Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
288 syf.
10/10 puan verdi
Bilinçaltımız ne kadar büyük bir hazine; bizim söylediğimiz, duyduğumuz her şeyi benimseyip işliyor hem de saniye saniye belki siz şaka yapıyorsunuz o anda ama onun şakası yok kayıtlar devam ediyor. Söylediklerimizle düşünüyor, düşündüklerimizle yaratıyormuşuz meğer her şeyi. Bundan sonra daha da dikkat edelim. İnsanların gündelik hayatta aldıkları çoğu kararı bilinçaltı kayıtları etkiliyormuş yani bizim önceden kabullendiğimiz doğru ya da yanlış varsaydığımız şeylere göre yenisini şekillendiriyormuşuz. Bilinç, bilinçaltı kavramları ile ilgili bu kitaptan çok şey öğrendim tavsiye eder iyi okumalar dilerim.
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Koridor Yayıncılık · 200912,2bin okunma
365 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Geber Anne!" Ne garip bir kitap ismi değil mi? İnsan kitabı alırken dahi yanlış bir şeyi eline alıyormuşçasına suçluluk duygusuna kapılmadan edemiyor. Zira söz konusu anneler olunca, bu sözün şakası bile insanı ürpertmeye yetiyor. Bu yüzden 'Geber Anne' dedirtecek olaylar silsilesini merak edip alınan bu kitap, ne yazık ki annelerin
Geber Anne!..
Geber Anne!..Sezgin Kaymaz · İletişim Yayınevi · 2013617 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Okulumuzun kütüphanesini karıştırırken gördüm bu kitabı, görme engelli olan çok kıymetli kütüphane görevlimiz kitabın başına yamuk yumuk bir not yazmış: "Bu kitabı okuyunca aşk kriterleriniz değişecek." diye. Kitabı alırken kendisi orada yoktu ama bugün teslim etmeye gittiğimde konuştuk uzun uzun, biraz da bunun etkisiyle hayatımda özel bir yeri olan kitaplardan biri oldu diyebilirim. Öznel kısımları geçip kitaba geliyorum şimdi de. Reşat Nuri'yi oldukça romantik bir yazar olarak görüyorum; böyle hep uç seviyede özellikleri olan iyi-kötü, güzel-çirkin insanlar, onların hayat karşısında mücadeleleri... Bazen abartı olduğunu düşünsem de okuması epey keyifli geliyor. Nitekim bu romanında da dünyalar güzeli, herkesin sevgilisi olan Sara'yı ve yüzüne bakılamayacak derecede çirkin, kötü kalpli (mi acaba?) olan Ziya'yı; namı diğer Homongolos'u tanıyoruz. Mektup tarzında yazılmış bu eserde olaylara önce Sara'nın gözünden şahit olurken daha sonra Homongolos'un mektuplarına konuk oluyoruz. Her iki taraftan bakarak empati yapmak güzel oluyor ama kitabı bitirince sizin de "Bir Kadın Düşmanı" olmanız kaçınılmaz gibi bir şey oluyor. :) Elbette işin şakası bir yana... Yine de toplum ve toplumun yargıları, acımasızlığı üzerine düşünmek için oldukça sarsıcı bir son sizi bekliyor. İyi okumalar. :)
Bir Kadın Düşmanı
Bir Kadın DüşmanıReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20104,057 okunma
394 syf.
10/10 puan verdi
GÜZEL Seçkin bir Amerikan vârisi olan Louise Vandermeer güzel ve zekidir… ancak hayatından bıkmıştır - cesaret isteyen bir maceraya atılması da bu yüzdendir: Başka ülkedeki bir aristokratla evlenmek için okyanusun karşı tarafına seyahat edecektir. Dedikodulara göre evleneceği adam son derece çirkindir - bu, onu gün ışığında hiç görmediği ve merak uyandırıcı bir yabancıyla tutkulu, gözü kara bir ilişkiye iter. ÇİRKİN Charles Harcourt, çocukken geçirdiği bir hastalığın bıraktığı yaraya rağmen, Avrupa'nın en entelektüel güzellerini elde etmeyi başarmıştır. Şaka olsun diye, kendi nişanlısının gemisinde kimliğini gizleyerek seyahat etmeyi - ve zifiri karanlıkta budala bir genç kızı baştan çıkarmayı - planlamıştır. Ancak, çapkın kahramanımızın şakası geri teper. Şimdi deliler gibi aşık olan odur; artık eşi olan ve her şeye çabucak sinirlenen Lulu ise sadece gemideki sevgilisine aşıktır, hem de tüm o zaman boyunca onun Harcourt olduğunu bilmeden. Ve Charles onun kalbine asla sahip olamayacaktır - içinde saklanan prensi ona gösterene kadar. Harita bir kitap insanı büyüleyen ve kitabı okudukça kendine bağlayan bir eser.....
Çirkin
ÇirkinJudith Ivory · Koridor Yayıncılık · 2011181 okunma
491 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İntikam almak… Bu kadar soğuk olabilir miydi? Demek ki olabilirmiş. Canınızı acıtan ya da acıttığına inandığınız bir insandan intikam alabilmek için yıllarca beklemek… Olağanüstü bir sabır, kusursuz bir plan ve sonu olmayan bir nefret gerektirir. Katzenbach’ın kusursuz psikolojik yeteneğinin süregelmesine bir kez daha şahit oluyoruz. Bay R’nin ve kardeşlerinin belki de çok ufak bir hatası nedeniyle onu bu şekilde cezalandırmalarını ihtiras, heyecan, nefret ve sonsuz bir merakla izliyoruz. Bay R. için şöyle dersek sanırım çok da yanlış bir cümle kurmuş olmayız: “ bu adam tam bir pislik çıktı Rıza Baba “… İşin şakası bir yana ben böyle bir durumda kalmış olsaydım dediğim o kadar çok sayfa oldu ki insan ne yapabilirdimin cevabını gerçekten çok merak ediyor. Yani manyağın biri size diyor ki kim olduğumu bulabilmen için 15 günün var aksi takdirde bu kağıtta yazılı olan 52 akrabanı tek tek öldüreceğim. Neyse ki bu tarz işler bizim ülkemizde pek olmuyor. Adama söverler bizim ülkemizde yahu. Bizden birinin böyle bir adama küfredip telefonu kapattığını düşünün vallahi bunun yüzünden adam bize bulaşır hem de sırf akrabası olduğumuz için. Neyse edebi başlayan yazımızı halk literatüründe tamamlayarak bu kitabın da yorumunu tamamlamış oluyoruz. Lan azıcık takip edin kız olsak çoktan takibe başlamıştınız tabi…
Psikoanalist
PsikoanalistJohn Katzenbach · Koridor Yayıncılık · 20102,967 okunma
413 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.