Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onu tanıyan ve itaat eden, zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan, saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.
Keder evladım, yaldızlı saraylarda bile olur ve ondan kaçış yoktur.
Reklam
İstiyorsan Hakk'a varmayı, meslek edin gönül almayı. Bırak saraylarda mermer olmayı, toprak ol bağrında güller yetişsin. Şemsi Tebrizi Günaydınlar 1in kitap ailesi
Görüyorsun oğlum, insanın başına bin bir türlü şey geliyor. Keder evladım, yaldızlı saraylarda bile olur ve ondan kaçış yoktur.
O'nu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. O'nu unutan, saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.
Sayfa 72
En korkunç putlar mabetlerdekiler değildir, en baskıcı zorbalar da saraylarda yaşamaz.
Reklam
Bu da böyle biline..
PARTİCİLİK "Mahalli dilde 'part' diye bir kelime vardır. Bilenler bunun karın, göbek, mide, işkembe mânasına geldiğini bilirler. Ayrıca tarihte İskitlere komşu olmuş, göçebe olarak Mezopotamya'ya, İran topraklarına uzanmış, oralarda yerleşmiş 'Partlar' denilen bir kavim vardır, bu da biliniyor. Iran efsanelerinde
Sayfa 87 - DergahKitabı okudu
Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır. Asa-yı Musa - 26
İnsanın başına bin bir türlü şey geliyor. Keder evladım,yaldızlı saraylarda bile olur ve ondan kaçış yoktur.
"Keder evladım, yaldızlı saraylarda bile olur ve ondan kaçış yoktur."
Reklam
"Onu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır.Onu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır."
Dönelim yine Osmanlı Sarayı'na... Abdülaziz Batı'da gördüğü saraylara özenerek saraylar, köşkler yaptırmış ama, Avrupa'nın endüstri devriminden ve sosyal düzeninden hiç etkilenmemişti. Tarihçiler onun döneminde saraylarda bin iki yüz kadın, üç yüz elli aşçı ve yamağı, dört yüz seyis ve ahır bakıcısı, dört yüz kürekçi ve kayıkçı, dört yüz muzika eri ve subay, iki yüz kuşbaz ve canbaz, iki bin hademe, üç yüzün üstünde katip, teşrifatçı ve mabeyincinin bulunduğunu anlatırlar. Saray'dan geçinenlerin sayısı altı bin kişiyi bulmuştu. Halk ise yoksulluk içindeydi. Bunlar Padişah'ın umurunda değildi. Dışarıdan alınan borçların tutarı 3.300.000, iç borçların tutarı da 2.000.000 kese altına yükselmişti. Bu borçlar için yılda 544.000 kese altın faiz ödeniyordu. Imparatorluk tam bir çöküntü içindeydi.
İstiyorsan Hakk'a varmayı, meslek edin gönül almayı. Bırak saraylarda mermer olmayı, toprak ol bağrında güller yetişsin... Mevlana
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.