Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

said

said bir yorumu yanıtladı.
Evet bu dünya memleketine ve misafirhanesine gelen herbir misafir, gözünü açıp baktıkça görür ki: Gayet keremkârane bir ziyafetgâh ve gayet san'atkârane bir teşhirgâh ve gayet haşmetkârane bir ordugâh ve talimgâh ve gayet hayretkârane ve şevk-engizane bir seyrangâh ve temaşagâh ve gayet manidarane ve hikmet-perverane bir mütalaagâh olan bu güzel misafirhanenin sahibini ve bu kitab-ı kebirin müellifini ve bu muhteşem memleketin sultanını tanımak ve bilmek için şiddetle merak ederken; en başta göklerin nur yaldızı ile yazılan güzel yüzü görünür: "Bana bak, aradığını sana bildireceğim!" der. Şualar - 105
said okurunun profil resmi
O da bakar görür ki: Bir kısmı arzımızdan bin defa büyük ve o büyüklerden bir kısmı top güllesinden yetmiş derece sür'atli yüzbinler ecram-ı semaviyeyi direksiz düşürmeden durduran ve birbirine çarpmadan fevkalhad çabuk ve beraber gezdiren, yağsız söndürmeden mütemadiyen o hadsiz lâmbaları yandıran ve hiçbir gürültü ve ihtilâl çıkartmadan o nihayetsiz büyük kütleleri idare eden ve Güneş ve Kamer'in vazifeleri gibi, hiç isyan ettirmeden o pek büyük mahlukları vazifelerle çalıştıran ve iki kutbun dairesindeki hesab rakamlarına sıkışmayan bir nihayetsiz uzaklık içinde, aynı zamanda, aynı kuvvet ve aynı tarz ve aynı sikke-i fıtrat ve aynı surette, beraber, noksansız tasarruf eden ve o pek büyük mütecaviz kuvvetleri taşıyanları, tecavüz ettirmeden kanununa itaat ettiren ve o nihayetsiz kalabalığın enkazları gibi göğün yüzünü kirletecek süprüntülere meydan vermeden pek parlak ve pek güzel temizlettiren ve bir muntazam ordu manevrası gibi manevra ile gezdiren ve arzı döndürmesiyle, o haşmetli manevranın başka bir surette hakikî ve hayalî tarzlarını her gece ve her sene sinema levhaları gibi seyirci mahlukatına gösteren bir tezahür-ü rububiyet ve o rububiyet faaliyeti içinde görünen teshir, tedbir, tedvir, tanzim, tanzif, tavziften mürekkeb bir hakikat, bu azameti ve ihatatı ile o semavat Hâlıkının vücub-u vücuduna ve vahdetine ve mevcudiyeti semavatın mevcudiyetinden daha zahir bulunduğuna bilmüşahede şehadet eder manasıyla Birinci Makam'ın birinci basamağında: “Allah'tan başka ilâh yoktur. O Vâcibü'l-Vücud ki, vüs'at ve mükemmeliyeti bilmüşahede görünen teshir ve tedbir ve tedvir (döndürme) ve tanzim ve tanzif ve tavzif hakikatlerinin azamet-i ihatasının şehadetiyle, semâvât bütün içindekilerle beraber Onun vahdet içindeki vücub-u vücuduna delâlet eder.” denilmiştir. Şualar - 105
said okurunun profil resmi
Sonra, dünyaya gelen o yolcu adama ve misafire, cevv-i sema denilen ve mahşer-i acaib olan feza gürültü ile konuşarak bağırıyor: "Bana bak! Merakla aradığını ve seni buraya göndereni benimle bilebilir ve bulabilirsin." der. O misafir, onun ekşi fakat merhametli yüzüne bakar; müdhiş fakat müjdeli gürültüsünü dinler, görür ki: Zemin ile âsuman ortasında muallakta durdurulan bulut, gayet hakîmane ve rahîmane bir tarzda zemin bahçesini sular ve zemin ahalisine âb-ı hayat getirir ve harareti (yani yaşamak ateşinin şiddetini) ta'dil eder ve ihtiyaca göre her yerin imdadına yetişir. Ve bu vazifeler gibi çok vazifeleri görmekle beraber, muntazam bir ordunun acele emirlere göre görünmesi ve gizlenmesi gibi; birden cevvi dolduran o koca bulut dahi gizlenir, bütün eczaları istirahata çekilir, hiçbir eseri görülmez. Sonra "Yağmur başına arş!" emrini aldığı anda; bir saat, belki birkaç dakika zarfında toplanıp cevvi doldurur, bir kumandanın emrini bekler gibi durur.
Reklam
said bir yorumu yanıtladı.
“ 10 Mayıs günü. Bütün gönlümle tadını çıkardığım tatlı bahar sabahları gibi şahane bir şenlik bütün ruhumu sardı. Benimki gibi ruhlar için yaratılmış bu yörede yalnızım ve yaşamımdan sevinç duyuyorum. Öylesine mutluyum, dostum, böyle erinç içinde varlık duygusuna büsbütün dalmış olmaktan sanatım rahatsız. Şimdi resim yapamam, bir çizgi bile çizemem, ama hiçbir zaman şu anlarda olduğumdan daha büyük ressam olmadım. Çevremdeki şirin vadi buharlanıp, tepede duran güneş ormanın geçit vermez karanlığına abanırken, yalnızca tek tük ışınlar benim kutsal yerime kaçınca, ben de aşağıya doğru akan derenin kıyısında uzun otlara uzanıp, toprakta binbir çeşit ot beni bir tuhaf edince; otların arasındaki küçük evrenin kaynaşmasını, sivrisinekçiklerin, kurtçukların, akıl sır ermez sayısız biçimlerini kalbimin yakınında duyumsayınca ve bizi kendince yaratan yüce varlığın huzurunu, bizi sonsuz hazza boğarak uçurtup koruyan yüce sevenin esimini duyumsayınca; dostum! sonra gözlerimin etrafı alacalaşıp da çepçevre dünya ve gökyüzü, bir sevgilinin endamı gibi, bütün ruhumda sükûta varınca - o zaman sıkça özlem duyarak düşünüyorum: ah, içinde dolu dolu sımsıcak yaşayanı bir ifade edebilsen, ona kâğıt üzerinde nefes verebilsen; bu ruhunun aynası olsa, sonsuz Tanrı, ruhunun aynası olduğu gibi! - Dostum - Ama bu beni mahvediyor, bu görünümlerin ihtişamının şiddeti altında yok oluyorum. “
Puhu Kuşu okurunun profil resmi
Werther günümüz kutlu olsun :) Şu da bugünün anısına şurada dursun: instagram.com/p/Brs7YExnTYD
1 önceki yanıtı göster
said okurunun profil resmi
Senin de kutlu olsun dost!
said yorumladı.
Birilerinden nefret etmek, varlığımı sınırlamak, daraltmak olurdu, oyna ben onu tüm evreni kapsayacak kadar genişletmek istiyorum.
Sayfa 105 - Ağustos 2018, 1.BasımKitabı okudu
said okurunun profil resmi
Hz. Yunus şöyle diyordu; “ Biz kimseye kin tutmayız Ağyar dahi dosttur bize Kanda ıssızlık var ise Mahalle vü şardır bize Adımız miskindir bizim Düşmanımız kindir bizim Biz kimseye kin tutmayız Kamu âlem birdir bize “

