Bir dövüşün kafa karışıklığında zihnin kaya gibi sakin ve sağlam kalabilmeli.
Sayfa 117 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
"Sanırım buraya kavga etmeye geldin." "Hem de sağlam bir kavga. Çünkü az önce Tüm Yıl Kadın ekibiyle yeni konumuz üzerinde çalıştık. Edebiyatta kadının yeri." "Tabii bu seni harekete geçirdi." "Hem de nasıl! Erkeklere yenilmeyen kadınlar hakkında düşününce erkeklere kafa tutma isteği artıyor."
Reklam
Çok sağlam inançlara ve dünya standartlarında bir kafa yapısının düşünce şekline sahip olsanız bile kalbiniz öfkeyle, hüzünle, hayal kırıklığıyla, nefret ve korkuyla doluyken asla kazanamazsınız.
Uğraşma Marcellinus, önemli şeyler üstüne kafa yorarmış gibi. Büyük bir şey değildir yaşamak: Uşaklar da, hayvanlar da yaşıyor ama dürüstçe, akıllıca ve sağlam yürekle ölmek büyük bir şeydir. Düşün nedir kaç zamandır yaptığın, hep aynı şey: Yemek, içmek, uyumak; içmek, uyumak ve yemek. Hep bu çember içinde dönüp durmaktayız gerçekten. Yalnız başa gelen dertler, dayanılmaz acılar değil, yaşamaya doymak da ölümü istetir insana.
Sayfa 216
Kafatasının, ruh ve zihin üzerine yapılan araştırmaların merkezinde yer aldığı onlarca yılın ardından, 19. yüzyılın ilk arkeologları çok doğal olarak atalarımızı anlayabilmek ve teşhis edebilmek adına hemencecik kafa kemiklerine koştular... Bu kafatasları günümüzde oldukça utanç verici olan evrimsel fikirleri savunmak için kullanılmıştır. Dönemin doğa bilimcileri kafatasının sahip olduğu forma bakarak az ya da çok gelişmiş bir "ırka" ait olup olmadığını saptayabildiklerini düşünüyordu. Kafatasının ve dolayısıyla beynin hacmi de zekânın sağlam bir belirteci olarak görülüyordu. Beynin boyutu aynı zamanda hangi fosillerin bizim en yakın akrabamız olmaya layık olduğunun da işaretini veriyordu. Bu indirgemeci ve "kafa merkezli" görüş bir mağdur yaratmıştı: Leydi Sapiens. Kadınlar, erkeklere göre daha küçük beyinlere sahiplerdi ve bu da düşük zekânın bir göstergesiydi. Kadınları itibarsızlaştırma kampanyası için yeterli bir sebepti bu. Kafatasının iskeletin boyutlarıyla orantılı bir hacmi olduğu göz önünde bulundurulursa, kadınların kafataslarının kapasitesinin, ortalama olarak, erkeklerdekinden küçük olması oldukça mantıklıdır. İleride de göreceğimiz üzere bunun zekâlarıyla bir ilişkisi yoktur.
Balzac,
"Napoléon'un hiçbir zaman etkileyemediği yegâne bakan," olarak adlandırır bu "singulier génie"¹ kişiliği, "la plus forte tête que je connaisse,² diye betimler onu ve başka yerde, "davranışları, yüzeyden görünenin altında, o anda açıklanamayan, ancak sonraları anlaşılabilen türden bir derinliğe sahip şahsiyetlerden" olduğunu söyler. ¹. Benzersiz deha. ². Tanıdığım en sağlam kafa.
Sayfa 14 - Can Yayınları
Reklam
933 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.