#sultan’ınşehri
-Zekeriya Yıldız
Şehirler canlı bir organizma gibidir. Ruh taşır, can taşır, konuşur, nefes alır. Kimlik ve duruş sahibidir. Öyle ki bir şehirden bahsedildiğinde bir insan tanımlanır zannedersiniz. Kimine romantik denir, kimine hoyrat, kimine asil denir, kimine görgüsüz, kimine soğuk denir, kimine sıcak, kimine zengin demir, kimine fakir…
Bir şehir düşünün…
Sultanları, kendine hizmetkar eden bir Sultan’a ev sahipliği yapsın.
Kümliği, kişiliği, karakteriyle kendine hayran bıraksın. Bir ideal uğruna çile çekmenin, ahde vefanın ve sabrın sembolü olsun. Bitmeyen bir sevgi, dinmeyen bir hasretle insanları kendine çeksin. Sultan’ın şehri öyle bir yer… Tanıdıkça sevecek, sevdikçe bağlanacaksınız.
İşte Sultan’nın şehrinin anlatıldığı, güzel tasvir edildiği bir kitap bu kitap. İslamın, tarihin, yıkımın ve yeniden varoluşun anlatıldığı, bilinmeyen detayların gözler önünde olduğu bir eser. Buram buram tarih, tasavvuf ve ilimle donatılmış. Eyüp’ün biyografisi gibi düşünün. İçine çekecek, çekildikçe kaybolunacak…