Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İNSANLARLA TANRILARIN BOZUŞMASI
"Bir gün Mekone'de tanrılarla insanlar bir kurbanın paylaşılarak beraberce yenmesi için toplanmışlardı. Kocaman bir öküz kesilmişti. Bunun hakkaniyetle paylaştırılması Prometheus'a düşmüştü. Kurnaz titan, bir tarafa hayvanın etinin en güzel parçalarını ayırdı. Gösterişsiz olsun diye üstünü deri ile örttü. Diğer tarafa hayvanın kemiklerini yığdı, bunun üstüne de nazar-ı dikkati çeksin diye yağlı parçalar koydu. Tabiatiyle Zeus'e birinci parçayı almasını teklif etti. Fakat Baş-Tanrı daha iyi ve yağlı görünen ikinci kısmı aldı, yağlı bir iki parçayı yiyince beyaz kemikler sırıttılar. O zaman Baş-Tanrı müthiş kızdı ve söndürülmesi güç ateşten bahtsız insanları mahrum etti. Fakat küstah Prometheus; Lemnos adasına giderek, evvelce gördüğümüz veçhile bir kıvılcım çalmış, insanlara armağan etmişti. Bazıları Prometheus'un kıvılcımı; Lemnos adasından değil, meşalesini güneşin tekerleğinden tutuşturarak elde ettiğini söylemektedirler."
İNSANLARLA TANRILARIN BOZUŞMASI
"Kronos'un saltanatı zamanında insanlarla tanrılar arasında iyi bir anlaşma vardı. O zamanlarda tanrılarla insanlar aynı sofraya oturur, aynı yemekten yerlerdi.Fakat Olympos olaylarından sonra, yani Zeus, Olympos'ta krallığını ilân ettikten sonra iş değişti. Çünkü yeni Baş-Tanrı insanları beğenmiyor, onları aşağı görüyordu."
Reklam
İnsanlığın Dört Devri
"Tunç devrinden sonra demir devri başladı.Hâlâ bizim içinde bulunduğumuz bu devir sefaletler ve cinayetler devridir. Bu devrede insan vahşi hayvanlardan daha kan dökücü olmuştur. Tanrıların düşmanı titan, Prometheus'un verdiği şeytanî zekâyı kullanarak, demirle, akıllara hayret verecek işler başarmakta, medeniyet de dev adımlarla ilerlemektedir. Fakat bu pis demir devrinde çok büyük işler başaran insan, tanrısal erdemlerini kaybetmiş, kabalaşmış, hayvanlaşmıştır...insanın bu manevi sefaletine sebep Prometheus olmuştur. Eğer o aklın sembolü bulunan ve tanrılara mahsus olan ateşi çalıp da çamurdan yarattığı bu mahlûka vermeseydi, bu mahlûk bu kadar sefil olmayacaktı. Çünkü akıl bir baş belasıdır, hayvanlar akılsız oldukları için sevk-i tabiîleriyle insanlardan daha mesut yaşamaktadırlar."
İnsanlığın Dört Devri
"Kadının dünyada mevcut olmadığı devirde insanlar sonsuz bir saadet içinde yaşıyorlardı.Bu devir altın devri idi.Altın devrini gümüş devri takibetti. Bu devrin insanları bir evvelki devir insanlarından çok zayıf ve aşağı idiler.Gümüş devrini de, tunç devri takip etti. İşte ilk insanı yaratan Prometheus'un evvelce gördüğümüz gibi Ölmezlere mahsus olan ateşi çalması ve insana armağan etmesi bu devre rastlar.Ateşi elde edince insanlar tembellikten kurtuldular.Tunç silahlar kullanıp kollarına kuvvet gelen insanlar çelikleşen kalblerinden acımak duygusunu kovdular. Ares'e hizmet etmeye ve birbirlerini boğazlamaya başladılar.Bu devrin döğüşçü adamları birçok kötülükler yapmakla beraber medeniyete doğru ilk adımlarını attılar."
İnsanlığın Dört Devri
"İnsanın yaratılışı hakkında eski Yunanlıların çeşit çeşit inançlara kapıldıklarını şundan anlıyoruz ki, bazıları Prometheus'u işe karıştırmadan insanların toprağın çocuğu olduğunu kabul etmekle beraber, onların Attika'da Erek'te ve Arkadia'da Pelasgos'un ormanlarla taçlanmış yüksek dağlarından ve bizi besleyen topraktan fışkırdıklarına inanırlar. Bir başka efsaneye göre kayın ağaçlarının kabuğu, meşelerin gövdesi yarılıp içlerinden ilk insanlar çıktı. Kayalardan, bitkilerden ilk insanların doğduklarına inananlar olduğu gibi Arkadia'lılardan Myrmidonların karınca iken insana çevrildiklerine inananlar da vardır.İnsanların ne şekilde ve nasıl yaratıldığına inanırlarsa inansınlar eski Yunanlılara göre evvela erkekler yaratılmıştır."
