İsmet İnönü hükümetinin (Kıbrıstaki olaylardan dolayı) "Türk-Yunan Dostluk, İkamet, Ticaret, Seyrisefain Antlaşması" iptal etmesi ile birlikte Türkiye'ye yerleşmiş olan Yunan uyruklular sınır dışı edileceğinden dolayı Papa Eftim, mübadelede olduğu gibi Türk Ortodokslarının da Yunanistan'a gönderilmesinden endişe duymaya başlamıştır. İsmet İnönü ile Taşlık'taki evinde görüşen Papa Eftim, ikinci bir Lozan faciasının yaşanmasını istemediğini belirtmiştir. Bu konuda İsmet İnönü ve Papa Eftim arasında sert tartışmalar da yaşanmıştır. Rumların sınır dışı edilmesi tartışmaları devam ederken Papa Eftim ve Turgut Erenerol toplantılar yaparak "Türk Hristiyan Ortodokslara" Türk Ortodoks Patrikhanesi'ne katılmaları için çağrıda bulunmuşlardır. Turgut Eren Erol "Türk Hristiyan vatandaşları katiyen Rum olamaz." diyerek Hristiyanlığın Rumlukla birbirine karıştırıldığını dile getirmiştir.
Papa Eftim ve Turgut Erenerol'un bütün çabalarına rağmen İsmet İnönü, Lozan'da olduğu gibi kökenine bakmaksızın toplam 70.000 kişiyi sınır dışı etmiştir. Selçuk Erenerol bu rakamın 86.000 kişi olduğunu ve 15-20 bin kişi haricindekilerin Türk Ortodoksu olduğunu ifade etmektedir. Artık Papa Eftim'in yakın akrabaları dışında Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin cemaati kalmamıştır.
Türkiye’de çocukların yüzde 38’i şiddetli maddi yoksunluk içerisinde yetişiyor. Bu toplam 7,5 milyon çocuk demek. Bu oran İsviçre’de yüzde 1’in altında! 2015 yılında Bulgaristan’ın en kötü durumda olduğu bu sıralamada Türkiye 2016 yılında ivme kaybederek en dibe düşmüş bulunuyor. Avrupa’da çocuklarını bizden daha yoksul koşullarda yetiştiren başka bir ülke yok.
Sonra sol elini sağ avcuma aldım. Ve avcumun içine bir sevinç konmuş sandım. Çünkü ne toy eller bilirim ben. Yirmi, otuz, kırk yaşında... Gene de toy. Bu onlardan değildi. Evet, yaşamak hiç de yabancısı değildi ellerinin.
''İnsanlar kıstırılınca yargılamak zorunda kalırlar,'' dedi, ''toplum güvenliği dedikleri şey, aslında kişisel güvensizliğin yarattığı korkudur. Yargı, bir türlü kişisel savunmadır. Çünkü toplumda kıstırılmadan yaşamak olanaksızdır.''
'Ben de yorulmazsam, benim de ellerim acımazsa ev benim sayılmaz ki,'' dedi. Acıyı, yorgunluğu tek başına sen çekersen ev senin olur. Ben de yanında konuk gibi otururum sonra.''