Yavuz Sultan Selim Han, Hristiyan fırıncıların ekmeğin üzerine 3 çizik attığını görünce bu çiziklerin ne anlama geldiğini merak edip sorar. Fırıncı, 'Hünkârım, çizikleri teslis inancımız olan baba, oğul, kutsal ruha atfen atıyoruz' der. Yavuz Sultan Selim Han Müslüman fırıncılara ferman gönderir: 'Tek tanrı olan Allah'a iman ettiğimizin alameti olarak bizim ekmeklere tek çizik atılsın.'
MÖ 209 tarihi, Türk karacı kültürünün kuruluş tarihi olarak kabul edilebilir. Kuruluş kodlarına bakıldığı zaman, Türklerin "komutan lider" etrafında kenetlendiği görülür. Bunun hem dini, hem de siyasi bir arka planı vardır. Siyasi arka plan, Türklerin Oğuz Kağan neslinin etrafında birleşmesidir. Dini arka plan ise bu imtiyazın Oğuz Kağan nesline Gök Tanrı (Kök Tengri) tarafından verildiğine inanılmasıdır. Buna "kut anlayışı" denir. Bu yüzden toplum, Mete Han'ı "Gök Tanrı'nın tahta çıkardığı Tanrı Kut'u Tanhu" olarak görür ve bu "kut"sallıktan dolayı da Türk tarihinde hükümdarların kanı akıtılmayarak yay kirişiyle boğulma yoluna gidilir. Nitekim Osmanlı devrinde de böyle olmuştur ve Genç Osman isyancılar tarafından yay kirişiyle boğularak idam edilmiştir. Kutsal sayıldığı için hanedan kanını akıtmama adeti, III. Selim'in feci şekilde öldürülmesiyle son bulmuştur.
Sayfa 59 - Kronik Kitap, 4. Baskı: Mart 2021, İstanbul
Cariyenin Aşkı
Birgün cariye bir şekilde cihan padişahı Yavuz Sultan Selim'i görür ve ona aşık olur. Cariyenin aşkı gün geçtikçe artar ve bu durumu padişaha bildirmeye karar verir. Cariye hem padişahtan korkar hemde nasıl bu durumu açıklayacağını bilemez bir halde küçük bir not yazıp yatağına bırakmaya karar verir.
Not kağıdında şu ifade yazmaktadır;
Sayfa 317Kitabı okudu
VARILMAZ YURDUNA KÜÇÜK ALİOĞLU
Bozok Han'dan sürer gelir ötesi
Özeroğlu Seyfi Han'dır atası
Baz şahinler sarı kaplan yuvası
Varılmaz yurduna Küçük Alioğlu
Dağlarında hüma, geyik sekişir
Engininde keklik turaç ötüşür
Düşmanların sınırından bakışır
Giremez yurduna Küçük Alioğlu
Âşık Dadal varsın ünün söylesin
Halep'in paşası sofrasın dersin
Beylan'ın beyleri pekmezin satsın
Tuğlar sana layık Küçük Alioğlu
18. yüzyılın ikinci yarısında. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde bulundukları bölgeleri istedikleri gibi yöneten derebeyleri türemişti. Bunlardan birisi de Küçük Alioğlularıydı. Bunlar Payas-Dörtyol bölgesinin derebeyleriydi.
Bu şiir Küçük Alioğlu Halil Paşa için söylenmiştir. Halil Paşa. Zamanında Küçük Alioğulları en parlak dönemini yaşamıştır.
Bu dönemde üzerlerine gönderilen orduları yenen Halil Paşa aynı zamanda Hac'dan dönen 3. Selim döneminin sadrazamı Yusuf Ziya Paşa’yı da korkutmuştu.
Sadrazam Yusuf Ziya Paşa, Antakya'ya gelmişken Payas'tan geçemeyip kuzeye yönelerek Anadolu içlerinden ancak İstanbul'a varabilmişti.
Dadaloğlu, işte bu Halil Paşa'yı övmektedir.
Sayfa 226 - Ürün Yay-Kitabı okudu
Bilmem gözlerime nasıl bir büyü etti felek
Gözümü kan içinde bıraktı, ağlayışımı artırdı felek
Benim pençemin korkusundan arslanlar bile titrerken
Beni bir ahu gözlüye esir etti felek ( Yavuz Sultan Selim Han)
Ölmeyi bilmeyen yaşamayı da bilmez ki..
Sayfa 77 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
