"Bir yapı çıldırabilir mi?"
Bu soruyu bir saat önce sormuştum. Yaz alacakaranlığı, Büyük Alan'dan yavaş yavaş çekiliyordu; çekilirken de sütunlarda, kemerlerde oyalanan son güneş kırıntılarını siliyor, kaygan taşlarda gittikçe genişleyen kara gölgeler bırakıyordu.
Alacakaranlığın, her şeyi olduğundan biraz daha değişik,
"Anmalarda sesin rengi kendiliğinden değişir.
Dağlarını kurar yerleşir duygularda.
Yerin göğün uçurumlarıyla birleşir.
Anmak bir yürekliliktir korkularda."
İnsan sesinin veya bir enstrümandan çıkan sesin, ses perdesi ya da yüksekliğinden bağımsız, kendine özgü niteliğine ya da akustik zenginliğine "tını" denir; bir piyanoda çalınan do'yu saksofonda çalınan aynı notadan ayıran, tınısıdır. Armonik seslerin ya da armoniklerin frekansı ve akustik dalga biçimlerinin başlangıcı, yükselişi ve azalışı gibi çok sayıda farklı etmen, sesin tınısını etkiler. Sabit bir tını algısını koruma becerisi, işitsel beynin çok düzeyli ve son derece karmaşık bir sürecidir, ayrıca renk değişmezliğiyle de bazı benzerlikler içerebilir. Gerçekten de, renkle ilgili terimler sıklıkla tını için de kullanılır, hatta tınıya kimi zaman "ses rengi" ya da "ton rengi" denir.
Sayfa 119 - Musicophilia - Tales of Music and the Brain, Yapı Kredi Yayınları, [2. baskı: İstanbul, Eylül 2014] ISBN: 978-975-08-2940-6Kitabı okudu