Ben, sadece namuslu olmakla öğünen kişiyi adamdan saymıyorum; toplumu iyiye, güzele götürmek için kendi gibi namuslu insanlarla birlikte bir çaba harcamamışsa, çevresindeki uygunsuz gidişe başkaldırmamışsa, o kişi namussuzdur benim için.
İnsan en çok kendiyle ilgilenir; ama bu ilgi bir yönteme dayanmaz ve kendini tanıma sorunu bilimsel bir yolla çözümlenmezse sonsuz bunalımlar karanlığına düşer birey. Değerini tam bilmeyen kişi, gereksiz yakınmalarla gün geçtikçe daha da bozulur ve çürüyüp gider.
Kendi değerini eksiksiz bilen ve her an bu değeri, yeni şartların ışığında eleştirebilen bir kişi ne yapmalı, ne yapmalı diye bocalamaz. Düzenli bir çalışma düzeyine girebilmek için üç temel sorunu çözümlemek gerekir...
Etkileyici bir kitap okudum...Güldüm,üzüldüm ve çok şaşırdım...Sert bir üslubu vardı öykülerin...İncecik bir kitap olmasına rağmen sarsıcı idi....Hayallerle gerçeğin iç içe geçtiği on dört öykü var...Bu öykülerde savaş var,silahlar var,babasının sürekli dövüldüğünü bilen küçük bir çocuk var,yalnızlık,umutsuzluk ve bomba sesleriyle birlikte sürdürülmeye çalışılan hayatlar var....Beni çok etkiledi ,okumanızı kesinlikle çok isterim...Savaş meydanında bile hayallerin yeşerebileceğine dair güzel bir kitap okudum....
Üniversitedeki bir hocasının sözleri aklına geldi: her yapıda, alttaki bir tabakada yapılan küçük bir hatayı bile, onun üstüne koyacağınız iyi tabakalarla örtemezsiniz.