Beyaz Zambaklar Ülkesinde Futbol
Bugün birçoğumuzun imrenerek anlattığı Finlandiya'nın fikri kurucu liderlerinden olan Snelman, "Bacakları öküz ayağı gibi güçlü, ama beyinleri koyun beyni gibi zayıf insanlar bizim idealimiz değildir." diye haykırır ve ekler: "Ben arzu ederim ki, bizim sevgili Suomi'mizde şu isimleri taşıyan teşkilatlar, dernekler kurulsun: "Güçlü Düşünce, Yüksek İşler, Yüce Girişimler, Sağlıklı Hayvancılık, En İyi Tarım, Kaliteli Kumaş, Temiz Vicdan, yeni Fikirler, Mekanik Başarı, Müreffeh Millet! Ben isterim ki siz genç Finler, yalnız Macarları değil, Fransızları ve İngilizleri de mağlup edesiniz. Ancak yalnız bacak gücüyle değil, yalnız top şutlarıyla değil; bilim, teknoloji, sanat, ticaret, sanayi, hukuk toplumu, ülkenin kalkınması alanında da onlara galip gelesiniz. Bu çetin mücadelede yalnız futbolcuların güçlü kol ve bacaklarına dayanmak isterseniz, çok ileri gidemezsiniz. Karşıdan gelen topa vurmak için sağlam bir kafa gerekmektedir. Ancak biliniz ki en sağlam kafaya koç sahiptir. Ben koç kafasını Fin gençliği için iftihar duyulabilecek bir şey saymam." Bugün hayatın her alanında şikâyetçi bir toplumun ve mazlum coğrafyaların varlığı söz konusu iken ilgi ve alâka yönünden ehemmiyet verdiğimiz şeyleri gözden geçirmemiz gerekmektedir. Neyi ne kadar önemsiyoruz, işte bütün mesele...
Uğraşma Marcellinus, önemli şeyler üstüne kafa yorarmış gibi. Büyük bir şey değildir yaşamak: Uşaklar da, hayvanlar da yaşıyor ama dürüstçe, akıllıca ve sağlam yürekle ölmek büyük bir şeydir. Düşün nedir kaç zamandır yaptığın, hep aynı şey: Yemek, içmek, uyumak; içmek, uyumak ve yemek. Hep bu çember içinde dönüp durmaktayız gerçekten. Yalnız başa gelen dertler, dayanılmaz acılar değil, yaşamaya doymak da ölümü istetir insana.
Sayfa 216
Reklam
Kafatasının, ruh ve zihin üzerine yapılan araştırmaların merkezinde yer aldığı onlarca yılın ardından, 19. yüzyılın ilk arkeologları çok doğal olarak atalarımızı anlayabilmek ve teşhis edebilmek adına hemencecik kafa kemiklerine koştular... Bu kafatasları günümüzde oldukça utanç verici olan evrimsel fikirleri savunmak için kullanılmıştır. Dönemin doğa bilimcileri kafatasının sahip olduğu forma bakarak az ya da çok gelişmiş bir "ırka" ait olup olmadığını saptayabildiklerini düşünüyordu. Kafatasının ve dolayısıyla beynin hacmi de zekânın sağlam bir belirteci olarak görülüyordu. Beynin boyutu aynı zamanda hangi fosillerin bizim en yakın akrabamız olmaya layık olduğunun da işaretini veriyordu. Bu indirgemeci ve "kafa merkezli" görüş bir mağdur yaratmıştı: Leydi Sapiens. Kadınlar, erkeklere göre daha küçük beyinlere sahiplerdi ve bu da düşük zekânın bir göstergesiydi. Kadınları itibarsızlaştırma kampanyası için yeterli bir sebepti bu. Kafatasının iskeletin boyutlarıyla orantılı bir hacmi olduğu göz önünde bulundurulursa, kadınların kafataslarının kapasitesinin, ortalama olarak, erkeklerdekinden küçük olması oldukça mantıklıdır. İleride de göreceğimiz üzere bunun zekâlarıyla bir ilişkisi yoktur.
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Herkese merhabaaa! :) Bugün size düşündüğümden çok daha fazla sevdiğim
Kızıl Sarmaşık
Kızıl Sarmaşık
kitabından söz etmek istiyorum. Leyla Emirsoy, biricik babası, kardeşi gibi sevdiği dostu ve aşkla olmasa da sevgi ve saygıyla bağlı olduğu erkek arkadaşı ile maddi manevi her şeye sahip olduğu kusursuz bir hayata sahiptir. Ya da en azından o öyle sanıyordur. Ta ki
Kızıl Sarmaşık
Kızıl SarmaşıkAyşenur İnce · Parola Yayınları · 202450 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Baş ağrısı hiç kalır...
1.Ayfer TUNÇ'un yazım dili olarak bence büyük risk aldığı buna rağmen işi büyük bir ustalıkla kotardığı bir romanla karşı karşıya kalıyorsunuz. Roman ilk sayfadan son satıra kadar 3.bir kişinin seslendirmesi ile ilerliyor. Tek bir diyalog yok...Ancak sanki karakterler konuşuyormuş havasında okunup giden özelliği alkışlanası. Herkes sevmeyebilir tabii ki... 2. Kitabın; altı çizilesi, üzerinde kafa yorulası ve kalbe ok gibi saplanası tespitleri, değerlendirmeleri ve hiç böyle bakmamıştım dedirten iğnelemeleri okuyucuyu sonuna kadar sarıp sarmalıyor. 3. Elbette baştan sona sisli, grinin hakim olduğu, zaman zaman karanlığın hüküm sürdüğü kurgu aynı zamanda kitabın ana atmosferini de oluşturuyor. Sıkı bir depresif ruh hali kıyısına sürüklenmek bu romanda kürek çeken her okuyucunun kaderi olabilir. 4. Sağlam bir dili destekleyen ilginç kurgusu okuyucuyu sürüklüyor, sayfaların dönüş hızı da aynı biçimde artıyor kitap boyunca. 5. Okunası bir kitap olmanın yanı sıra Murşit karakterinin Türk Edebiyatına OBLAMOV esintisi de ilginç bir deneyim gibi gözüküyor. 6. Tavsiye ediyor muyum ? Evet. Şiddetle mi ? Eh...işte... 7. İyi okumalar...
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,099 okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
Bayılırım böyle kitaplara. Şaşırtan, sarsan, ters köşe yapan ve en önemlisi üzerinde kafa yorulan, uzun uzun çalışılan... Sürekli sizi düşünceye iten, bir nevi interaktif bir okuma sağlayan anlatılar, okuyucu ile kitap arasında inanılmaz bir ilişki kurduruyor. Bu da her bölüm sonrasını merak ettiriyor ve bu merak da okuma isteğini hep diri
Katil 2419
Katil 2419Abdurrahman Yücesoy · S.S. International Publishing · 048 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.