Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Canım Kızım; Meğer sanaymış yolculuğum. Burgun kendime neden yasadığımı sordum; bir anlamı olmalıydı basımdan gecen onca şeyin; bir karşılığım olmalıydı hayatta.bu soruyu sorduğumda kendime yirmi üç yasındaydım. Ellerim yaslanmamıştı henüz ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum, bildiğim her şeyden, herkesten uzaktaydım.. Yalnızlık,
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
tarımdaki sömürü ve halk
Kırşehir'den gönderilen ve 15 Mayısta yayınlanan bir mektupta aynı kıtlıktan söz edilmektedir. 24 Mayısta gelen haberlerde ise köylünün 'ölmüş hayvanat iaşesi', 'ağaç kabuğu ve ayrık tabir edilir ot kökü' yediği anlatılmaktadır. Batılaşma hareketleri, işte böyle bir düzenin 'can ve mal emniyetini' sağlamış, onu güçlendirip
Sayfa 221Kitabı okudu
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
RABBİNİZ ERKEK ÇOCUKLARI SİZE ÖZEL KILDI DA, KENDİSİNE MELEKLERİ KIZ ÇOCUĞU MU EDİNDİ? GERÇEKTEN, SİZ ÇOK BÜYÜK SÖZ SÖYLÜYORSUNUZ. (İsra Suresi 40. Ayet) Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere, romanın ana konusu İsra Suresi 40. Ayet’inde geçen, müşrikler tarafından hâşâ Allah’ın kızları olarak tanınan Lat, Uzza ve Menat isimli putlarla ve
Allah'ın Kızları
Allah'ın KızlarıNedim Gürsel · Doğan Kitap · 2008150 okunma
Bir varmış bir yokmuş... Evvel saman içinde kalbur zaman içimde pireler simsar develer kuaför iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken..Küçük bir cüce varmış. Bu cüce her şeyi çabucak unuttuğunun farkına vardığından yaşadıklarını yazmak için dev yavrusu olan erkek kardeşinin toplam çarpım defterini almış. Niyeti yazdıklarını hiç
"Derviş, bunda yalnız neylersin?" "Bilmem... Galiba odun keserim padişahım,odun toplarım,Taptuk Sultan'ıma hizmet için..." "Galiba ne demek derviş, kişi işlediğini bilmez midir?" "Ben bilirim de yüce padişah,acep Hak Teala da benim bildiğim şekilde mi bilir, onu bilmem" "Bilmez
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Ölüm korkusu ve Allah aşkı Zengindi, çok kazanıyordu. İşleri yolundaydı yani. Bir gün bir arkadaşı ofisine geldi. - Bana 1.000 dolar borç verir misin? dedi ezilip büzülerek. - İnan ki yok dostum! dedi adam, içi buruktu. - Allah aşkına ya İnan çok zordayım. Hiç mi yok? dedi mağdur kişi. Yemin etti ensesi kalın olan: - Vallahi billahi yok! Olsa neden vermeyeyim? Allah şahit! Sonra aynı mağdur kişi, aynı anda, aynı yerde cebinden bir silah çıkardı ve adamın başına dayadı. . Bana derhal 1.000 dolar ver! Dedi. Adamın rengi bembeyaz oldu. Tamam tamam... Lütfen sakin ol! diyerek kasayı açtı. Kafası karıştı. Bin dolar yerine bir deste doları silahlı adama uzattı. Adam içinden sadece bin dolar aldı ve gerisini masanın üzerine bıraktı. Adam parayla hiç ilgilenmedi, Allah’la da. Onun tek derdi kendisiydi; çünkü kendine aşıktı ve ölürse aşkı bitecekti. Denilebilir ki “Ensesi kalının aşkı samimi değilmiş Allah'a...Eğer öyle olsaydı olumu pahasına da olsa yalan söylemezdi!” Varsayalım ki mağdur kişi ‘Allah aşkına!' istediğinde mağrur kişi parayı vermiş olsun, yine değişen bir şey olmazdı. Bu sefer bu aynı adam, “Aşkı cehenneme gitmesin!” diye vermiş olacaktı o parayı… “İŞİN İÇİNDE BİR CEHENNEM OLMASAYDI YA DA SADECE CENNET OLSAYDI ACABA İNSANLAR ‘ALLAH AŞK’INDAN NE KADAR BAHSEDERDİ?”
499 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.