Ama kaderin muziplik yaparak sevdiğime, üstelik benim de gerçekten sevildiğime beni inandırdığı gün, önce altüst oldum,pusulamı şaşırdım; piyangoda büyük ikramiye vurmuştu sanki fakat verdikleri para piyasada geçmiyordu.
Film Alıntı
seni seviyorum, inan bana…
- beni sevdiğine dair kanıt göster.
kanıt inancı öldürür.
eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin.
ben “seni sevdiğimi bilmeni” değil,
“seni sevdiğime inanmanı” istiyorum.
- neden ?
çünkü bilmek beyinle, inanmak kalple yapılan iştir.
Sweet November
Mutsuzluk şehrinde yaşayan yalnızlığımdan selam gönderdim sevdiğime, yârime, hasretime...
Özleminin dibine vurdum kirpikleri gözlerimde meltemler estiren sevgilimin.
Fırtınaya durdu birlikte yüzdüğümüz deniz. Ufukta güneş var mı bilmiyorum. Yelkenlerimiz ne kadar direnir bu şiddete?
Belki bir gün güneşin doğuşunu izleyebilirim gözlerinde. Fırtına dinmiş, sular durulmuş olur belki..
O zaman yine çıkabilirim düştüğüm dipsiz karanlık kuyudan. O zaman dönebilirim beni kavuran kurak çölden ve o zaman arınıp kendimi bulabilirim sevdiğim adamın nefesinin rüzgar diye estiği dudaklarının kıyısında.
1995 yılında basılmış yazımı 94 falan olan romanında yazarın pek çok mantık hatasını bulmam kaçınılmazdı ve öylede oldu tabi yeni yetmelik dönemlerine verdiğim minnak dipnot ile yorumuma devam ediyorum hikayede bu özellikleri görmezden geldiğimde ise ortaya okunası bir Koontz klasiği çıkıyor :) ki bu bugünün gözüyle benim bu yazarı neden hala sevdiğime bir neden niçin ilişkisi :) adam tarz işte yazmış yine yazacağını. :))
TakipDean R. Koontz · Altın Kitaplar · 199544 okunma
- Seni seviyorum.
+ Beni sevdiğine dair kanıt göster?
- Kanıt inancı öldürür. Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben "seni sevdiğimi bilmeni" değil, "seni sevdiğime inanmanı" istiyorum..
+ Neden?
- Çünkü bilmek beyinle, inanmak kalple yapılan iştir.
(...) Sweet November
Çok düşündüm bu şiiri,
Yazmadım.
Eski sevdiğime, tuttum bir şarkı yolladım
Dinledi mi bilmem;
Sessizlikle terbiye edildiğimden
Adaplıyımdır da artık,
Serzenmem...
Aman allahimmm kitap harikaydı. Hem ağladım hem güldüm hem acıdım hem imrendim. Kitabı okumadım, yaşadım. Çin edebiyatından hiç kitap okumamıştım, bu ilkim oldu ve iyi ki de okudum. Herkese tavsiye ediyorum.
Konusu için göçebe yaşamaya karar vermiş bir adamın köylülerden biriyle karşılaşıp onun hayat hikayesini dinlemesi diyebilirim. Basite indirgemiş göründü ama bu ne basit bir hayat, ne de yalnızca bir kişinin hayatı. Fugui sağ olsun yaşamaya çalışırken birçok hayata dokunuyor, onlarla bir oluyor. Ben de hangi karakterin baskın olduğu kısmı okuyorsam en çok o karakteri sevdiğime karar veriyorum im a bitch sanirim ama herrrr karakter birbirinden sevilesi idi. Çok acıklı ve bir o kadar da yaşamaya kök salmış, çabayı elden hiç bırakmayan hayatlardı.
Bu hayat hikayelerinin yanı sıra Çin'in 70-80li yillarda yaşadığı yüzlerce zorluğa da şahit oldum. Yaşanan evreleri tüm detaylarıyla ve bence şeffaflığıyla yansıtmış yazarımız. Ki bu yüzden bir süre yasaklı kitap pozisyonunda kalmış.
Şu an bunları görebilmek, okuyabilmek beni çok etkiledi. Her an bizim de sonumuz devletin tava tenceremizi bile toplayacağı o ekonomik krize varabilir.
Son olarak, bunca hissi, değeri, anıyı anlatırken Yazar ve Çevirmenin dili bu denli sade tutması okunabilirlik ve duyguların açığa çıkması yönünden çok başarılıydı.
Her şeye rağmen yaşamak güzel şey