Uzun süren kitapların ayrı ayrı hikayeleri vardır:
Kimi çok sıkıcıdır, bir türlü bitiremezsin.
Kimi çok hacimlidir, oku oku sonunu göremezsin.
Kimi çok yoğundur içinden çıkamazsın.
Kimine doyamaz, bitmesin diye cümle cümle okur bırakırsın.
Kimini başucu kitabı gibi kullanır, bunaldıkça açar, yudum yudum tadarsın.
Bu kitabın hikayesi de bu
Sevginin iç dinamikleri tek tek ele alındığında hep bir alış veriş içerisindeyiz. En "masum" zannedilen sevgilerde bile bir çıkar söz konusu.
Nasıl yani?
Örneğin Tanrıyı seviyor musun? Evet.
Peki neden seviyorsun?
Cennet, köşk, huri ve tüm "cismani" zevklerinin kaynağı olarak gördüğün için olabilir mi?
Tüm bunları hesaba
YouTube kitap kanalımda Ay Işığı Sokağı kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/cw421oNbC14
Zweig'ı merak eden ve kitaplarıyla tanışmak isteyen okurlar için Zweig'a başlamak açısından doğru bir tercih olmayacak kitaptır.
Bugüne kadar neler okuduk?
Olağanüstü Bir Gece'de, yapay heyecanların doğal olanına doğru