Biz ölümsüzler ciddiye alınmayı sevmeyiz, şakadan hoşlanırız daha çok; ciddilik, delikanlı, zamana bağlı bir şeydir. Sana bir sır vereyim mi, ciddilik zamana aşırı değer verilmesinden kaynaklanır. Ben de bir vakit zamanın değerini gözümde fazla büyütmüştüm, yüz yıl yaşamak gibi bir isteğe yer vermiştim gönlümde. Yaşamda ise, biliyor musun, zaman diye bir şey aranmaz; sonsuzluk dediğimiz yalnızca bir an'dır, bir şakanın yer alacağı kadar uzun bir süre yani.
-Ben Hanım Hanımcık Olmayan Bir Kadınım Bayım-
Bazı kadınlar serseridir bayım; iyi küfreden, yiğitçe seven, delikanlıca kederlenendir bazı kadınlar. Yiğitlik de, delikanlılık da böyle kadınlara yaraşır asıl, siz erkeklere değil! Bir bak yüzüme şimdi; paranı, statünü yapmacıklığını al ve defol buradan!
Bazı kadınların mevsimi kıştır bayım; kedim
Bozkırkurdu’nu okumak, kitabı okuyan okur nezdinde en hafif tabiri ile bir ayrıcalık olacaktır. Tabi ki bu benim düşüncem. Son zamanlarda okuduğum en zor kitaplardan biriydi diyebilirim. Çoğu cümlesini hatta çoğu paragrafını kaç defa tekrar tekrar okuduğumu sayamadım. Bu demek değil ki Hesse’nin karmaşık ve anlaşılmaz bir dili var. Açıkçası dili
Delikanlı sen yaşlı Goethe’yi çok fazla ciddiye alıyorsun. Ölüp gitmiş yaşlılar ciddiye alınmamalıdır. Sana bir sır vereyim mi, ciddilik zamana aşırı değer verilmesinden kaynaklanır. Yaşamda zaman diye bir şey aranmaz; sonsuzluk dediğimiz yalnızca bir an’dır, bir şakanın yer alacağı kadar uzun bir süre yani.
Sana bir sır vereyim mi, ciddilik zamana aşırı değer verilmesinden kaynaklanır. Ben de bir vakit zamanın değerini gözümde fazla büyütmüştüm, yüz yıl yaşamak gibi bir isteğe yer vermiştim gönlümde.
Iç yolculuğuma dönmeliyim biraz da...
Gerçek dünya yeterince ürkütücü,gergin,acımasız,duyarsız ve güvensiz.
Koca bir denizin ortasında küreksiz bir kayıkla karayı bulmayı çabalamak kadar yorucu ve yıpratıcı bu.Içime sığamayan iç sesim huzursuzca sesleniyor bana ;Hey ,sana söylüyorum.kulak ver artık bana.Neden insanları tanımadan onlara payeler