Mustafa Kemal:
Burada esir gibi yaşamaktansa, Karadeniz'de batmayı tercih ederim.
...
Biz Anadolu'ya silah ve cephane değil, ideal ve iman götürüyoruz.
Bir adamın parası bittiğinde kalbini kaybeder, değersizdir. O kadar zayıflar ki gülemez bile, garip bir aşağılık kompleksine kapılır, çaresiz kalır ve kadını kendinden uzaklaştıran o adam olur.
Leyla için, Tarık'la beraber olmak, bütün bu sıkıntıları göğüslemeye değer. Seviştikleri zaman, Leyla bir limana sığındığını, demir attığını hissediyor. Ayrılık korkuları yok oluyor.
Azize uyanıp ağlamaya başlayınca, Raşit de gelip susturması için Leyla'ya bağırınca, iki kadın bakıştılar. Zırhsız, anlayan, anlamlı bir bakışma. Meryem'le arasındaki bu anlık, sessiz iletişim, Leyla'ya artık düşman olmadıklarını anlattı.
Bütün bu öldürmelerin,yağmaların,bunca çirkinliğin ortasında,bir ağacın altında oturup Tarık'la öpüşmek öyle zararsız,öyle naifti ki. Küçücük bir şey. Kolayca bağışlanabilecek bir zaaf ânı.