Sen ve ben
Ve deniz
Ve bu akşamki lerzesiz, sessiz
Topluyor bû-yi rûhunu gûyâ,
Uzak
Ve mâi gölgeli bir beldeden cüdâ kalarak
Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkûmuz...
Günümüz:
Sen ve ben
Ve deniz
Ve bu akşam ki kıpırtısız, sessiz,
Ruhunun kokusunu topluyor sanki
Uzak
Ve mâvi gölgeli bir beldeden ayrı kalarak
Sürgün ve ayrılığa yazgılı bu yerde tutukluyuz…
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlıyarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza¹, kanar, muttasıl² kanar güller.
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı, neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafidir³ ki rûha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
1: Yer, toprak.
2: Aralıksız, sürekli.
3: Gizli.
Bir gamlı hazânın seherinde,
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül.
Savrulmada gül şimdi havâda
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Bir gamlı hazânın seherinde,
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Cân verdi senin söylediğin gül.
Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyâda.
Ahmet Haşim
Kalbim
Benim bir ormandı,
İsimsiz, asûde,
Bir büyük orman;
Ve gölgelerde revân
Olan hafî suların âks-i şevk-i müttaridi
Dağıtırken sükûtu bihûde,
Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman,
Ne zaman
Girecektin o kalb-i mes’ude?
Günümüz:
Benim kalbim, bir ormandı, isimsiz, sakin, büyük bir orman ve gölgelerinde akan gizli suların muttarit şevkinin aksi sükutu beyhude dağıtırken, o mesut kalbe hangi gün, ne zaman gireceğini düşünürdüm...
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda.
HAVUZ
Akşam yine toplandı derinde...
Cânân gülüyor eski yerinde;
Cânân ki gündüzleri gelmez,
Akşam görünür havz üzerinde,
Mehtâb kemer tâze belinde,
Üstünde semâ gizli bir örtü,
Yıldızlar onun güldür elinde...
***
Cânân: Sevgili
Havz: Havuz
Mehtâb: Ay ışığı
Kemer: Kuşak
Tâze: Genç, bozulmamış
Semâ: Gök
Sayfa 67 - Adam Yay. - Adam Şiir KlasikleriKitabı okudu
BÜLBÜL
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Bir gamlı hazanın seherinde
Israra ne hacet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyada ...
Akşam yine toplandı derinde...
Cânân (sevgili) gülüyor eski yerinde;
Cânân ki gündüzleri gelmez,
Akşam görünür havz üzerinde,
Mehtab kemer tâze belinde,
Üstünde semâ gizli bir örtü,
Yıldızlar onun güldür elinde...
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda...
Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havâda
Gün doğmada bir başka ziyâda...