Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Bugün sizlere iki günde bitirdiğim fakat bitirmek için çırpındığım “Otomatik Portakal”ı anlatacağım. Çırpındığım diyorum çünkü keşke daha önce okusaydım demek yerine okumasam da olurmuş aslında dediğim bir kitap oldu. Neyse gelelim kitaba…
Distopya severlerin hoşuna gidebilir, Saramago’nun “Körlük” romanına benzettim ancak “Körlük” daha ilgi çekiciydi. İnsan kendi iradesiyle mi iyi olmalıdır? İyilik ve kötülük bir seçim mi? Bu yönde sorgular oluşturuyor insanda. Kitabın kahramanı Alex’in -ki 15 yaşındaki bir çocuğun- ne kadar kötü olabileceğini görebiliyorsunuz. Ardından Alex’e uygulanan Ludevico Tekniği. Yani Alex’i topluma kazandırmak için yapılan birtakım deneyler, iradesinin elinden alınması ve onu iyi bir insan yapmaya yönelik bir deney. Amaç tek tip insan oluşturmak mı? Yaksa gerçekten, suçluların iradesinin elinden alınmasını sağlayıp kötülük yapmasını önleyebilmek mi? Elbetteki insanın kendi iradesiyle iyi olmasını tercih ederim, insan iradesini kullanmadığı zaman yaşama isteği sönüyor. Kitabın içerisinde bunu çok net göreceksiniz. Ama belki gerçekten, gerçek kötülere bu şekilde deneyler yapılabilir. Farklı bakış açılarıyla farklı yorumlanabilecek bir kitap ancak benim pek hoşuma gitmedi.
Hadi tekrar başlayalım...
Sanırım çok fazla kişisel gelişim tarzı kitaplar okumanın yan etkisi olarak bana çok farklı gelmeyen ve sanki hep bildiğimiz şeyleri anlatıyor hissi ile zor akan bir kitap olur kendileri... Geçmiş deneyimlerimizi bir kenara koyarak değerlendirmek gerekirse kitap, size mevcut hayatınızın şartları ne olursa olsun mümkün olan en iyi şekilde nasıl yaşayabileceğinize yönelik öneriler de bulunuyor. Hepimizin insan olduğunu, hatalar yapabileceğimizi, hayatta her zaman kötü şeyler olabileceğini ama hayatın bunlardan ibaret olmadığını, ne kadar zor şartlarda olursak olalım seçim şansımızın olduğunu, nasıl bir hayat yaşamak istiyorsak hayatımızı ona çevirebilecek gücümüzün olduğunu ve bunların yollarını anlatıyor bize. Hiç birinin tek seferde olamayabileceğini, tekrar tekrar denemek gerektiğini, düştüysek kalkarız ;))
Genel geçer ya da her kitap da anlatılanlar dışında sanırım ben de en büyük etkiyi bırakan ; yazar ile aynı meslekte olmamızdan mütevellit belki de, hem mesleki hem de hayatla ilgili olan yeterlilik hislerinin nasıl da aynı ben de de olduğunu fark etmemdi. Tabiki sözel olarak herkes yaşar bunları diyebiliriz ama hani bazen olur ya bir insan çıkar sizin cümleleriniz ile anlatır size kendi hislerini dersiniz ki ben olsam ancak böyle ifade ederdim...
Sonuç olarak bu tür kitapları okumayı seviyorsanız, iyi bir kişisel gelişim kitabı ilk defa deneyecek bir okursanız iyi bir başlangıç kitabı olabilir kendileri...
Sevgiyle okuyunuz, okutunuz efendim...
Minnoş günlük tarzında inciler..
Edebi sanatlar, şiir gibi beklenti içinde iseniz yanlış seçim olabilir :) zira günlük tarza bir şeyler okumak istiyorsa canınız doğru yerdesiniz evet bir kaç saat eğlenceli vakit geçirmeye uygun.
birinci kitabı bu kadar sevmişken elbette koşarak ikinci kitaba başladım. üçüncü kitabı ise dört gözle beklediğimi itiraf etmeliyim. Bu kitapta bizi nelerin beklediğine gelecek olursak signa'nın macerasına eşlik ederken yine okurken heyecanlanacaksınız, aklınızda yine soru işaretleri olacak ve yeni bir gizemi çözmeye çalışacaksınız. açıkçası bu kitapta ilk kitaptaki kadar ters köşe yaşanmamış olsa bile yine de çok keyifliydi. en azından benim için, kendinizi yeniden bu evrene kaptırdıktan sonra ölüm ve kader arasında bir seçim yapmaya çalışacaksınız. peki bu seçimi yapabilecek misiniz ben hala yapamadığımı itiraf etmeliyim sanırım, sanıldığı kadar kolay bir seçim değil. yine de gerçekten severek okuduğum, uzun zaman sonra en çok keyif alarak okuduğum bir seri oldu. ben üçüncü kitabı heyecanla beklerken bu kitabı mutlaka okumalısınız.
600 sayfayı üç günde okudum.Kurgusu ve anlatımı o kadar güzel ve sürükleyici. Bir de Türkiye tarihinin geçmişinde yaşanmış hadiselere değinmesi ve hepsini bir şekilde birbirine bağlaması güzeldi. Ama ne yazık ki hiçbirinden ders almayisimiz yüzünden acıydı. (Millet olarak akıllanmayız biz.)
Kurgusal bir Istanbul adası olan Körburun'da yaşayan ve yasanan insanlar ve hadiseler romanın bel kemiğini oluşturuyor.
1960-1990 arasında yaşanan Rum sürgünü, 6-7 Eylül olayları ,27 Mayıs devrimi,1980 askeri darbesi' nin kişiler ve bir karakter gibi biçimlenen Körburun üzerindeki etkisi anlatılıyor.
Roman ,Neriman Abla(romanın tek tatlı karakteri),Hayri,Meral,Murat ve Seher ana karakterler olmak üzere, Panos,Niko,Binnaz,Dilara,Semih,Altan,Veysel.....gibi daha adı hatırıma gelmeyen kurgu içinde çok önemli yan karakterlerden oluşuyor.
Karakterlerin hepsi arızalı. Hiçbiri ile özdeşlik kuramıyorsunuz ama çektiklerini yüreğinizde hissediyorsunuz. (Başkasının derdi ile dertlenmek.)
Üstelik başlarına gelenlere pek de müdahale edecek durumda degillerken, olaylar hep kendi dışlarında cereyan ederken....Çünkü toplumda herkes ,bir sekilde birbirine bağlı değil mi?Işte kaçamıyorsun, kendi adana sığınamıyorsun. Nerede okursa olsun gelip seni buluyor.
Bu anlamda ada metaforu çok zekice. Mekan olarak güzel bir secim. Günde sadece iki sefer düzenlenen ada da(gidiş-gelis)
biricikliğine rağmen her şeyi dibine kadar yaşar.
Ama her seye rağmen romanda çok az görünen Onur Öğretmenin mücadele azmi yüreklere su serper.
Bu anlamda roman umut dolu bitiyor.
Yazardan okudugum üçüncü roman bu. Hepsinden de keyif aldım okurken. Okumak bu değil mi zaten......
Spoiler içeriyor!!
Notre Dame'in Kamburu
Victor Hugo'nun kaleminden alınan Notre Dame'in Kamburu romantizm akımıyla yazılan baş eserlerden biridir. Yoğun bir şekilde yazarın araya girip fikrini belirtmesiyle karşı karşıya geliyoruz. Ancak daha öncesinde romantizm akımıyla yazılan bir eseri okuyan bir okur için kitap illaki bir yerden sonra saracak
