Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"O kimse, kan ve din birliğinin insanlık duygusuna kattığı hasbî muhabbet ve aşinalık ile karşıdan gelen, yanından geçen rastgele bir simaya comert bir yakınlıkla bakar ve 'selamün aleyküm' derdi. Mimarisi ne basit, esası ve örgüsü ne sağlam bir köprü... topun da tüfengin de yıkıp sarsamayacağı, gönülden gönüle atılan bir kement..." diye özetler Ayverdi bu asırlık geleneği.
Vermezse Mâbud neylesin Sultan Mahmud?
"Selamün aleyküm baba!" demiş. İhtiyar bakmış şöyle... "Aleyküm selam evlat!" "Yahu nedir bu tıkanan? 'Tıkandı da tıkandı.' diyorsun. Dikkatimi çekti, merak ettim. Anlatır mısın?" "Gel evladım, gel. Otur anlatayım." demiş. "Bundan aylar aylar önce bir rüya gördüm yavrum. Rüyamda çok büyük bir
Reklam
Kaça alırım ben böyle liraları?Kendim kazanmıyor muyum?Bir mirasyedinin haksız servetine ancak dalkavuklar itibar eder.Varsın beyim yaşasın.Biz bunların çoğunu gördük,çoğunu da işittik ki işittiklerimizden de gördüklerimiz kadar ibret aldık.
"Ayda dört lirayı kendisi vermek üzere beni de oradan mahrum etmek istiyor. Kaça alırım ben böyle dört liraları! Kendim kazanamıyor muyum? Bir mirasyedinin istikrarsız servetine ancak dalkavuklar itibar eder. Varsın beyim yaşasın! Biz bunların çoğunu gördük, çoğunu da işittik ki, işittiklerimizden de, gördüklerimiz kadar ibret aldık."
Ah şu saatimde senden bir buse almak için her ayıbı göze alırım.
Reklam
Ya Selâmü
Ya Selâmü: Her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan, her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran, Cennetteki bahtiyar kullara selâm eden. Yâ Selâmü ism-i celili, 160 kerre bir hastanın üzerine okunursa, o hasta sıhhat bulur.
Sayfa 369Kitabı okudu
Selamlaşmak
Eski Istanbul'un insanını bugünden ayıran özelliklerin altını özellikle çizer Ayverdi. Çünkü o özellikler, bize neyi kaybettiğimizi hatırlatır. Bunlardan biri de günümüzde yerinde yeller esen selamlaşmadır. "Aranızda selâmı yayın" öğüdü, hadlerin aşılması ve yerini kibre bırakmasıyla bir külfet gibi görülmeye başlanmıştır. "O kimse, kan ve din birliğinin insanlık duygusuna kattığı hasbî muhabbet ve aşinalık ile, karşıdan gelen, yanından geçen rastgele bir simaya cömert bir yakınlıkla bakar ve 'selamün aleyküm' derdi. Mimarisi ne basit, esası ve örgüsü ne sağlam bir köprü... topun da tüfengin de yıkıp sarsamayacağı, gönülden gönüle atılan bir kement..." diye özetler Ayverdi bu asırlık geleneği. "Bir sevgi sebebiyle dünyaya gelmiş olan insan" için en sıradan gibi görünen ama en sıra dışı dillerden biridir selamlaşma. "Gelin tannış olalım / işi kolay kılalım / sevelim sevilelim / dünya kimseye kalmaz" düşüncesinin, vücut bulmuş hâlidir. Zamanla otomatikleşen insan, selamı bir alışkanlık olarak bile devam ettirememiştir. Çünkü: "O zamanlar bir zamandı ki, ne makineler insan vazifesini görüyor, ne insanlar makineye benziyordu. Henüz kasnaklar ve gergefler duvarlardan inmemiş, ninelerimizin maharetli kolları tezgâh çözmekten usanmamış, güneşte pişirilen ilaçlar dolaplardan eksilmemiş, dostluk, saffet ve samimiyet aşına soğuk su katılmamıştı."
Ah şu saatimde senden bir buse almak için her ayıbı göze alırım.
Sayfa 148
Selam versen selamın alırım El bağlarım divanında dururum Akıbeti yar yoluna ölürüm Armağanım yoktur candan ziyade
Sayfa 25 - platanus kitapKitabı okudu
Reklam
Alırlar..
Ah şu saatimde senden bir buse almak için her ayıbı göze alırım.
Sayfa 148