Saçları, uzun simsiyah saçları, anasının taramaya, babasının koklamaya kıyamadığı saçları şimdi başından tel tel düşüyordu, tutamlar yerlerde toza bulanmış uçuşuyordu rüzgârla.
Eğreti bir aileydi bizimki, evet, aile değil yamalı bohça, hiç birşeyin konuşulmadığı ama herkesin gözü önünde sessiz dramların yaşandığı bir aile, araya kimse girmeden.