Japon edebiyatıyla devam... Öncelikle belirtmeliyim ki kitabın kapağına bayıldım. İçeriğe geçecek olursak kahramanımız Tokyo'da yaşayan bir şair ve ressamdır. Kalabalık şehirden bunalarak kendini dünya hayatından soyutlamak için dağlarda bir kaplıcaya gitmek için yola çıkar. Gideceği yere ulaştığında kaplıcanın yerini yaşlı bir kadına sorar, kadın sorduğu yerin ıssız bir yer olduğunu, bir aile tarafından işletildiğini, iki adamın kendisine aşık olduğu Nagara kızının intihar edişini anlatır.Eser baştan sona harika betimlemelerle dolu, kaplıcanın sahibinin kızı olan Nami'nin gizemli halleri ve şairimizin yazdığı haikular (5-7-5 ölçüsüyle yazılan kısa japon şiir türü) eseri daha da okunur kılarken; nou oyunu, kimonolar, budist keşişler, şamisen (japon müzik aleti) gibi Murakami romanlarında göremeyeceğiniz ayrıntılar da Japon kültürünün daha yakından tanınmasını sağlıyor. Yazarın okuduğum ilk romanıydı, ben sevdim. Soseki'nin diğer eserlerini de okudukça paylaşacağım.