Savaşta, manevra ve şartların yanı sıra beş temel nokta vardır: Birincisi Yol, ikincisi Hava, üçüncüsü Arazi, dördüncüsü Komutan, beşincisi Disiplin.
.
.
Bunları bilen lider zafere ulaşır, yenilgiye uğramaz.
Sayfa 11 - Doğan KitapKitabı okuyacak
Zafer Yıldönümü Kutlu Olsun
PREVEZE DENİZ SAVAŞI
Barbaros Hayreddin Paşa’nın ikinci adalar seferi sırasında Ege Deniz’indeki Kiklad ve Sporad adaları fethedilmişti.(1538) Bu sefere Anadolu eyaletinden 19 sancak katılmış ve bu sancakların bazıları Cezayir-i Bahr-i Sefid ve Kapudani eyaletini desteklemek için sonrasında bu eyalete bağlanmıştır. Unutulmamalıdır ki Cezayir-i
✓ "Yalnızca yedi nota vardır ancak bu notalar birlikte çok sayıda ezgiye hayat verir."
✓ "Yalnızca beş ana renk vardır ancak bu renkler birlikte çok sayıda ton oluşturur."
✓ "Yalnızca beş tat vardır ancak bu tatlar birlikte çok sayıda lezzet açığa çıkarır."
✓ "Savaşta yalnızca iki saldırı yöntemi vardır; doğrudan ve dolaylı. Ancak bu yöntemler birlikte sınırsız sayıda manevra yapılmasını sağlar."
✓ "Doğrudan ve dolaylı yöntemler sırasıyla birbirlerine döner. Bu, sonsuz bir dairede hareket etmek gibidir; asla sona varılmaz. Bu yöntemlerin birlikte ortaya çıkardığı ihtimalleri kim tüketebilir ki?"
Ateş gücünün bu denli artması karşısında süvari askerinin savaşta işi bitti. Makineli tüfekten önce savaşların pek çoğu manevra savaşı olur ve süvarilere çok iş düşerdi. Süvarilerin devre dışı kalması savaşın çok kez siper savaşına dönüşmesi ve uzayıp gitmesi anlamına geliyordu.
Özet
Yavuz Alogan'a sormuşlar: "HDP solun neresinde?", "ABD'nin solunda bir yerde" diye yanıtlamış o da.
"Kürt oyları", "Kürt seçmen", "Kürt siyaseti" v.b tabirlerin enflasyonu gitgide yükselmekteyken önemli bir hatırlatma/özet olmuş son yazısı.
Anahtar kelimeler:
HDP, KCK, Öz yönetim, SDG,
Sivastopol önünde yatar gemiler
Topların namlularından mermiler gürlemeye başlamış, Midilli’nin zırhlı küpeştesinden iki kırmızı alev fışkırarak, dalgaların hep bir ağızdan söylediği şarkıya çarpan davul sesleri gibi iki gök gürültüsünü andıran patlama havayı yırtınıştı. Düşman gemisi önce yukarı doğru yükselmiş, sonra da içine rüzgâr üflemiş kâğıttan bir ev gibi düşmüştü.Bir topçu tayfası; Moskof batıyor, moskof batıyor! Şimdi yine kurtarma madalyası kazanacağız” diye bağırıyordu. Bugün pek yok ama, savaşta doğal olan bir İnsanî görev kurtarma adettendi. Projektörler tekrar diğer düşman gemisine yöneldiğinde, beklenilmedik bir şekilde filonun diğer takımı gecenin karanlığında ortaya çıkmıştı. Bu durum da düşünülmez, akıl yürütülmezdi. Düşmanın büyük bir kısmına karşı tek başına mı? Dört yüz elli kişinin hayatı üzerine de oynanamazdı. Bu Ruslara teslim olmak demekti. Göz göre göre kendi sonunu hazırlamaktı. Midilli ani bir manevra ve yirmi mil hızla Sevastopol’a doğru uzaklaşmıştı.