İnsanın Yaratılışı
"Zeus, insanın, normal olarak 25 sene yaşamasını kâfi görüyordu.İnsan sızlandı. 25 senede ne yapabilecekti?..O sırada onun yanında şu altı hayvan bulunuyordu: Tırtıl, Kelebek, Tavus, Beygir, Tilki, Maymun. Hayatı tatlı bularak çok yaşamak için çırpınan insan, Zeus'e bu hayvanları göstererek, 'Bunların ömürlerinden al bana ver, ben üstün bir mahlûkum, benim çok yaşamam lâzım, onlar yaşamasalar da olur.' dedi. Baş-Tanrı bunun haksızlık olacağını, tanrıların nazarında her mahlûkun eşit olduğunu ileri sürerek, insanın, ömrünün belirli zamanlarında o hayvanların hayatını yaşamasını, yani o hayvanlar gibi ömür sürmesini şart koşarak hayatı uzattı...yeni doğan bir insan yavrusu evvelce tırtıl gibi yerde sürünür, emekler, bu bebeklik devridir. Sonra kelebekler gibi neşe ile koşar, oynar, bu çocukluk çağıdır. Zaman geçince bilhassa on beşinden sonra gençlik çağı başlar. Bu devrede insan tavus hayatını yaşar, onun gibi gururlanır. 25- 30 yaşından sonra ev bark sahibi olunca üzüntüler, kederler başlar; o zaman beygir gibi hayatın yükünü çekmek icabeder. İnsan kırkından sonra tecrübe sahibi olur, olgunlaşır, bu devrede tilki gibi kurnaz olur, ellisinden, altmışından sonra da insan maymun gibi çirkinleşir."
Reklam
İnsanın Yaratılışı
"Anatole France'ın bahsettiğ bir miti de buraya almadan geçemeyeceğim: Rivayete göre Prometheus, heykel yapmasını bilen bir titandı, birçok heykel yapmış, onlara can vermişti.Bir gün Prometheus atölyesinde çalışıyordu. Çamurdan, insanlara ait birçok kollar, bacaklar, kafalar, kalpler yapmıştı. Yaptığı uzuvları birbirine ekleyerek tamamladığı küçük heykelleri raflara diziyordu. Fakat daha işini bitirmemişti. O sırada Şarap Tanrısı Dionysos atölyeye geldi. 'Prometheus, çok çalıştın, yoruldun, haydi biraz gezelim, eğlenelim.' dedi. Gezdiler; eğlendiler, şarap içtiler. Prometheus atölyesine döndüğü zaman azıcık sarhoştu. Bu yüzden bazı hatalar yaptı. Küçük bir gövdeye büyük bir baş taktı, büyük bir gövdeye mahsus olan uzun kolları küçük bir gövdeye iliştirdi.İnsanlarda görülen kusurlar buna atfedildi."
Ateşle beraber gelişen insanlar zavallılıklarını unutarak gurura kapıldılar, kendilerini tanrılarla eşit tuttular. Onlara karşı olan ödevlerini unuttular. Zeus bu şımarık mahlûkların böyle yapacaklarını bildiği için kutsal ateşten onları mahrum bırakmıştı. Kendi haberi olmadan ateşi çalarak insana verdiği ve insanı şımarttığı için Zeus, Prometheus'a kızdı, onu Kafkas dağlarının en yüksek tepesine gönderdi. Yanardağların, ateşin, sanayinin tanrısı Hephaistos'u çağırarak bu saygısız titanı yalçın bir kayaya çaktırdı.Her sabah, kocaman bir kartal kanatlarını açarak süzülüyor ve gelip Prometheus'un ciğerlerini yiyordu."
İnsanın Yaratılışı
Prometheus insanları daha iyi bir şekilde yaşatabilmek, kendilerini vahşi hayvanlara karşı tesirli silahlarla koruyabilmek, toprağı sürmeye yarayacak gerekli aletler elde edebilmek için onlara madenleri işlemeyi öğretmeyi ve ateşi vermeyi düşündü. İçi baştanbaşa oyuk fakat tutuşabilir bir özle kapalı olan Ferule (Şeytantersi ağacı) denilen ağaçtan eline bir dal aldı ve Lemnos adasına gitti. Hephaistos'un alevler fışkıran ocağına yaklaştı.Madenleri eriten kızgın ateşinden bir kıvılcım çaldı. Elindeki sopanın özünün içine sakladı ve onu ilâhi bir armağan olarak insanlara götürdü."
İnsanın Yaratılışı
"Prometheus ilk insanı balçıktan yarattı. İlk insanın vücudunu yapmak için balçığı, bazılarının tahmin ettikleri gibi su ile değil, kendi gözyaşı ile karıştırdı ve insanı yarattı."
Reklam
İnsanın Yaratılışı
"Prometheus'u baş-tanrı Olympos'a, Ölmezler arasına kabul etmişti. Fakat kendi ırkını mahveden Zeus ve arkadaşlarına karşı kalbinde bir kin besliyordu. Sonradan tanrıları inkâr edecek, onları hiçe sayacak ve işleyeceği kötülüklerle en vahşi hayvanlara bile taş çıkartacak, dünyanın başına belâ olacak bir mahlûku, insanı yaratarak tanrılardan dedelerinin öcünü almayı düşündü."
İnsanın Yaratılışı
"Titan İapetos'un dört oğlu olmuştu. Bunlardan Menoitios ile Atlas; Zeus'e başkaldıran Titan'larla beraber bulunduklarından cezalandırılmışlardı. Menoetios hainliğinden ve ölçüsüz cüretinden ötürü Erebos'a daldırılmıştı. Atlas'a gelince, dünyanın öbür ucunda ve Hesperides'lerin önünde omuzlarına gökkubbesini yüklenerek ayakta beklemek cezasına çarptırılmıştı.Diğer iki kardeşinin, Prometheus ile Epimetheus'un bahtları başka türlü oldu. Bunların ikisi de insanın yaratılışında önemli rol oynadılar."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.