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
said yorumladı.
Coşkulu ama şiirsel bir ifadeyle ve yüksek sesle nutkun, Gençliğe Veda Bölümü'ne "Ey Türk Gençliği Birinci Vazifen" diye başlaması ile gözlerinin dolması ve yaşların damla damla süzülmesi bir oldu o vakur sesiyle. Bir yandan okuyor, bir yandan da ağlıyordu. Tabii oradakilerin hepsi de, hepimiz de ağlamaya başladık. Öyle bir sahne olmuştu ki hatırladıkça tüylerim diken diken olur ve gözlerim dolar. Nutuk hakkında yazdıklarımı gençlerin bilmesini, bilmeyenlerin bilmesini istediğim için yazdım. İlk ve son defa gördüm onun böyle ağladığını.
Sayfa 63 - Eylül 2010, 1.BasımKitabı okudu
said okurunun profil resmi
Bunu da tartışalım yine.
Puhu Kuşu
Puhu Kuşu
da teşrif ederse süper olur. Şayet, “hümanist” bağlamı dışarısında kalacak ziyadesiyle çok şeyin bulunduğu düşünülebilir.
said yorumladı.
Atatürk için hayatının en önemli şeyi, yaptığı ve yapacağı inkılaplardı. Her şeyi bu ölçüden ele alır, her şeye bu açıdan bakardı. Hepimizin bildiği gibi inkılaplar insanda, insanlığın yeşermesi, toplum içinde onurlu varlıklar olarak, mutlulukla yaşayan kişilerin yetişmesi içindi.
Sayfa 105 - Eylül 2010, 1.BasımKitabı okudu
said okurunun profil resmi
Açıkçası bunların değer felsefi gözetilerek tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bir ara konuşalım. Bu platform pek kaldırmaz gibi bu konudaki sohbetimizi.
92 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.