İnsan sevdiklerinin kadrini yokluklarında anlıyor.
Sayfa 234 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
İki zıt istikamete doğru çatallanan İslâm felsefesinin akılcı ve tabiatçı kolu daha ziyade Hıristiyan garp, imancı ve ilâhiyatçı kolu da daha ziyade İslâm şark üstünde tesirini devam ettirir. Burada oldukça garip bir çaprazlama ve bir tesir mübadelesi göze çarpar. Hıristiyan garp, akılcı ve tabiatçı düşünceyi İslâm şarktan almış ve İslâm şark da imancı ve ilâhiyatçı düşüncesinde Hıristiyanlığın tesiri altında kalmıştır. Nitekim İslâm dini de kitabında rasyonalist (akılcı) bir ruh sahibi olduğu halde sonradan mistik bir düşünce doğurmuş. Hıristiyanlık da kitabında mistik bir ruh sahibi olduğu halde sonradan akılcı ve tabiatçı bir medeniyet ortaya çıkarmıştır
Bir kadın harikulâde güzel olabilir fakat sevilmesi için bu mühim bir sebep değildir.
Büyük Millet Meclisi defalarca padişaha kendisini tanıması ve hükümetten elini eteğini çekmesi çağrısında bulunmuştur. Eğer bu teklifleri kabul etseydi, Vahdettin'in sembolik kalacak bir saltanatı kurtarma ihtimali vardı.
Sayfa 54Kitabı okuyor
TBMM
Yeni açılan Meclis, sanıldığı gibi yeni bir devletin meclisi değildir. Eskisinin olağanüstü şartlar nedeniyle Ankara'da toplanmış halidir ... özellikle ilk başta tam bir Osmanlı meclisi gibi davranmıştır. Ancak muharebe meydanlarında başarı kazanıldıktan ve bu süre zarfında padişahın ısrarla Milli Mücadele'ye düşman bir tavır takınmasından sonra yeni bir devletin kurulması yolu seçilmiştir.
Sayfa 53Kitabı okuyor
Birkaç yakın arkadaşıyla Anadolu'nun göbeğinde, Ankara'nın kara kışında, siyasetten izole bir biçimde olanları izlemekte olan Mustafa Kemal kim bilir kendisini ne kadar yalnız hissetmiştir?
Sayfa 51Kitabı okuyor
En hayırsız, en hoyrat evlat bile, anasını, babasını kaybedince onların kıymetini anlar..
Sayfa 234 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okudu
Ankara
Aralık ayında yakın çalışma arkadaşlarıyla birlikte bu fakir Anadolu şehrine geldiğinde, Mustafa Kemal ömrünün büyük bir kısmını burada geçireceğinden muhtemelen bihaberdir.
Sayfa 51Kitabı okuyor
Birbirinizi dinleyin, başkalarını değil.
Sayfa 143Kitabı okudu
Erzurum Kongresi öncesi Mustafa Kemal
Erzurum'a vardığında herhangi bir resmi görevi bulunmamaktadır. Bu noktada Kazım Karabekir'in oynadığı rol, Kurtuluş Savaşı'nın geleceği için hayati önemi haizdir: Karabekir Paşa sadece Mustafa Kemal'i tutuklamayı reddetmekle kalmaz; aynı zamanda kendisinin emrinde olduğunu açık bir şekilde ifade ederek en güçsüz anında ona destek çıkar.
Sayfa 45Kitabı okuyor
Çoğu insanın derdi "ahlaklı olmak" değil, "ahlaklı gözükmek" kısacası.
Sayfa 266Kitabı okudu
Mustafa Kemal
İstanbul'da kaldığı süre boyunca dört kere görüştüğü Vahdettin'den pek bir şey beklenmemesi gerektiğini hemen anlamıştır.
Sayfa 39Kitabı okuyor
Mustafa Kemal Paşa
Çanakkale'de maharetlerini sergilediğinde, en büyük rakibi Enver bile onun vazgeçilmez olduğunu anlayacaktır...
Sayfa 30Kitabı okuyor
Mustafa Kemal'in Cemiyet içinde en önemli rakibi Enver Paşa'dır. Bu iki parlak subay adeta birbirlerinin zıddıdır. Enver'in romantizmine ve tez canlılığına karşılık, Mustafa Kemal'in kuru bir gerçekçiliği ve bazen sinir bozucu bir sakinliği ve kararlılığı vardır.
Sayfa 30Kitabı okuyor
Mustafa Kemal
Her vizyoner gibi, o da uyumsuz ve inatçıdır; karşıt görüşleri bir yere kadar dinlemekle birlikte, bir kez karar verdikten sonra eleştiriye tahammülü yoktur.
Sayfa 29Kitabı okuyor