“Yosunlu dere kıyısına oturup ayaklarımı suya soktum. Ne zaman yüz yüze bakışarak dertleşebileceğim birine hasret kalsam buraya gelirim. Suda beliren sevimli, şeffaf gövdeyle konuşmak elbette hasretimi tam gidermiyor ama yapayalnız kalmaktan iyidir. Ne zaman konuşsam o da konuşuyor, derdimle dertleniyor, beni her defasında şöyle avutuyor: “Hiç arkadaşın yok diye yüzünü düşürme zavallı kız, ben sana arkadaşlık ederim.” O benim biricik arkadaşım, kız kardeşim.”
Sevdiği adamın kalbini kıracağını da anlamıştı. Hem de çok acımasız bir şekilde kıracağını.. Ne için? Sevimli biri olduğu, onu sevdiği ve ona aşık olduğu için. Ama yapacak bir şey yoktu,öyle gerekiyordu, öyle olacaktı.
Reklam
Bizi mutlu eden insanlara minnet duyalım; onlar ruhumuza çiçek açtıran sevimli bahçıvanlardır. Ama fesat ya da sadece kayıtsız kadınlara, bizi üzen zalim dostlara daha da çok minnet duyalım. Onlar şimdi tanınmaz enkazlarla kaplı kalbimizi kasıp kavurmuş, ağaçların gövdelerini kökleyip narin dallarını parçalamış, ama tahripkar bir rüzgar misali, aynı zamanda hasadı belirsiz iyi tohumlar da ekmişlerdir.
“Ona sempatik ve sevimli görünmek zorunda olmadığını öğret. Ona herkesin sevgisine ve beğenisine ihtiyacı olmadığını göster. Biri ondan hoşlanmazsa başka biri hoşlanacaktır. Ona yalnızca sevilen ve sevilmeyen bir nesne olmadığını, aynı zamanda seven veya sevmeyen bir özne olduğunu öğret.”
Sayfa 56 - Doğan Kitap, Chimamanda Ngozi AdichieKitabı okudu
Sen benim sevimli intizarımsın Kaderim, kederim, âh-u zârımsın
Maslennikov, çar ailesine yakın bir birlik olan muhafız alayında çalışırken çar ailesiyle görüşmeye alışmıştı. Ancak çok açıktır ki alçaklık, tekrarlandıkça artar. Kendisine bu şekilde önem verilmesi, Maslennikov’da küçük, sevimli bir köpeğin, sahibi sırtını okşadıktan, kulaklarının arkasını kaşıdıktan sonra kapıldığı heyecanı yaratıyordu.
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.