyduramayan insanoğlunun çaresizliği... Yaşamak en mutlu anımızda dahi savaşmaktır. Siz hiç harika bir gün doğumunda manzarayı seyre dalan ağaçlar gördünüz mü? Yağmak istemeyen bir bulut, Düşmekten vazgeçen bir yağmur damlası? İşte bu yok olana kadar süren, bir bütün halinde savaşma azmi, yaşam denilen döngünün içinde yeni yeni var olmaya başlayan insanoğlunun, evrene oranla sahip olduğu tecrübesinin gülünç ezikliğidir. Hayatın; vazgeçişleri, pes edişleri, savaş meydanını terk edenleri asla affetmediği gerçeğini bir kez daha önüme serdi bu kitap. Koray’ı yıkan, Pişmanlık mı Özlem mi İhanet mi Yoksa Kader mi emin değilim ancak belli ki insanı yıkan genelde insandan başkası olmuyor ve bu bazen kendisi olabiliyor... Seviyorsanız ”sevildiğinizden” vazgeçmeyin. Merhamet dolu sevgiler, Keyifli okumalar dilerim.
Vazgeçtim
VazgeçtimKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20158,1bin okunma
304 syf.
8/10 puan verdi
·
18 günde okudu
"Dünyaya bir kez çocukken bakarız, geri kalanı hatıradır." demiş Lousie Elisabeth Glück. Neden? Çünkü doğduğumuz andan itibaren dünya keşfedilmeyi bekleyen bilinmezliklerle doludur.Dokunduğumuz her nesne, yeni her kelime, sallanan ağaçlar, rüzgarda savrulan yapraklar, hareket eden her şey bizi daha da heyecanlandırır, ne zamana kadar sürer bu heyecan? Çocukluk sona erdiğinde bu heyecanlar da azalmaya başlar.(Hep çocuk kalanlar, çocuk ruhlular bunun dışında tabi :) Kitap da çocukların 0-3 yaş arasında ne yaşarsa, ebeveynleriyle ne kadar çok sıcak etkileşime maruz kalırsa, ilerideki akedemik başarısı ve öz düzenleme becerilerinin o oranda gelişeceğini dair yapılan araştırmayı içeriyor.Yani Glück'ün cümlesinden yola çıkarsak; çocuğa bu yaş aralığında dünyaya ne kadar çok baktırırsak ilerideki hatıralarının o kadar çok olacağını anlatmaya çalışıyor. Nasıl ki bir anne hamileyken anne maddi olarak ne durumda olursa olsun bebek her türlü besinini alıp oluşumunu tamamlıyorsa, bebek doğduktan sonra da şartlar ne olursa olsun (genetik, maddi şartlar, doğduğu çevre, anne babanın eğitimi, sosyal durumu gibi ) anne ve baba tarafından desteklenen bebekler zeka ve öz düzenleme becerileri açısından çok daha iyi gelişiyor. Kitabı velilerime önermek isterdim fakat çalıştığım okulda şu anki şartlar buna müsait değil.Kitap okuyan velileriniz varsa özellikle 0-3 yaş arası bebeği olanlara mutlaka önerilmeli. Okul öncesi bebeklik döneminin eğitimde rolü büyük ama biz de çok daha önemli bir dönem var : Bizde eğitim doğum öncesinde başlar.
Otuz Milyon Kelime
Otuz Milyon KelimeDana Suskind · Buzdağı Yayınevi · 20203,972 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok beğendim. Çok çok beğendim. Adamın yazdığı tek romanmış ve beklentisiz bir şekilde başlamıştım. İlerledikçe kendimden utandım. Birkaç roman daha yazsaymış ciddi bir romancı olarak atılabilirmiş Nurettin Topçu. Niyazi'nin yalnızlık, umutsuzluk ve aşkının romanı. İç dünyası o kadar güzel yansıtılmış ki sanki Niyazi sizin içinizde gibi bir his oluşuyor. Niyazi'ye çok imrendim sonda. Ayrıca bundan sonra rüzgarda yapraklar hışırdamayacak ya da uğuldamayacak: fısldaşacak.
Reha
RehaNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2022282 okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
Şiirler başka bir dilden çevrildiğinden dolayı anlaşılmaz ve saçma bir hâl almış. Halbuki bu kitabı kendi dilinde okuduğumuzda daha anlamlı ve güzel olacağını düşünüyorum..
Rüzgarda Yapraklar
Rüzgarda YapraklarAdonis · İyi Şeyler · 1998422 okunma
Reklam
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.