Kahramanlık mitosu, eylemlerini yücelterek bu yaratıcı iradeyi meşrulaştırmak için çabalarken, din insana kozmik güçlere bağlı bir yaratık olduğunu hatırlatır. Dolayısıyla yaratıcı irade kendiliğinden suçluluk tepkisi verir, ne de olsa bir manyağın kibrini yüz kızartıcı bir depresyon takip eder. Kısacası irade ve suçluluk, tek ve aynı fenomenin bütünleyici iki tarafıdır. Hindu öğretilerine dayanan bu fenomeni çağdaşlarının içinde derinlemesine anlayan ve kavrayan Schopenhauer oldu. Bu yüzden, bir irade felsefesi iki şekilde olmalıdır: Suçluluk tarafını vurguluyorsa derinlemesine kötümser; Nietzsche gibi yaratıcı gücü olumluyorsa ziyadesiyle iyimser.
Düşünüyorum o halde varım
Bilgi zamanı (ALINTI)
İlginizi çeker mi bilmiyorum ama, ben yine de paylaşacağım.
Arkadaşlar işinize yarayabilir.
Notos dergisinin düzenlediği ,248 aydının seçtiği en iyi 100 Felsefe Metni’ni seçti.
İradeden tecrid edilen zeka eşyayı olduğu gibi görür,
Dahi önümüzdeki herşeyi barizleştiren bir ayna koyar.
Düşünce , güneşin bulutları aydınlattığı gibi , ihtirasları aydınlatır ve eşyanın hakikatını ortaya koyar
Schopenhauer, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya adlı başyapıtı ile felsefe dünyasına yeni bir soluk getirmiştir. Düşünce tarihinde bir devrim etkisi yaratan kitabında yaşamın sadece bir tasarımdan ibaret olduğunu belirtir.
Bu tasarımın (yaşam) ''isteme ilkesi'' ile oluştuğunu ifade eder. Hayat sahici olmayan bir kartonun üzerinde yürümektir. Bir projenin tatsızlığını içerir. Bu nedenle hayat ile gerçek bir bağ kuramayız. Evrene yabancı hissetmemizin kökeninde, hayatın bir tasarım olması gerçeği vardır.
İsminden de anlaşıldığı üzere, Öncül analitik felsefe dergisi. Analitik – Kıta ayrımına girmeyeceğim şimdi ancak Türkiye’de kıta felsefesinin yaygın olduğunu, buna mukabil dünyada analitik felsefeye ilginin daha büyük olduğunu göz önünde bulundurarak derginin ehemmiyetini kıyaslayabilirsiniz. Ayrıca Öncül’ün oldukça iyi bir web sitesi ve YouTube
Tolstoy'un bu eserini kaleme alırken, büyük dahi Arthur Schopenhauer'dan ve onun felsefesinden etkilendiğini duyar duymaz içimde esere yönelik karşı konulmaz bir merak büyümeye başladı. Elimdeki başka işleri hallettikten ve başka eserleri hızlı bir şekilde aradan çıkarttıktan hemen sonra bugün (15.03.2018/Idus Martiae) kitaba başladım ve akşam vakitlerine doğru bitirdim. Eser benim okuduğum edisyonunda 80 sayfadan oluşmaktaydı. Gayet akıcı bir dile sahipti. Eserin içeriği hakkında fazla bilgi vermek istemiyorum. Fakat evlilik, kadın/kadınlar, soyluluk, ahlak, istenç/wille (wille), irade gibi kavramların sorgulandığını söyleyebilirim. Cümlelerimi bitirirken, büyük dahi Arthur Schopenhauer'ın felsefesi hakkında bilgisi olan tüm okurların müthiş bir keyif ile okuyacakları bir eser olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Büyük dahi ile tanışma şansına henüz erişmemiş diğer okurlar için de kesinlikle Tolstoy'un bu eserini okumak yararlı bir etkinlik olacaktır.
ŞeytanLev Tolstoy · Bordo Siyah Yayınları · 20184,451 okunma
İstinasız olarak hayvan organizmasının bir gayeye elverişli olarak ve adeta bütün kısımları bir maksada göre yapılmış olması gösterirki bu işde tesadüfe plansız tabiat kuvvetleri değil, bir irade hakim olmuştur
"Nietzsche irade konularında fazla duyarlıdır. İradesini bir başkasının ellerine bırakıyormuş gibi algılayacağı bir sürecin içine girmeyi reddecektir. Felsefesi, Sokrates öncesi Yunan düşüncesine, özellikle de Adonis kavramına, yani kişinin doğal yeteneklerini yalnızca rekabet yoluyla gerçekleştirebileceği inancına dayanır ve rekabete karşı çıkan ve diğerkam olduğunu iddia edenlere asla inanmaz. Bu konudaki akıl hocası Schopenhauer'dı. Hiç kimsenin bir başkasına yardım etme arzusunda olmadığına inanır: İnsanların tek istediği hükmetmek ve kendi güçlerini artırmaktır. İradesini bir başkasına teslim ettiği nadir zamanlarda kendini yenilmiş hissederek öfkeye kapılmıştır hep. Richard Wagner ile böyle oldu. Sanırım şimdi de benimle bunu yaşıyor."